Rusya'da yetkililerin bir türlü ciddi önlem almaya yanaşmaması nedeniyle ırkçı örgütler hızla güçleniyor. Ülke çapında 50 bin civarında ırkçı örgüt üyesi mevcut.
Abone olRusya'da yetkililerin bir türlü ciddi önlem almaya yanaşmaması nedeniyle ırkçı örgütler hızla güçleniyor. Ülke çapında sayıları 50 bin olarak hesaplanan ırkçı örgüt üyelerinin iki yıl içinde 100 bine ulaşabileceği tahmin ediliyor. Basının kısaca "dazlak" olarak nitelediği ırkçılar, özellikle Moskova ve St. Petersburg gibi büyük kentlerde etkin. Ancak, bazı cinayet ve saldırılar dışında medya ırkçılardan hemen hemen hiç söz etmiyor ve büyüyen tehlikeyi görmezden geliyor. Birkaç ay önce St. Petersburg'da dokuz yaşındaki bir Tacik kız öldürüldüğünde Rus medyası ender görülen şekilde cinayetin üzerine gitmişti. Oluşan kamuoyu baskısı nedeniyle soruşturma başlatıldı. Cinayetin unutulduğu bir anda suçluların yakalandığı açıklandı. Ancak, benzer olaylarda olduğu gibi yetkililer saldırının ırkçı nedenlerle işlenmediğinde ısrar etti, Onlara göre, 9 yaşındaki kızı serseriler öldürmüştü. Herkesin inanmak istediği açıklama buydu. Ta ki, İran Basın Ataşesi'nin St. Petersburg'da okuyan oğlu öldürülünceye kadar. Ya da Moskova'da bir Afgan göçmen, Voronej'de Afrikalı bir öğrenci "dazlak"lar tarafından öldürülünceye dek. Cinayetler gizleniyor Irkçı saldırılar, hatta cinayetler çoğu zaman yetkililer tarafından gizleniyor. Örneğin, St. Petersburg'da Alman vatandaşı bir Türk'ün ırkçılar tarafından dövülerek öldürüldüğü, Tacik kız olayı sırasında basına yansıyan haberlerle ortaya çıktı. Cinayetin bile gizli kalabildiği bir ortamda Moskova'da her gün yaşanan onlarca saldırıdan olayın kahramanları dışında kimsenin haberi olmaması şaşırtıcı gelmiyor. Moskova metrosunda ırkçıların saldırı düzenlemediği, en azından hedef seçtiği kişiyi küçük düşürmeye çalışmadığı gün yok gibi. Hedef kim? Peki, ırkçılar kime saldırıyor? Kendilerine, yani "Rus'a benzemeyen herkese" diye bir genelleme yapmak mümkün. Daha somut olarak, siyahları ve esmerleri hedef alıyorlar. Rusya'da Kafkas kökenliler için "Kafkas tipli" ifadesi kullanılıyor. En çok saldırıya uğrayanlar da Kafkas tipliler; yani Azeriler, Ermeniler, Gürcüler, Çeçenler ve diğer Kafkas halklarının temsilcileri. Irkçı örgütlerin sık sık Kafkas asıllıların bulunduğu semt pazarlarına ellerinde demir çubuklarla toplu saldırılar düzenlediği biliniyor. Ya güvenlik kuvvetleri? Onlar ırkçı saldırılar karşısında ne yapıyor? Doğrusu, "Kafkas tipli" olanlardan güvenlik kuvvetleri de fazla hoşlanmadığı için genelde müdahale etmiyor. Diğer yandan yasalar da güvenlik kuvvetlerinin elini kolunu bağlıyor. Örneğin, metroda birisine saldıran kişiyi yakalayan güvenlik görevlisi aslında boşuna bir çaba içinde olduğunu biliyor. Çünkü, birincisi saldırganlar genellikle 15 – 16 yaşında oluyor, ikincisi bu suç yasada "serserilik " tanımına girdiği için çoğu dava karakolda ifade alınmasıyla başlamadan son buluyor. Neden ekonomik sorunlar Çoğunluk, ekonomik sorunların ırkçılığı beslediğini düşünüyor. Gerçekten öyle mi? Filip Kirkorov, Rusya'nın en ünlü şarkıcılarından biri. Geçenlerde bir basın toplantısında Ermeni asıllı bir bayan gazeteci Kirkorov'a hoşlanmadığı bir soru sordu. Ünlü şarkıcı, bayan muhabiri küfür ederek kovmakla kalmadı, aksanlı Rusça'sıyla alay etti. Yani, "ekonomik sorunlar" fazla basit bir açıklama. Haber: Cenk Başlamış Kaynak : Deutsche Welle