BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  DÜNYA

Rumların gazına gelmeyin!

AB dönem başkanlığı sırasında ikinci sondajı bitirmek isteyen Rum Yönetimi'nin çabasına Ankara sert çıktı.

Abone ol

Kıbrıs Rum Kesimi'nin Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığı'nın avantajlarını da kullanarak Doğu Akdeniz'de 2. sondaj ve doğalgaz arama ihalesinde ısrar etmesi, Türkiye'yi yeni önlemler almaya yönlendirdi. Arama yapılacak bölgenin bir bölümünün Türkiye'nin kıtasahanlığı içinde kalması ve Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları üzerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de haklarının bulunmasını gerekçe gösteren Türkiye, ihaleye katılacak olan ülkelerin hükümetlerini ve enerji şirketlerini uyardı. Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yapılan uyarıda, 'ihale bölgesi ihtilaflı, sondaj çalışması ve aramaya izin vermeyiz. İlişkilerimizin bozulmasını istemiyorsanız ihaleden çekilin' mesajı verildi.

15 ÜLKEYE UYARI

Daha önce benzer bir uyarıyı ABD ve İsrail nezdinde yapan Türkiye'nin, bu kez de aralarında Rusya. Çin, Fransa, İngiltere, Norveç'in bulunduğu 15 ülkeyi uyardığı belirtildi. Uyarı, Rum kesiminin ihalesiyle ilgilenen ülkelerin Ankara'daki büyükelçileri kanalıyla gerçekleştirildi. Dışişleri Bakanlığı, hükümetlerin yanı sıra Rus devi Novatek, Fransız Total, Güney Kore'den Kogas, İtalya'dan ENI olmak üzere uluslararası enerji firmalarına da benzer bir uyarıda bulundu.

Akşam gazetesinin haberine göre, AB dönem başkanlığını temmuz ayı başında devralan Kıbrıs Rum Kesimi, ikinci doğalgaz sondaj ihalesini bu görevi bitmeden tamamlamak için atağa geçti. Ankara ise bunun üzerine, ihaleye katılacağı belli olan ülke ve şirketleri tek tek uyardı. Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına göre mayıs ayından bu yana uyarılar sürüyor.

İSTENMEYEN GERGİNLİKLER OLUR

DIŞİŞLERİ Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal, 'GKRY'nin açtığı sözde ihaleye konu olan deniz alanlarının Ada'nın batısındaki bir bölümü Türkiye'nin Akdeniz'deki kıta sahanlığı alanı ile çakışmaktadır. Türkiye, bu alanlarda hiçbir faaliyete müsaade etmeyecektir' dedi. İhaleye konu olan deniz alanlarının Ada'nın güneyindeki büyük bölümünün KKTC tarafından TPAO'ya verilen ruhsat sahaları ile çakıştığını kaydeden Ünal, 'Uluslararası petrol şirketlerinin bu alanlarda ileride faaliyette bulunmaları, KKTC ve TPAO ile karşı karşıya gelmelerine ve arzu edilmeyen gerginliklerin ortaya çıkmasına sebep olabilecektir. İlgili ülkeler ve petrol şirketlerini sağduyulu hareket etmeye ve ihaleden çekilmeye davet ediyoruz' dedi.

KKTC'NİN DE HAKLARI VAR!

Türkiye'nin, ülke ve enerji şirketlerine yaptığı uyarıda, uluslararası hukuktan doğan durum ayrıntılı biçimde anlatıldı. Söz konusu bölgenin bir bölümünün Türkiye'nin kıtasahanlığı içinde bulunduğu vurgulandı. Ayrıca, Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları üzerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de hakları bulunduğu hatırlatılarak, 'ihale bölgesi ihtilaflı, sondaj çalışması ve aramaya izin vermeyiz. İlişkilerimizin bozulmasını istemiyorsanız ihaleden çekilin' denildi.

DOĞALGAZ CESARETLENDİRDİ DURMASI ZOR BİRAZ!

Enerji Uzmanı Necdet Pamir, ABD ve İsrailli şirketler tarafından gerçekleştirilen ilk ihale çalışmalarında bölgede doğalgaz bulunmasının diğer ülke şirketlerini de cesaretlendiriğini söyledi. Sürecin engellenmesinin zor olduğunu ifade eden Pamir, 'Petrol şirketleri uluslararası hukuka bakmaksızın, ortaya yeni çıkan kaynakları paylaşmak, orada yer almak istiyorlar. Yani, 'uluslararası hukuk tamam ama, biz burada kendimize yer kapalım. Hukuki kısım sonradan çözülür' diyorlar. Dolayısıyla uyarıların çok büyük etki sağlayacağını sanmıyorum' değerlendirmesini yaptı. Pamir, şunları söyledi: 'Bu sürecin başından beri AB doğrudan ve açıktan, ABD de açıktan olmasa bile 'net olarak' Rum tezlerinin arkasında duruyor. Buna bir de ilk yapılan çalışmada hatırı sayılır miktarda doğalgaz bulunması, bölgede hiçbir ekonomik gücü olmayan Rum Kesimi'nin elini güçlendirdi. Bu da diğer şirketleri cesaretlendirdi. Bir de üzerine Rumların AB dönem başkanı olması bu ihale süreçlerini süreci hızlandırdı. Ben açıkçası önümüzdeki süreçte, bu ihaleye katılan ülkeler ya da şirketler ile ilgili önemli ve büyük bir yaptırım gerçekleşebileceğini sanmıyorum.'