Türkiye ve Yunanistan arasında alınan kararlar çerçevesinde KKTC’den özel bir temsilcinin Atina’da, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nden GKRY) bir temsilcinin de Ankara’yı ziyaret ederek Kıbrıs sorunu konusunda temaslarda bulunması kararlaştırılmıştı.
Vatan gazetesinde yer alan habere göre, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs sorunu müzakereleri için görevlendirdiği Andreas Mavroyannis, Rum yönetiminden Ankara’ya yapılacak ilk ziyarette getirecekleri öneriyi açıkladı.
Yakın bir zamanda Türkiye’ye geleceğini söyleyen Mavronannis’in teklifi özetle şöyle:
- Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra yerleşime kapatılarak hayalet kente dönüşen Maraş’ı BM yönetimine devredin. Biz de KKTC’nin Gazimağusa Limanı üzerinden AB ile ticarete başlamasına onay verelim.
- Türkiye ek protokolü onaylayarak Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanısın; liman ve havaalanlarını bize açsın. Biz de AB’de blokaj uyguladığımız müzakere başlıklarından vetomuzu kaldıralım.
Ercan’a da onay
Mavroyannis, Kıbrıs müzakereleri sürecinde ilk olarak, Maraş’ın Türk tarafının kontrolünden çıkarılması ve Türkiye’nin GKRY’ye limanlarını açmasını istediklerini anlattı, Maraş’la ilgili adımın “çok güçlü bir mesaj” olacağını ifade etti. Mavroyannis, Ankara’da yapacağı görüşmelerde masaya koyacakları öneri için şunları söyledi: Önerimiz, Türkiye’nin AB ile müzakerelerinde dondurulmuş 8 başlığın açılması karşılığında Ankara Ek Protokolü’nün uygulanmasını, kapalı Maraş’ın BM’ye devredilmesini ve (KKTC tarafındaki) Mağusa Limanı’nın ürünlerin AB’de serbest dolaşımını içeriyor. KKTC basınına göre Rumlar Ercan Havalimanı’nın da resmen tanınmasını kabul etmeye yakın ancak bunu resmi olarak dillendirmemeyi tercih ediyorlar.
Ankara Ek Protokolü ne içeriyor?
Türkiye, 1963 tarihli Ankara Anlaşması'nı 1 Mayıs 2004 tarihinde AB üyesi olan 10 ülkeyi kapsayacak şekilde genişleten “Ek Protokol”ü 30 Temmuz 2005’te imzaladı. Türkiye ile AB Dönem Başkanı İngiltere arasında mektup teatisiyle yürütülen imza süreci, Protokol’de “Kıbrıs Cumhuriyeti” adıyla ifade edilen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tanıdığı anlamına gelmeyeceğine yönelik deklarasyonla birlikte gönderilmesiyle tamamlandı.
13 Rum’a tazminat
Barış Harekatı’ndan önce Maraş’ta yaşayan Rumlar, geçtiğimiz yıllarda ‘mülklerini kullanamadıkları’ için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. AİHM en son 10 Ocak’ta Türkiye’nin 13 Kıbrıslı Rum’a yaklaşık 20 milyon 830 bin euro ödemesini kararlaştırmıştı. Kıbrıslı Rum Lordos ve 12 arkadaşının 1990’da açtığı davada mahkeme “Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin mal ve mülkiyetin korunması ile aile ve özel yaşam hakkıyla ilgili maddeleri ihlal ettiğine” hükmetti.
‘Kısır döngü bitmeli’
Mavroyannis, GKRY’den yapılacak bu ilk ziyaretin yeni ziyaretlerin önünü de açmasını umduklarını belirterek, “Sorunları aşmak istiyoruz. Bu kısır döngüyü olumlu bir duruma çevirmeye kararlıyız. Kıbrıs sorununun çözümü, bizi birleştiren etkenlerin bizi ayıran etkenlerden daha fazla olduğunu ispat edecektir” dedi.
Ban'dan 4 gün uyarısı
Öte yandan BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'un Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer'ın, 4 günlük Kıbrıs ziyereti yarın başlıyor. Ziyaret öncesinde Ban Ki-Moon, Rum ve Türk tarafları arasında müzakerelerin başlamasının önünde engel olarak duran ortak açıklama krizinin bu 4 gün içerisinde aşılmasını istedi.
Rum lider Nikos Anastasiadis ise Ban'ın açıklamalarına sert tepki verdi. Anastasiadis 'nereden gelirse gelsin, şantaj ve takvimi kabul etmeyeceklerini ve sırf diyalog olsun diye müzakerelere başlamayacaklarını' açıkladı.
Ortak açıklama konusunda mutabakat sağlanması ve müzakere tarihinin belirlenmesi hususunda tarafları ikna etmeye çalışacak olan Alexander Downer, 4 Kasım Pazartesi adaya gelecek ve 5 Kasım Salı günü temaslarına başlayacak.