Kıbrıs Türklerinin sembol isimlerinden eski cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın ardından KKTC ne durumda?
Abone olOktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Son nefesinde bile söyle Rum liderler için 'Söyle kendilerine, burası bağımsız bir cumhuriyettir' diye bağıracak kadar hayatını davasına adamış bir ömürdü.
DÜNYA GÜÇLÜ OLANIN YANINDA KALDI
Denktaş'ın kurduğu KKTC, bugün AB ve onun şımarık temsilcisi Rumların kıskacındadır. Her türlü olumsuz şartlara rağmen, Kıbrıs Türk kimliğinin oluşmasındaki payı kuşkusuz çok büyüktür. Güçlü olanın söz sahibi olduğu bir dünyada, Denktaş'ın sürekli söylediği "bağımsız Türk cumhuriyeti" için istenilen nokta değildir. İdealler ile gerçekler paralel gitmedi Akdeniz'in bu büyük adasında.
MEYDAN OKUDU
Kıbrıs denince Denktaş, Denktaş denince Kıbrıs akla geliyor. İki ismi birbirinden ayırmak mümkün olmadı hiçbir zaman. Dünya kamuoyu onu "işgalci ordunun kuklası" olarak gördü. Hiç pesetmedi, inatçıydı, azimliydi, inandığı davası için taviz vermedi. Nesiller Denktaş ile doğdu büyüdü. Çocukken Denktaş'ı görenler emekli olduklarında da bile onu karşılarında gördüler. 1948 yılında çıktığı ilk mitingten günümüze kadar Türkiye ve Kıbrıs adına önemli bir figür oldu.
"SÖYLEDİKLERİNDE SAMİMİYDİ"
Müzakere masasında kimleri eskitmedi ki... Perez de Cuellar, Butros Gali, Richard Holbooke, Kofi Annan.... 1999-2004 arası BM Kıbrıs özel temsilciliğini yürüten Alvaro de Soto, yıllar sonra Denktaş'ı "Çok yetenekli bir lider ve usta bir stratejist" diye tarif ediyordu. Ve yine de Soto, onun için "Söylediklerinde samimi olduğuna eminim" diyecektir.
HALKI 2004'TE ONU DİNLEMEDİ
Kıbrıs'ta "çözüme direnen takoz" olarak görüldü. Annan planı kariyerinin dönüm noktalarından birini oluşturdu. Planı şiddetle reddetse de Ankara'nın baskısıyla boyun referandumu kabul etti. "Hayır" dese de Kıbrıs halkı mücahit liderini dinlemedi ve yüzde 65 oyla iki tarafı tek çatı altında birleştirecek federal devlete "evet" dedi. Plan sonrası Erdoğan ve Gül ile yaşadığı gerilim basına yansıdı.
RUM PASAPORTU ALAN TORUNU İÇİN NE DEMİŞTİ?
Halkından beklemediği bir darbe alan Denktaş'ı torunu Rauf Kürşat zor durumda bıraktı. Denktaş, "Rum vatandaşlığına geçen haindir" demişti. Ancak torunu, Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği alabilmek için Rum nüfus dairesine başvurdu. Denktaş torunuyla ilgili eleştirilere işte bu cevap vermişti:
"Bu gençlerin hepsi bizim gelecekteki askerlerimizdir, mücahitlerimizdir, kimse, gençler Kıbrıs pasaportu aldı diye Kıbrıs meselesinden vazgeçemez."
BESLEME KRİZİ
Geçtiğimiz yıllarda Başbakan Erdoğan ile KKTC arasında "besleme" krizi unutulmuş değil. Sendikaların AK Parti karşıtı gösteride açtıkları "ha...tir" pankartı çok konuşulmuştu. Erdoğan'ın protestocular için "Ülkemizden beslenenlerin bu yola girmesi manidardır" şeklindeki sözü iki taraf arasındaki güven bunalımının dışa vurumu oldu.
100 BİN RUM PASAPORTU
Çok değil 4 ay önce KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün KKTC'de 100 bine yakın Kıbrıslı Türk'ün Rum pasaportu aldığını açıklamıştı. Büyük çoğunluğunu da öğrenci ve işsiz gençler oluşturuyor. Adadaki yerli Türklerinin sayısının 250 bin civarında olduğu düşünülürse hayli yüksek bir oran. Geriye kalan yaklaşık 150 bin kişi öğrenciler, asker ve aileleri ile Türkiye'den geeln göçmenler oluşturuyor.
RUMLAR AB HAVUCU İLE GENÇLERİ KANDIRIYOR
Rumlar AB havucunu göstererek gençleri kendi safına çekiyor. Savaşla yapamadıklarını ekonomiyle pasaportla açılan sınır kapılarıyla yapıyor. Karşılıklı ziyaretlerde Türkler va Rumlar sadece kimlik göstererek girebiliyor. Kimlik şartı Rum kesimi için sorun teşkil etmiyor. Pasaport zorunluğunun olmaması, Rum kesiminin "adanın tek hakimi benim" mesajının en hazin örneğidir aslında. Tanımadığı kuzeyden elektrik almakta sakınca görmeyen Rumlar, diğer işlemlerde Türkleri tanımıyor.