BIST 9.627
DOLAR 35,20
EURO 36,74
ALTIN 2.955,34
HABER /  GÜNCEL

Ruhban okulu açılmalı yoksa...

Heybeliada Ruhban Okulu tartışması yeniden alevlendi. AP'li Hıristiyan Demokrat Poettering, okulun açılmasını istedi. Poettering aksi takdirde ne olacağını söyledi.

Abone ol

Avrupa Parlamentosu (AP) Hıristiyan Demokratlar-Avrupa Demokratları Grubu Başkanı Hans-Gert Poettering, ''Heybeliada Ruhban Okulu'nun bir an önce açılmasını istiyoruz. Bu yapılmadığı takdirde, Batı Avrupa toplumlarında İslam fobisi artacaktır'' dedi. Poettering, Fener Rum Patrikhanesi ile İstanbul'da ortaklaşa düzenledikleri uluslararası konferanstaki konuşmasına, ''Bugün burada ekümenik patriğin davetlisi olarak bulunmaktan mutluluk duyuyorum'' diye başladı. Bu konferansın 4. kez Türkiye'de gerçekleştirildiğini, ancak Müslümanlar'ın ilk kez bu diyalogta yer aldığını anlatan Poettering, ''Ekümenik patriğin, doğu geleneklerine mensup Hıristiyanları temsil ettiğini'' söyledi. Poettering, ''Patrikhane'nin İstanbul'da bulunmasına önem veriyoruz ve ekümenik patrik, Avrupa'nın temsilciliğini yapmaktadır. Türkiye'nin buradaki temsilinin, Türkiye'nin uluslararası arenadaki beklentileri için de yararlı olacağını düşünüyoruz'' dedi. Türk halkını, ''Hıristiyan Demokratlar'ın ne olduğunu anlamaya'' davet eden Hans-Gert Poettering, şunları kaydetti: ''Hıristiyanlar'ın mirası, hem arkeolojik kalıntılarda, hem Heybeliada Ruhban Okulu'nda, hem ekümenik patriğin kendisinde bulunur. Heybeliada Ruhban Okulu, 1971 yılında Türk yetkililer tarafından kapatılmıştır. Adana'da da böyle olmuştur. Katolikler, 10 yıl boyunca kiliselerini açık tutmak için mücadele etmişlerdir. Türkiye'deki Hıristiyanlar'ın kendi dinlerini öğretme ve eğitme imkanı bulunmalı. Heybeliada Ruhban Okulu bunun için vardır. Türkiye'nin, Hıristiyan toplumlarına ihtiyacı vardır. Türk halkı, ancak bu şekilde Müslüman olmayan AB'yi tanıyabilir. Çünkü, günün birinde oraya tam üye olmak istiyorlar. Heybeliada Ruhban Okulu, diyalog için uygun bir mekandır. Bizler için de çok önemli bir mekandır. Ruhban Okulu'nun bir an önce açılmasını istiyoruz. Avrupa Hıristiyan Demokratları adına Türk yetkili makamlarına, Hıristiyan kiliseleri ve Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılması çağrısında bulunuyoruz. Çünkü bunlar tek taraflı kapatıldı. Bu yapılmadığı takdirde, Batı Avrupa toplumlarındaki İslam fobisi artacaktır.'' Poettering, konuşmasında ayrıca Avrupa'daki Hıristiyan demokratlar hakkında bilgi verdi. -ŞABAN DİŞLİ'NİN KONUŞMASI- AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli de, konuşmasında Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılması istemine yanıt verdi. Bu konunun birçok yerde çarpıtılarak ele alındığını vurgulayan Dişli, şunları söyledi: ''Patrikhane'nin, Rum halkı ile ilgisi yoktur. Ruhban Okulu'nun kapatılması, bilinçli bir şekilde karşı hareket olarak algılanmamalı, bir yargı kararı olarak bakılmalı. O dönemde bu okulların kapatılmasıyla Türkiye'deki laik sistemin korunması hedeflenmiştir. Türk mevzuatı, özel okullarda dini ve askeri eğitime izin vermez. 1971'de tüm özel okullarla beraber Ruhban Okulu da kapatıldı. Buna dayanak olan kanun, hem Müslümanları hem de gayrimüslimleri kapsayan bir kanundur.'' Dişli, Ruhban Okulu'nun, üniversitenin bünyesinde açılmasını teklif ettiklerini, ancak Patrikhane'nin bunun özel bağlamda değerlendirilmesini istediğini anlatarak, ''Eğer Ruhban Okulu'na özel haklar tanınırsa, diğerlerine de tanımak gerekir'' diye konuştu. Bu konuda tüm taraflara uygun bir çözüm aradıklarını belirten Dişli, dini vakıfların gayrimenkul kullanmalarına ilişkin de bilgi verdi. Bu konuda yeni bir yasa taslağı hazırlandığını ve taslağın şu anda AB Katılım Komisyonu tarafından da incelendiğini dile getiren Dişli, taslağın ihtilaflı birkaç konuyu halledeceğini bildirdi. Dişli, Yunanistan'da yaşayan Türkler'in de haklarının ihlal edildiğine dikkati çekti. Konuşmasında ''ekümenlik'' tartışmalarına da değinen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli, Fener Rum Patrikhanesi'nin durumunun, Lozan Anlaşması'nda ele alındığını ve patriğin görevlerinin İstanbul'daki Rum halkının dini temsilcisi olarak sınırlandırıldığını söyledi. Dişli, patriğin, Ermeni, Yahudi gibi diğer dinlerin temsilcileri ile eşit statüde olduğunu vurgulayarak, Türkiye Cumhuriyeti kurulurken şeyhülislamlığın kaldırıldığını, yerine Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kurulduğunu hatırlattı. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da sadece Türkiye'deki Müslümanlar'dan sorumlu olduğunu ifade eden Dişli, patriğin de Türkiye'de bir dini kurum olarak değerlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.