Pentagon danışmanı Michael Rubin Başbakan Erdoğan'a saldırdı. Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ı bugünlerde ABD'de ağırlayan Rubin son yazısında ağır eleştiriler yöneltti.
Abone olAK Parti hükümetinin “belalı”sı Micheal Rubin yine ortaya çıktı. Pentagon’un eski uzmanlarından, American Enterperise Institute’un Ortadoğu Masası uzmanı Rubin, 2005 yılı boyunca müteaddit defalar AKP’yi hedef aldı. AKP hükümetini Arap ülkelerinden akan “yeşil sermaye” üzerinde oturmakla suçladı, Türkiye’yi Avrupa’nın hasta adamı ilan etti ve AKP iktidarı süresince Türkiye-Amerika ilişkilerinin düzelmesinin muhal olduğunu yazdı. Erdoğan hükümetinin sert tepkisini çeken Rubin, bugünlerde, tam da kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt’ı ağırlarken, tüfeğini yeniden AKP’ye ve Erdoğan’a çevirdi ve tetiğe bastı! 12 Aralık Pazartesi (dün!) Natioanl Review dergisinde yayınladığı son yazı, Tayyip Erdoğan ve AKP’yle ilgili zehir zemberek sözlerle dolu. “Türkiye’deki Rahat Bir Yemek Olmayacak / Yeni Büyükelçimizi Bekleyen Muazzam Zorlukta Görev” (http://www.meforum.org/article/873) başlıklı yazısında Micheal Rubin lafa Türkiye’ye atanan yeni Amerikan büyükelçisi Ross L. Wilson’ı bahane ederek başlıyor. “Bahane” diyoruz, çünkü yazının havasından şu çok iyi anlaşılıyor: Rubin AKP’yle ilgili epey malzeme biriktirmiş, söyleyecek çok şeyi var ve bunları söylemek için uzun süredir bir bağlam arıyormuş. EN BÜYÜK SORUN: ERDOĞAN Rubin’e göre Türkiye-Amerika arasındaki en önemli sorun reddedilen 1 Mart Tezkeresi değil artık; tersine, Amerika için en büyük problem bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan! Erdoğan’ın hukuku, laikliği ve saydamlığı hiç saydığını iddia eden Rubin şöyle diyor: “Erdoğan seçimle gelmiş olabilir ama davranışları demokratik sürece antipatisini gösteriyor” ERDOĞAN DİKTATÖR MÜ? Rubin yazısının büyük bölümünü Erdoğan’ın hukuk dışı girişimlerinin ve AKP kadrolaşmasının örneklerine ayırmış. Yargıtay Başsavcısı Nuri Ok’un AKP hakkında yüksek Mahkemeye yaptığı müracaatın, Erdoğan’ın parti içinde dikatörlüğe yaklaşan hakimiyetine meydan okuduğu görüşünde Rubin. “AKP YARGIYI ELE GEÇİRECEK” Rubin’in iddiaları bununla sınırlı değil. Pentagon’un Ortadoğu uzmanına göre Erdoğan’ın yargıyla sorunu hakkındaki bu başvurudan ibaret değil. Erdoğan Kent Bank davasında mahkemenin hükümet tasarruflarıyla ilgili aldığı kararlara uymamış ve siyasi muhalifinin mallarına el koymuş. Erdoğan ayrıca yargıda kadrolaşmanın peşinde. Şöyle diyor Rubin: “Hükümetine karşı alınan kararlardan bıkan Erdoğan yargıçların emeklilik yaşlarını aşağı çekmeye böyle 9000 memurdan 4000’inin AKP taraftarlarından atamaya çalıştı” Yazı Erdoğan’ın AB üyeliği konusundaki samimiyetini de sorguluyor. Bununla ilgili dayanağı ise AİHM’in başörtüsü konusundaki kararıyla ilgili açıklamasında Erdoğan’ın “böyle bir karar alınırken ulemaya sorulmalı” demesi. Rubin, Erdoğan’ın dini kuralları devlet kurallarının üzerine koyduğu görüşüne ulaşıyor bu açıklamadan. KURAN KURSLARI, İÇKİ, LAİKLİK… Türk basının yakından takip ettiği anlaşılan Michael Rubin, hükümetin Türk toplundaki hoşgörü geleneğini yıkacak adımlarından biri olarak da Kuran kurslarını gösteriyor. Rubin’e göre kaçak Kuran kursları Suudi kaynaklı bir İslam anlayışını yayıyorlar, Pakistan’daki medreselerden farksızlar ve geleneksel Türk İslam anlayışının toleransından uzaklar. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın olayına da değinen Rubin’e göre bu da hükümetin laiklik karşıtı tutumunu gösteriyor. Çünkü Rubin, yücel Aşkın’ın din ile devlet işlerini birbirinden ayırmadaki özeniyle bilindiği görüşünde. Sağlık Bakanlığı’nın hastane personelinden mezheplerini sorması, AKP içinde Alevi milletvekili bulunmaması gibi şeyler de Rubin’in fikrince AKP’nin ve Erdoğan’ın Alevilere ayrımcılık uyguladığının göstergesi. Dedik ya, Rubin Türk basınını yakından izliyor olmalı, çünkü yazısında Türk basınının ana gündem maddesi içki tartışmasına da değiniyor. Biraya getirilen ek vergiden ve belediyelerin içkili alanlarla ilgili düzenlemelerinden söz eden Rubin, CHP Genel Başkan Yardımcı Kemal Anadol’dan da bir iktibas yapıyor: “Alkollü içkilerin satıldığı alanları ayırırsanız… istediğiniz şey Tahran olmaktır, Lüksemburg değil” TÜRKİYE’NİN YERİNE ROMANYA VE GÜRCİSTAN Peki, diyor Michael Rubin, Washington Türkiye’nin parmakları arasında kaymasına izin verecek mi? Vaşington ve Ankara arasındaki gerilimlerin hem Türk, hem de Amerikan çıkarlarına zarar verdiğini söyleyen Rubin’in iddiasına göre Türkiye’de Amerikan karşıtlığı başını alıp gitmiş olsa da, Amerika’nin Türklere ve Türk kültürüne olumlu (!) yaklaşımları değişmeden kalmış. Ama, diyor Rubin, Türkiye bölgede barındırdığı Amerikalı öğrenci sayısı azalan tek ülke. Eski pentagon danışmanına göre “Amerika ile Türkiye arasında uzun vadeli stratejik ortaklık asla eski haline dönmeyebilir. ABD’li strateji planlamacıları Türkiye’nin güvenlik ve kanun hakimiyetine bağlılığına güven azaldıkça Romanya ve Gürcistan’a yöneliyorlar.” BUSH VE ERDOĞAN Rubin’in ilginç bir iddiası da Amerika’nın PKK’ya karşı harekete geçmemesinin arkasında Erdoğan ile Bush’un kişisel ilişkilerinin zayıflığının olduğu. Michael Rubin’e göre iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesi her iki tarafın yararına olacak olsa bile, Amerika hukukun egemenliğine bağlılıktan (!) taviz vermemeli. Dolayısıyla Amerika Türkiye’de anayasayı, yargıyı ve hukukun egemenliğini desteklemeli, yoksa hükümeti değil! AMERİKA SAF MI DEĞİŞTİRİYOR? Türkiye’nin müstakbel Genelkurmay Başkanı’nı ağırlayan birinin kaleminden çıkan bu yazı, Amerika’nın Türk siyasi sahnesindeki aktörlere verdiği destekte kaymalar yaşandığını öne sürenleri haklı çıkartacak nitelikte. Michael Rubin’in Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıtı, adına ağırladığı Amerikan Enterprise Institute neoconların (yeni muhafazkar) merkezi olarak biliniyor ve bugünkü Beyaz Saray yönetimine en yakın odaklardan biri olara ünlü. Dolayısıyla, Rubin’in bizzat Başbakan Erdoğan’ı hedef tahtasına oturtan bu yazısı önümüzdeki dönemde siyasi sahnede yaşanacakları öngörmek isteyenlerce ciddiye alınmalı. Kaynak: www.8sutun.com