Yalçın Pekşen, RTÜK ve ahlak anlayışını değerlendirdi. Pekşen, yaptığı incelemede ortaya ilginç şeyler koydu. En önemlisi RTÜK'ün cinsellik konusundaki katılığı oldu.
Abone olYalçın Pekşen, başlıklı yazısında "RTÜK ve cinsellik" konularına değindi...
Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) toplumumuza kabul ettirmeye çalıştığı ana fikirlerden biri kadın-erkek ilişkilerinin yatağa kadar sürmeyeceği...
En fazla koltuğun üzerinde masum bir sarılma ile sona ereceği... Filmdeki çocukları da leyleklerin getireceği...
TV'de film veya dizi izliyorsanız, dünyanın en ahlaklı insanları olabilirsiniz.
En azından aile yapınız bozulmamıştır. Karşı cinsten biriyle karşı karşıya geldiğinizde ise ne yapacağınızı şaşırırsınız.
Ben son zamanlarda azan pedofili (çocuklara duyulan cinsel istek) salgınının RTÜK'ün yarattığı sağlam aile yapımızla bağlantılı olduğunu bile düşünüyorum.
Yaşam hakkındaki tüm deneyimi televizyon yayınlarından ibaret olan yeni kuşaklar bu film ve dizilerden, kadınlarla erkeklerin zaman zaman cinsel ilişkiye girmesi gerektiği yolunda bir sonuç çıkaramamış olabilirler.
O zaman ne yapsınlar? Kendi yaşıtlarına yöneltemedikleri duygularını küçük çocuklara yöneltiyor olabilirler.
* * *
Dahası RTÜK cinsel ilişkiye karşı gösterdiği bu hoşgörüsüzlüğü, vurdulu- kırdılı, silahlı-mafyalı dizilere karşı göstermiyor.
Herkesin birbirinin kafasına silah dayamış olması yadırganmıyor.
Bakıyorsunuz, kızla erkek arasında romantik bir ilişkinin temelleri atılıyor. Ardından gelen sahnede adamın kızın kafasına bir tabanca dayadığı veya iki tokat attığı görülüyor.
Benim korkum, yeni kuşakların cinsel ilişkiyi böyle bir şey zannetmeleri... İster misiniz, başbaşa kalınca birbirlerinin kafasına silah dayasınlar veya dayak atsınlar.
* * *
Abarttığım sanılmasın. CNBE-e kanalının bir dergisi var. Kanaldan haberler ve program bilgileri veriyor. Kasım sayısında bir okur:
'Sinema yapımlarını sansür etmeyi sürdürürseniz seyirci kaybetmenizden korkarım' diye şikayetini belirtiyor.
İşte CNBC-e'nin yanıtı:
'Nazik uyarınız için teşekkür ederiz, ama bazı sahnelerin Türk aile yapısına uygun olmadığını ve gençlerin fiziksel gelişimine zarar vereceğini düşünüyoruz. Biz ahlaklı yönetmen istiyoruz, biz sansür seviyoruz.'
Ne var ki, biraz sonra bu satırların latife olduğu anlaşılıyor. Kanal uyarı cezası kontenjanını doldurmuş, kapatılma tehlikesi ile karşı karşıya...
Dergide 'Nip/Tuc' ve 'Angel in America' dizileriyle ilgili sansür bilgileri de var.
'Nip/Tuck' estetik operasyonlar üzerine... Örneğin bir bayan vücudunun bir yerini düzelttirmeye geliyor. Ancak siz o yeri ne operasyondan önce, ne sonra göremiyorsunuz. Operasyon zaten gösterilmiyor. Doktor-hasta ilişkileri zinhar yasak... Bu diziden aklınızda kalan hastanenin dıştan görünüşü...
Bütün bunlar benim 11 Emmy ödüllü 'Angel in America' (x) dizisinin yarısına gelindiği halde, neden hala bir şey anlamadığımı da açıklıyor.
Çünkü herkesin AIDS hastası olduğu dizide sadece 'melekler' var.
YAZI:Yalçın PEKŞEN