Seçim dönemlerinde yayın denetiminin Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilan edilen esaslar çerçevesinde yapıldığını belirten Radyo ve Televizyo...
Abone olSeçim dönemlerinde yayın denetiminin Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilan edilen esaslar çerçevesinde yapıldığını belirten Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, “Üst Kurulun herhangi bir kuruluşu hedef alması veya kayırması söz konusu değildir” açıklamasını yaptı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulundan medya kuruluşlarına verilen seçim cezalarına ilişkin yazılı bir açıklama yapıldı. Seçim dönemlerinde yayın denetiminin Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilan edilen esaslar çerçevesinde yapıldığı kaydedilen açıklamada, “Seçim döneminde Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilan edilen ülke çapında yayın yapan radyo ve televizyon kuruluşlarının yayınları Üst Kurulca denetlenmiş, YSK’nın belirlediği esaslar kapsamındaki yayınlarla ilgili uzman raporları hazırlanmıştır. Söz konusu uzman raporları Üst Kurulca görüşülüp değerlendirildikten sonra karar için her hafta düzenli olarak Yüksek Seçim Kuruluna intikal ettirilmiştir. 1 Ocak-30 Mart 2014 tarihleri arasındaki mahalli idareler seçim dönemi boyunca, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu uzmanları tarafından 51 yayın kuruluşu hakkında toplam 192 rapor hazırlanmış ve Yüksek Seçim Kuruluna gönderilmiştir. Hazırlanan 192 raporun 163’ü Radyo ve Televizyon Üst Kurulu uzmanlarının seçim dönemindeki rutin denetimlerinin sonucunda oluşturulmuş ve YSK’ya intikal ettirilmiştir. Buna karşılık çeşitli siyasi partilerin şikâyet başvuruları üzerine YSK’nın resmi talebiyle yapılan denetimler sonucunda da 35 rapor hazırlanmış ve YSK’ya gönderilmiştir. Saadet Partisinin, MHP Ankara Belediye Başkan Adayının ve siyasi partilerin AK Parti reklamıyla ilgili şikâyet başvuruları üzerine hazırlanan raporlar bu kapsamdadır. 15 Nisan 2014 tarihi itibarıyla 192 rapordan 119’u YSK tarafından değerlendirilmiştir. YSK’nın değerlendirdiği 119 rapordan 9’u hakkında “müeyyide uygulanmasına gerek olmadığına” karar verilmiştir. Buna karşılık 110 raporda ise YSK yayın ihlali görmüş ve müeyyide uygulanması yönünde karar vermiştir. Bu kapsamda YSK tarafından 36 uyarı ve 74 program durdurma kararı verilmiştir…YSK’nın program durdurma kararları, yayın ihlalleri tekrarlandıkça, 1 kez program durdurmadan başlayıp 10 kez program durdurmaya kadar her seferinde bir eklenerek kademeli olarak artış göstermekte, durdurulan programların sayısı da buna bağlı olarak yükselmektedir. Bir yayın kuruluşuna YSK tarafından 3 ayrı durdurma cezası verilmesi, cezaya konu olan programın yayınının 6 kez durdurulması anlamına gelmektedir…Sürecin raporlama kısmıyla ilgilenen Üst Kurulun herhangi bir kuruluşu hedef alması veya kayırması söz konusu değildir” denildi.
KARARLAR NASIL ALINIYOR ?
Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna kanunla verilen görevlerin gerektirdiği asli ve sürekli hizmetlerin, Üst Kurul Uzmanları ve Üst Kurul Uzman Yardımcılarından oluşan meslek personeli ve idari personel eliyle yürütüldüğü ifade edilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Yayınlar 6112 Sayılı Kanun ve ilgili mevzuata uygun olarak incelenip değerlendirilmekte, ihlal görülen durumlarda rapor tanzim edilmektedir. Uzman raporları daha sonra Üst Kurulda görüşülüp karara bağlanmaktadır. Seçim döneminde ise raporlar Üst Kurulda görüşüldükten sonra ihlal olanlar veya olmayanlar şeklinde bir ayrım yapılmaksızın nihai karar için Yüksek Seçim Kuruluna gönderilmektedir. Bütün süreçler tarafsızlık içerisinde ve hukuka uygun olarak yürütülmektedir.
Bununla birlikte, yüksek miktarda ceza alan bazı medya hizmet sağlayıcılar ile bu kuruluşlarla bağlantılı medya kuruluşlarının haberlerinde ve yorumlarında Üst Kurulu hedef alarak, tarafsız bir kurumu ve kamu görevlilerini siyasi tartışmaların içine çekmeye çalıştıkları görülmektedir. Bu kapsamda Üst Kurul Üyeleri yaftalanıp, uzmanların ve birim amirlerinin isimleri afişe edilerek hem hedef gösterilmekte hem de sadece görevlerini yapan bu kişiler üzerinde baskı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Tamamen yanlış bilgiler içeren, ayrımcı bir üslupla kaleme alınan bu maksatlı haberler, yayınlayan kuruluşların, demokratik düşünce, kişilik haklarının korunması ve medya etiği bağlamında hangi seviyede olduklarını açıkça ortaya koymaktadır. Haberlerde adları geçen kurum personeli her türlü hukuki yola başvuracaktır.”
(İHA)