BIST 9.765
DOLAR 35,09
EURO 36,45
ALTIN 2.925,29
HABER /  GÜNCEL

RTÜK kadın programlarını uyardı

RTÜK, gerçek yaşam öykülerinin konu edildiği, ailevi sorunların gündeme getirildiği programlar konusunda duyarlı, sorumlu ve özenli davranılması'' uyarısında bulundu.

Abone ol

RTÜK'ten yapılan yazılı açıklamada, gerçek yaşam öykülerinden yola çıkılarak hazırlanan programların televizyon kanallarında yayınlanmasıyla bağlantılı olarak meydana gelen adli olayların, bu programlara yönelik eleştiriler ile programların kaldırılmasına yönelik taleplerin artmasına neden olduğuna işaret edildi. Gündüz kuşağında yayınlanan ve gerçek hayat hikayelerinden yola çıkarak, ailevi sorunların gündeme taşındığı programların, daha çok ev hanımlarına hitap ettiği ve yoğun olarak izlendiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi: ''Bu programlarda ailevi sorunlar ele alınarak, televizyon izleyicileri arasında benzer sorunları yaşayanlara, tek ve çaresiz olmadıkları mesajının ulaştırılması, konunun uzmanları tarafından bu sorunların sağlıklı bir şekilde nasıl çözülebileceğine ilişkin öneriler sunulması ve bu şekilde izleyicilerde rahatlatıcı olumlu etkiler yaratılması, tek tek kişisel boyuttaki olayların toplumsal yönleriyle ele alınması, bireyin ve toplumun haklı beklentisidir. Bu olumlu beklentilere karşılık söz konusu programların ne yazık ki, olumsuz etkileri ortaya çıkmaktadır. Sözü edilen programlarda kişisel yaşam öykülerinin, aile dramlarının geniş kitlelerle paylaşılması, bunların sıradan olaylar gibi algılanmalarına ve toplumda bu olaylara karşı kayıtsızlık oluşmasına yol açmaktadır. Ayrıca sorunlara normal ve çok daha az incitici yollarla çözüm aranması yerine, televizyon programı yoluyla çözüm aranmasına yönelik cazip mesajlar verilmekte, aile mahremiyetinin ihlal edilmesi ve sorunlu ilişkilerin genel paylaşıma açılması normal bir olay gibi gösterilmekte ve bu tip yaşam öyküleriyle programa katılmak özendirilmektedir.'' -''KİŞİLER DEŞİFRE EDİLİYOR''- Programlarda sergilenen yaşam öykülerinin, sadece gönüllü olarak katılan konukları değil, onların yakınlarını ve olaylarla ilgisi olan diğer kişileri de ilgilendirdiği ve bir anlamda bu kişilerin deşifre edildiği ifade edilen açıklamada, kişilerin bu durumun yol açtığı üzücü sonuçlarla baş başa bırakıldığı belirtildi. Açıklamaya şöyle devam edildi: ''Kişilerin haklarının tartışılması, sorunlarının gündeme getirilip, akılcı, makul çözüm önerilerinin ifade edilmesi gibi son derece olumlu toplumsal bir fonksiyon yerine getirmesi beklenen programlar, böylece, kişilerin istismar edildikleri, kişilik haklarının, duygusal ve sosyal kişilik değerlerinin çiğnendiği, adli olayların tetiklendiği platformlar haline dönüşebilmektedir. Son dönemde sözü edilen programlarla bağlantılı cinayet ve intihar olaylarından da anlaşıldığı üzere, fiziki kişilik değerlerinin de ailevi sorunların gündeme getirildiği programlar yoluyla zarar görmesi, söz konusu olmaktadır.'' -''RTÜK'ÜN TAKİBİNDE...''- Açıklamada, gerçek yaşam öykülerinden yola çıkılarak hazırlanan programların, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun gündeminde olduğu ve titizlikle takip edildiği bildirildi. RTÜK'ün, programları yayından önce denetlemesinin mümkün olmadığı gibi programları yayından kaldırma yetkisinin de bulunmadığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Bununla birlikte 3984 Sayılı Yasada belirlenen yayın ilkelerinin ihlal edilmesi nedeniyle söz konusu programları yayınlayan kuruluşlara müeyyide uygulanmasına yönelik çok sayıda Üst Kurul kararı bulunmaktadır. Söz konusu programlarla ilgili olarak hazırlanan sayısız izleme ve değerlendirme raporu Üst Kurulca ele alınmış ve bunlardan 39'u hakkında 3984 Sayılı Yasada belirtilen, uyarı/özür dileme, program durdurma ve para cezası gibi cezai işlemler yapılması öngörülmüştür. Bu kararların bir kısmıyla ilgili yargısal denetim sürmektedir.'' -MEDYAYA GÖREV- Açıklamada, bu konuda medya kuruluşlarına da sorumluluk düştüğü belirtilerek, ''Çünkü olaylar yaşandıktan sonra ilgili yayın kuruluşuna uygulanacak yaptırımların, tek tek kişilerde ve toplumda oluşan tahribatı telafi etmesi söz konusu değildir'' denildi. Açıklamada, bu nedenle sosyal sorumluluk ve medya etiği açısından, yayın kuruluşlarının, program yapımcılarının ve bu süreçte rol alan herkesin duyarlı olması, sorumlu ve özenli davranması; programlar hazırlanırken mutlaka psikolojik, sosyolojik, eğitimsel, iletişim bilimsel alanlarda uzmanlık desteği alınması gerektiği vurgulandı.