BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

’’Bu belge 77 milyonun başvuru kaynağı olacak’’

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen törende “Türkiye Vizyon Belgesi”ni açıkladı. Erdoğ...

Abone ol

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen törende “Türkiye Vizyon Belgesi”ni açıkladı. Erdoğan, “Milletimiz takdir eder cumhurbaşkanı seçilirsek 5 yıllık dönemde nasıl bir yol izleyeceğimizi bu vizyon belgesinde kayıt altına aldık. Bu belge hem bizim hem 77 milyonun başvuru kaynağı olacak” dedi.
Törende bir konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Vizyon Belgesi’nin geniş bir ekiple birlikte hazırlandığını anlattı. Erdoğan, “Haftalarca bunun üzerinde çalışmalar yapıldı. Cumhurbaşkanı olarak Türkiye için nasıl bir ufuk öngördüğümüzü bulacaksınız. Milletimiz takdir eder cumhurbaşkanı seçilirsek 5 yıllık dönemde nasıl bir yol izleyeceğimizi bu vizyon belgesinde kayıt altına aldık. Bu belge hem bizim hem 77 milyonun başvuru kaynağı olacak” dedi.
Belgenin içeriğine değinen Erdoğan, “Yeni Türkiye Yolunda ismini taşıyor. Demokratik yönetim, refah toplumu ve önce ülke başlıkları bulunuyor. Bu vizyonla neyi kastediyoruz; 12 yılda ülkemizin 4 alanda dönüşmesine yollar açtık. Demokratikleşme, refah, şehirleşme, uluslararası ilişkiler. Ülkemiz daha demokratik bir ülke oldu. Her türlü engele rağmen hedefimizden taviz vermedik. Vesayetçi anlayış ve yapıları tasfiye ettik. Refahın artışı ikinci önemli başarıdır. Onlarca yıldır milletimizi eğitimden sağlığa, ulaşıma kadar mahrumiyet içinde yaşatan zihniyete son verdik” ifadelerini kaydetti.
“Bugün Türkiye’nin refahı artmış durumdadır” diyen Başbakan Erdoğan, “3. dönüşüm şehirlerimizde olmuştur. Milletimizi hor gören elitist anlayışın hizmet mahrumiyetine son verdik. Belediyeleri etkin, hızlı, kapsamlı işler yapan birimlere dönüştürdük. Şehirleri hastanelerle, okullarla donattık. Şehirlerimizin tarihi karakteri yeniden ortaya çıktı. 4. dönüşüm uluslararası ilişkilerde oldu. İnsanımız uluslararası alanda geçmişle kıyaslanamayacak kadar saygın bir konumdadır. Ülkemiz dünyanın geniş coğrafyasında muhabbetle anılmaktadır. Türkiye artık ekonomik kriz endişesi içinde olan değil, herkesin geleceğe güvenle baktığı bir ülkedir. Eğitime baktığınızda okuma yazma oranının neredeyse yüzde 100’lere yaklaştığını göreceksiniz” şeklinde konuştu.
“Biz okumak için kitap bulamadık” diyerek yaşadığı zor dönemleri hatırlatan Erdoğan, “Abilerimizin notlarını isterdik. Şimdi gençlere seslenmek istiyorum; şimdi biz sıralarınızın üzerine okullar açılırken 1. hamur kağıttan kitapları ücretsiz koyuyoruz. Yeni bir adım daha attık. Artık etkileşimli tahta ile sınıflarımıza bilişim teknolojisini girdik. Dev bir ihale yapıyoruz. İnşallah 10 milyon tablet bilgisayar ve bütün sınıflara etkileşimli tahta. 3 yıl içinde inşallah bunu da gerçekleştireceğiz” dedi.
Artık Türkiye’nin yardım alan değil; yardım veren bir ülke konumunda olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Türkiye artık takip eden değil, edilen bir ülkedir. Göreve geldiğimizde Türkiye’nin yardım eli 45 milyon dolardı. Şimdi 3.5 milyar dolar. Türkiye artık kıyafeti yüzünden okul kapısından kovulanların değil, her kimliğin serbestçe birlikte yaşadığı bir ülke. Kızlarımız yurt dışına kaçıp gittiler. Ben de kendi kızlarımı yurt dışına gönderdim. Düşünebiliyor musunuz benim kızlarım Amerika’da başörtü ile okuyor ama kendi ülkemde okuyamıyor. Bütün bunların hepsi özgür hale geldi. Ne oldu ülkemiz bölündü mü? 2030 milletimiz için büyük bir hedeftir. Gayretimiz çabamız bu büyük hedef içindir. Milletimiz dönüşüm iradesini güçlendirerek devam ettirmektedir.”
Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerine değinen Başbakan Erdoğan, “Cumhurbaşkanını seçme kararını da muhalefete rağmen milletimiz kendisi vermiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimleri farklı bir anlam kazanmıştır. Siyasi sınırlarımız bizim medeniyet atılımımızı sınırlayamaz. Büyük bir medeniyet mirasçısı olarak dünyaya daha da açık olmalıyız. Her bölge her güzellik bize dosttur. Fikir, sanat, iş dünyamız inanıyorum bu yeni dönemde medeniyet mirasımızı yeni bir evreye taşıyacaktır. Amacımız 2023 yılında şu 4 temel hedefe ulaşmaktır. Yeni Türkiye’nin kapılarını 12 yılda nasıl açtık, bugün nereye doğru gidiyoruz. Bizim yönetim anlayışımız milletimize saygı ve güvene dayalıdır. Biz milletimize efendi değil hizmetkar olmaya geldik. Yönetim anlayışımız eski ve yeni her türlü vesayete karşıdır” ifadelerini kullandı.
“2023 yılında demokrasimizi inşallah daha da güçlendireceğiz” diyerek sözlerini sürdüren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Demokratik siyaset zeminini gerçekleştireceğiz. Bugüne kadar başardığımız demokrasi reformlarını eski o tek tipçi paralel kalıntıları bertaraf ederek daha üst seviyelere ulaştıracağız. Suni gerilimlerle milletimizi ayrıştırmaya çalışanların önünde durmaya devam edeceğiz. Bizim muhatabımız millettir, gelecektir. Bizim mayamız birliktir. Bizim çağrımız bir inşa davetidir. Biz taş üstüne taş koymuş herkesi kucaklıyoruz, kimseyi reddetmiyoruz. Bu ülkenin her bir vatandaşı, her etnik kimlikten vatandaşı bizim güvencemiz altındadır. Türkiye’nin geleceğine sahip çıkan herkesle birlikteyiz.”
Öncelikli gündemin yeni Anayasa çalışmaları olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Yeni Türkiye yolunda yeni bir Anayasa öncelikli gündem maddelerimiz arasındadır. Türkiye bugüne kadar çok sayıda Anayasa gördü. Milletimizin güven duyacağı, taleplerini karşılayacak bir Anayasa olmazsa olmazdır. İnanıyoruz ki milletimizi 95 yıl önce başardığını bugün de başarmaya kadim toplu sözleşmesi üzerine geleceğin Türkiye’sini daha da güçlendirmeye azimlidir. Yeni Anayasa yeni bir gelecek demektir. Milletimiz takdir eder de cumhurbaşkanı seçilirsek yeni Anayasa hazırlanması için gereken öncülüğü yapmak öncelikli işlerimiz arasında yer alacaktır. Türk, Kürt, Arap, Çerkes, farklı din mensupları arasında ayrım yapmadan 77 milyon vatan evladının sorunlarını çözmek milletin asli görevidir” dedi.
2023 vizyonunda kimsenin kendisini devlet karşısında ezik, ötelenmiş hissetmediği bir Türkiye tasavvur ettiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Her bir ferdin kendisini bu ülkenin eşit vatandaşı olarak hissettiği bir Türkiye hedefliyoruz. Cumhurbaşkanı olursam çözüm sürecini güçlü şekilde sürdürmek için ilgili kurumları yönlendirmeye devam edeceğiz. Cumhurbaşkanı olarak da çözüm sürecinin en yakın takipçisi olacağız. Bu kardeşlik projesini inşallah hep birlikte nihayete erdireceğiz. Devleti din devlet ilişkisi alanına tahakküm eden değil bu alan. Devlet, din ve inanç etrafından örgütlenen vatandaşlarının özgürlüğüne müdahale edemez. Bu özgürlükleri koruyan hukuk, aynı zamanda özgürlüklerin suistimal edilmesine de engel olur. Dini topluluklar da devlet ve diğer dini gruplar üzerinde tahakküm kuramaz. Dini istismar eden örgütlerin devlet içinde yapılmasına, paralel devlet yapıları kurmasına, devletin gücünü kendi çıkarları için kullanmasına izin verilemez. Devlet din ilişkisini belirleyen unsur sivilliktir. Toplum kendi dini yaşamını kendisi gerçekleştirmelidir. Cumhurbaşkanı seçilirsek, hoşgörü, birlikte ama ortak mirasımızın demokrasi ve çoğulculuk ekseninde güçlendirilmesi için de çabalarımızı sürdüreceğiz.”
"Ülkemiz bizim iktidarımızda refah toplumu haline geldi" diyen Erdoğan, "Türkiye G-20 içerisinde yerini aldı. Sosyal devlet anlayışımızın gereği olarak dar gelirlilerin hayat standartlarını yükseltecek pek çok alanda reformlar yaptık. Genel bütçeden en büyük payı eğitime ayırdık. 2002 yılında eğitim bütçesi 11 milyar TL iken bu rakam 2014’de 78 milyar TL’ye yükseldi. İşte bu süreci daha da güçlendirerek devam edeceğiz. 12 yılda sağlı sektörünü çile sektörü olmaktan çıkardık. Ana muhalefet başı bir zamanlar SSK Genel Müdürü idi. Genç delikanlıyım sabah erken saatte anacığım beni gönderir kuyruğa girerdim. Oradan numarayı alacağım, sonra annem muayene olacaktı. İlacını alamazdın. İlaçların yarısı yoktu. İşte bunlar ortadan kalktı. Şimdi istediğin eczaneden ilaçlarını alıyorsun. Artık vatandaşın hastanede rehin kalma dönemi ortadan kalktı. Fakir fukarayı gözeten bir sağlık devrimi yapıldı. Şimdi ambulans uçak ve helikopterlerimizle çalışıyoruz. Artık bu milletin evlatlarına bu yakışır. Aile hekimliğini başlattık. Dev şehir hastanelerini kuruyoruz. Hedef 30 büyük şehrin tamamında bunu yapmak" şeklinde konuştu.
Ekonomik alanda yapılan icraatları anlatan Başbakan Erdoğan, "Merkez Bankası rezervleri 27.5 milyar dolardı biz göreve geldiğimizde. Geçen yıl 135 milyar dolara çıkmıştı. Gezi olayları nedeniyle 120 milyar dolara geriledi. Dün itibariyle yeniden merkez bankası rezervimiz 135 milyar dolara ulaştı. Çalışıyoruz. Bu makamlar yan gelip yatma yeri değil. Rekoru da aşacağız inşallah" dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birileri çıkmış ’Marmay’ı biz başlattık.’ Neyi başlattınız. Biz böyle bir şey görmedik. Ha proje vardı ama kimin? Sultan Abdülhamit ve Abdülmecit’in projesiydi. Bunu gördük. Zaten ilham kaynağımız o oldu. O projeleri de Japon başbakanına takdim ettik. Bunun dışında hiçbirinin orada emeği yok. İktidarımız döneminde temeli attık. Proje çalışması her şey bize ait. Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan yürüttü, biz de halkımızı denizin altından götürüyoruz. Şimdi inşallah denizin altından çift katlı tüp geçit yapıyoruz. Oradan da otomobiller geçecek. İstanbul ulaşımını rahatlatalım istiyoruz. Yüzyılın projesi Marmaray şu an halkın hizmetindedir. Yüksek hızlı tren şimdi İstanbul’la buluşuyor. Havayolunu halkın yolu yaptık. 12 yıl önce Türkiye’de havayolundan istifade edenlerin sayısı 34 milyon kişiydi. Şu anda 150 milyon kişiyi aştı. Göreve geldiğimizde 26 havalimanı vardı, şimdi 52... Şimdi Batı’nın dudaklarını uçuklatan bir yatırım yapıyoruz. İstanbul havalimanı için çalışıyoruz. Türkiye artık uydu geliştiren ve üreten ülkeler arasına da girdi. İlk haberleşme uydumuzu 2018’de uzaya göndermeyi düşünüyoruz. Savunma sanayisinde büyük aşama kaydettik. Kendi uydumuzu, helikopterlerimizi, tankımızı, savaş gemimizi üretiyoruz. Bir ülkenin caydırıcı gücü olmazsa her zaman tehdit altında olursunuz. Aselsan ve TAİ dünyanı en büyük savunma sanayi şirketleri arasına girdi. Yeni Türkiye kendi tarihinden, kültüründen uzak kalan değil, ondan güç olan, onunla gurur duyan bir Türkiye’dir. Yeni Türkiye büyümüş, kalkınmış ve güçlü Türkiye’dir. Yeni Türkiye her insanının vatandaş olmakla gurur duyacağı dünya devleti Türkiye’dir. Yeni Türkiye bölge ve dünya barışına daha çok hizmet eden bir Türkiye olacaktır. Üretimi ve yönetimi ile lider bir Türkiye olacaktır. Her alandan artık dünyaya yeni standartlar getiren bir Türkiye olacaktır. Yeni Türkiye büyük ve öncü olacaktır."
(İHA)