ABD'de konut piyasasının çökeceği ve 2008'de küresel resesyona girileceği 'kehanetleriyle' bilinen Amerikalı iktisatçı Nouriel Roubini, bu kez Türkiye'nin aralarında olduğu bazı ülkelerin ekonomilerinde büyümenin yavaşlayacağı uyarısında bulunuyor.
Abone olAmerikalı tanınmış iktisatçı Nouriel Roubini, Guardian gazetesinde yayımlanan makalesinde, Türkiye'nin aralarında olduğu, ekonomisi büyüyen ülkelerde son yıllarda keskin ekonomik yavaşlamalar gözlendiğini söyleyerek "Balayı dönemi sona mı erdi?" sorusunu gündeme getiriyor.
Küresel mali krize ilişkin kehanetleriyle bilinen Roubini bu kez, Çin'in önümüzdeki iki yıl içinde sert bir çöküş yaşayacağı ve bunun BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ekonomilerine olduğu kadar, ekonomisi büyüyen diğer ülkelere de zarar vereceği uyarısını yapıyor.
Roubini'ye göre euro krizi, cari açık ve finansal istikrar riski, Türkiye ekonomisine zarar veren faktörlerin başında geliyor.
Ünlü iktisatçı, BRIC ülkelerinden Brezilya ve Rusya'nın gayrisafi milli hasılalarının bu yıl ancak %2 büyümesinin beklendiğini, Hindistan'ın son yıllarda güçlü büyüme sergilese de, büyüme oranının geçen sene %4'e gerilediğini belirtiyor.
Son 30 yıllık dönemde, senelik %10 büyüme sergileyen Çin ekonomisinde geçen yılki büyümenin yüzde 7,8'e gerilemesinin sert bir düşüş riskini beraberinde getirdiği yorumunu yapan Roubini şu soruyu soruyor: "Türkiye, Arjantin, Polonya, Macaristan gibi önceden en hızlı büyüyen pazar ekonomileri arasında sayılan pek çok ülkede de benzer şekilde yavaşlamaya tanık olunuyor. Peki BRIC ülkelerinin ve diğer büyüyen pazarların rahatını bozan ne?"
Roubini, Türkiye'yi de etkilediğini söylediği ekonomik yavaşlamanın gerekçelerini 6 maddede topluyor.
Piyasaların aşırı ısınması
Nouriel Roubini'ye göre, öncelikle 2010-2011 döneminde büyüyen pazar ekonomilerinin pek çoğu aşırı ısındı; potansiyelin üzerinde büyümeyle enflasyon hedefleri aşıldı. Bu nedenle pek çoğu 2011'de para politikalarını sıkılaştırdı, 2012'deki büyüme de bu yıla yansıdı.
İkinci olarak Roubini, büyüyen pazar ekonomilerinin, gelişmiş ülkelerdeki ekonomik zayıflamadan ayrı durabileceği fikrinin inandırıcı olmadığı görüşünde. Ünlü iktisatçıya göre "Euro Bölgesi'ndeki kriz, Birleşik Krallık ve Japonya'da 2011-2012'de eşiğine gelinen resesyonun ve ABD'de yavaşlayan ekonomik büyümenin; ticaret, finansal bağlar ve yatırımcı güveni üzerinden, büyüyen pazarların performansını da etkilemesi hep muhtemeldi."
Euro krizi ve Türkiye
Roubini burada Türkiye'nin durumuna dikkat çekiyor ve Euro Bölgesi'ndeki mevcut darboğazın Türkiye'ye, Orta ve Doğu Avrupa'daki büyüyen pazar ekonomilerine zarar verdiğini söylüyor.
Üçüncü olarak Roubini, çoğu BRIC ülkesinin ve diğer büyüyen ekonomilerden bazılarının, bir tür devlet kapitalizmine yöneldiği kanısında.
Bu da "devlete bağlı girişimlere daha büyük ekonomik rolün verildiği, milliyetçi ekonomi ya da ticarette korumacı politikaların tercih edildiği, özel sektörün üretimini ve ekonomik paylaşımını artıran reformların ise yavaşladığı bir yapıya işaret ediyor."
Dördüncü olarak; Brezilya, Rusya, Güney Afrika ve onlar gibi mal ihracatına dayalı pazarların ticari mallar açısından gelişimine yardımcı olan süper döngü sona ermiş olabilir.
Beşinci ve en yeni faktör ise, Amerikan Federal Merkez Bankası'nın parasal genişleme (QE) ve 'sıfır faiz oranı' politikasına beklenenden daha erken son vereceği yolunda alınan işaretler.
Türkiye için cari açık riski
Nouriel Roubini son olarak, çoğu büyüyen pazar ekonomisinde cari fazla eğilimi gözlenirken; Türkiye, Güney Afrika, Brezilya ve Hindistan gibi cari açık veren ülkelerin sayısının arttığı görüşünde.
Roubini'ye göre, üstelik bu açıklar şimdi çok daha riskli yöntemlerle finanse ediliyor: öz sermaye yerine daha fazla borç, uzun vadeli borçlanma yerine kısa vadeli borçlanma, yerel para birimi yerine dövize dayalı borçlanma tercih ediliyor.
Bu ülkelerin zayıflıkları başka noktalarda da birleşiyor: aşırı mali açık, hedeflenenin üzerinde enflasyon ve finansal istikrar riski. İktisatçı bunların Brezilya ve Türkiye'de siyasi huzursuzluklara da yansıdığı görüşünde.
Nouriel Roubini makalesini, büyüyen pazar ekonomilerinden kimilerinin hızlı büyümeyi sürdüreceği ama pek çoğunun kalın bir duvara çarpacağı uyarısıyla tamamlıyor.