BIST 9.961
DOLAR 35,31
EURO 36,36
ALTIN 3.020,33

Roj TV halkın TV'si mi?

DTP lideri Ahmet Türk'e göre Roj TV Kürt halkının televizyonu olarak yayın yapıyor. Peki bu kanalda halk adına kim ne yapıyor Ahmet Bey'in haberi var mı?
Roj TV'nin eski bir çalışanı (ismi bende saklı) tüm bu sorulara ışık tutuyor. Okuyalım ve bakalım Roj TV'nin terörle bir bağlantısı var mı, yok mu? Bu mektup, aynı zamanda kafası karışık Rasmussen'i de aydınlatacaktır.

İşte o mektup:
"Roj TV'nin PKK'ya bağlılığı zaten şüphesizdir. Bunu söylemek için bilgiye hiç gerek yoktur. Şimdi örgüt TV'de hakimiyet kurmak için deyim yerinde ise iç çatışmaya girdi. Bundan bir süre önce TV'nin sorumlusu görevden alındı... Bu kişi Zelal kod isimli Gönül Kaya ve Av. Ferda Çetin...
Bu iki isim Mustafa Karasu ya bağlı çalışıyordu. Murat Karayılan bunları görevden aldı. Örgüt içinde Karasu basın yayına bakıyor. Karasu ile Fuat Kav isimli eski PKK lı birini TV başına getirdi. Bu kişi ile Diyarbakır Cezaevi' nde beraber kalmışlar. (...)  Tv'nin eski çalışanlarından Amed Dicle kod isimli Vedat Tayfur Kandil'e çağrıldı. Cemil Bayık ve Karayılan ile toplantı yapıldı ve TV' nin başına atandı. Bir de PKK'nın kadın kotasından Songül Ömürcan isimli bir cezaevi çıkışlı bayanı gorevlendirdiler. (...) Amed Dicle Roj TV' de çıkan her kelimeyi denetleyen kişidir. Tüm yayının sorumlusudur. Bu kişinin başa gelmesinden sonra Roj TV yayınları kızıştı. Cemil Bayık, Karasu ve Karayılan uzlaştırmak için bu kişiyi atadı. Çünkü her iki kişi bunu destekledi bir çesit denge sağlamak açısından...TV' nin günlük yönetimi bu kişinin elindedir. İngilizce,Türkçe ve Kürtçe iyi biliyor. Ancak son dönemde özellikle Almanya' daki Roj TV davasından dolayı çok eleştiri aldı. Yakında Kandil'e gitmesi muhtemeldir. Çünkü bu kişinin yayınlarda radikal olduğu, dikkat etmediği için dava açıldığı yönünde örgütten tepki gitti. TV çalışanlarının özellikle genç olanları tarafından sevilmektedir. Ronahi TV'yi kuran kişi budur. Fuat Kav manevi bir ağırlığa sahip iken Amed Dicle koordine etme konusunda etkilidir.  Songül Ömürcan, bu şahıs kadın kotasından bu görevdedir.  Çok yakında Roj TV'deki yaşanan kavgalar, bir kez daha  Murat Karayılan ve Karasuyu karşı karşıya getireceği muhtemeldir..."
Her şey tüm çıplaklığı ile ortada.
Birileri hala Roj TV'nin terör örgütüne ait olmadığını söyleyebilecek mi?
Özellikle Rasmussen!

Dürüst olamıyoruz!
Neden? Niçin burnumuzun dibindeki faciayı görmüyoruz da, sürekli dışarıya sallıyoruz?
İğneyi kendimize niye batırmıyoruz?
İkiyüzlüyüz çünkü...
Başka nedeni yok!
Ne yana baksak aynı manzara...
Ama bizim içimizdeki kelli felli kalem erbabının ikiyüzlü olmasını midem kaldırmıyor...
Kim mi?
Bir değil ki...
Sürüyle...
Siz de farkedin istedim...
Teşhir etmek için!

 

Gazeteciler.com hayalim
Medyatava.com,
Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin, Tayfun Devecioğlu ve Uğur Dündar'ın "Bebek Bar"daki buluşmasını yazdı dün...
Oray Eğin, Medyatava'cılarla "kavgalı" olduğu için, buluşma haberini

"Doğan Grubu yöneticileri hedef gösterildi" olarak yorumladı!
Yanlış!
Erdoğan'la Baykal'ın buluşması haberse, Özkök-Ergin buluşması da bir haberdir.
Medyatik bir haber...
İtiraf etmeliyim ki, Medyatava benim hayalimdeki medya haberciliğini yapmış!

Gazeteciler.com'a bu tarzda haber taşıyacak bir ekibimin olmasını çok isterdim.
Hayalim bu!
Aydın Doğan'ın Ahmet Çalık'ın, Mehmet Emin Karamehmet'in ve diğer medya pa tronlarının günlük programını hergün düzenli olarak almak, çok mu ütopik bir istek?
Ya da, genel yayın yönetmenleri ile hergün ekranda boy gösteren anchormanlar'i tıpkı Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı gibi yakın takibe almak...

Keşke demiyorum!
Birgün bu hayalimi gerçekleştirecek bir ekibi mutlaka kuracağım. Bunu gerçekleştirdiğim gün, Gazeteciler.com işte o zaman gerçek bir medya sitesi olacak.
Medya sitelerinin gelecekteki işlevi bana göre bu olmalı.

 

Sarıgül'ün saltanatını yıkan adam
Mustafa Sarıgül
, Baykal için bir tehditti. Halkta karşılığı vardı çünkü. Sarıgül CHP'den ihraç edilmeden önce gittiği her yerde ilgi gördü, baştacı edildi.
Anadolu'da konuştuğum herkes, "Ah Sarıgül gelse" diyordu.
Baykal, rakibini diskalifiye etmesini bildi.
Sarıgül de Baykal'ın işini kolaylaştırmak için ne gerekiyorsa yaptı.
Şimdi, DSP'li bir Sarıgül karşımızda.
Yüzde 80 oy hedefleyen, ama yüzde 57'de kalan bir Sarıgül.
Hedefini tutturamadığı için, Sarıgül'ün karizması çizildi bir kere.
İkincisi, tehdit olmaktan çıktı.
Çünkü halkta karşılığı olan Gürsel Tekin var karşısında.
Tekin'in ismi önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için geçti.
Yüzde 37'lik oy oranı Tekin'i daha da yükseltti, hatta yüceltti. Baykal'ın en yakınındaki Tekin için geleceğin "CHP lideri" deniliyor şimdi.
İşte bu sihirli kelime, Sarıgül saltanatını yıkmaya yetti.
Halkın artık Sarıgül'ü değil, Gürsel Tekin'i var çünkü...