Roj TV halkın TV'si mi?
DTP lideri Ahmet Türk'e
göre Roj TV Kürt halkının televizyonu olarak yayın
yapıyor. Peki bu kanalda halk adına kim ne yapıyor Ahmet
Bey'in haberi var mı?
Roj TV'nin eski bir çalışanı (ismi bende saklı)
tüm bu sorulara ışık tutuyor. Okuyalım ve bakalım Roj TV'nin
terörle bir bağlantısı var mı, yok mu? Bu mektup, aynı zamanda
kafası karışık Rasmussen'i de aydınlatacaktır.
İşte o mektup:
"Roj
TV'nin PKK'ya bağlılığı zaten şüphesizdir. Bunu söylemek için
bilgiye hiç gerek yoktur. Şimdi örgüt TV'de hakimiyet kurmak için
deyim yerinde ise iç çatışmaya girdi. Bundan bir süre önce TV'nin
sorumlusu görevden alındı... Bu kişi Zelal kod isimli Gönül Kaya ve
Av. Ferda Çetin...
Bu iki isim Mustafa Karasu ya bağlı çalışıyordu. Murat Karayılan
bunları görevden aldı. Örgüt içinde Karasu basın yayına bakıyor.
Karasu ile Fuat Kav isimli eski PKK lı birini TV başına getirdi. Bu
kişi ile Diyarbakır Cezaevi' nde beraber kalmışlar. (...)
Tv'nin eski çalışanlarından Amed Dicle kod isimli Vedat
Tayfur Kandil'e çağrıldı. Cemil Bayık ve Karayılan ile toplantı
yapıldı ve TV' nin başına atandı. Bir de PKK'nın kadın kotasından
Songül Ömürcan isimli bir cezaevi çıkışlı bayanı gorevlendirdiler.
(...) Amed Dicle Roj TV' de çıkan her kelimeyi denetleyen kişidir.
Tüm yayının sorumlusudur. Bu kişinin başa gelmesinden sonra Roj TV
yayınları kızıştı. Cemil Bayık, Karasu ve Karayılan uzlaştırmak
için bu kişiyi atadı. Çünkü her iki kişi bunu destekledi bir çesit
denge sağlamak açısından...TV' nin günlük yönetimi bu kişinin
elindedir. İngilizce,Türkçe ve Kürtçe iyi biliyor. Ancak son
dönemde özellikle Almanya' daki Roj TV davasından dolayı çok
eleştiri aldı. Yakında Kandil'e gitmesi muhtemeldir. Çünkü bu
kişinin yayınlarda radikal olduğu, dikkat etmediği için dava
açıldığı yönünde örgütten tepki gitti. TV çalışanlarının özellikle
genç olanları tarafından sevilmektedir. Ronahi TV'yi kuran kişi
budur. Fuat Kav manevi bir ağırlığa sahip iken Amed Dicle koordine
etme konusunda etkilidir. Songül Ömürcan, bu şahıs kadın
kotasından bu görevdedir. Çok yakında Roj TV'deki yaşanan
kavgalar, bir kez daha Murat Karayılan ve Karasuyu karşı
karşıya getireceği muhtemeldir..."
Her şey tüm çıplaklığı ile ortada.
Birileri
hala Roj TV'nin terör örgütüne ait olmadığını söyleyebilecek
mi?
Özellikle Rasmussen!
Dürüst olamıyoruz!
Neden? Niçin
burnumuzun dibindeki faciayı görmüyoruz da, sürekli dışarıya
sallıyoruz?
İğneyi kendimize niye batırmıyoruz?
İkiyüzlüyüz çünkü...
Başka nedeni yok!
Ne yana baksak aynı manzara...
Ama bizim içimizdeki kelli felli kalem erbabının ikiyüzlü olmasını
midem kaldırmıyor...
Kim mi?
Bir değil ki...
Sürüyle...
Siz de farkedin istedim...
Teşhir etmek
için!
Gazeteciler.com
hayalim
Medyatava.com, Ertuğrul Özkök, Sedat
Ergin, Tayfun Devecioğlu ve Uğur Dündar'ın "Bebek
Bar"daki buluşmasını yazdı dün...
Oray Eğin, Medyatava'cılarla "kavgalı" olduğu
için, buluşma haberini
"Doğan Grubu yöneticileri hedef gösterildi"
olarak yorumladı!
Yanlış!
Erdoğan'la Baykal'ın buluşması haberse, Özkök-Ergin
buluşması da bir haberdir.
Medyatik bir haber...
İtiraf etmeliyim ki, Medyatava benim hayalimdeki medya
haberciliğini yapmış!
Gazeteciler.com'a bu
tarzda haber taşıyacak bir ekibimin olmasını çok isterdim.
Hayalim bu!
Aydın Doğan'ın Ahmet Çalık'ın, Mehmet Emin Karamehmet'in ve
diğer medya pa
tronlarının günlük programını hergün düzenli olarak almak, çok mu
ütopik bir istek?
Ya da, genel yayın yönetmenleri ile
hergün ekranda boy gösteren anchormanlar'i tıpkı
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı gibi yakın
takibe almak...
Keşke demiyorum!
Birgün bu hayalimi gerçekleştirecek bir ekibi mutlaka kuracağım.
Bunu gerçekleştirdiğim gün, Gazeteciler.com işte o
zaman gerçek bir medya sitesi olacak.
Medya sitelerinin gelecekteki işlevi bana göre bu olmalı.
Sarıgül'ün
saltanatını yıkan adam
Mustafa Sarıgül, Baykal
için bir tehditti. Halkta karşılığı vardı çünkü. Sarıgül
CHP'den ihraç edilmeden önce gittiği her yerde ilgi gördü,
baştacı edildi.
Anadolu'da konuştuğum herkes,
"Ah Sarıgül gelse" diyordu.
Baykal, rakibini diskalifiye etmesini bildi.
Sarıgül de Baykal'ın işini kolaylaştırmak için ne gerekiyorsa
yaptı.
Şimdi, DSP'li bir Sarıgül karşımızda.
Yüzde 80 oy hedefleyen, ama yüzde 57'de kalan bir
Sarıgül.
Hedefini tutturamadığı için,
Sarıgül'ün karizması çizildi bir kere.
İkincisi, tehdit olmaktan çıktı.
Çünkü halkta karşılığı olan Gürsel Tekin var
karşısında.
Tekin'in ismi önce İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanlığı için geçti.
Yüzde 37'lik oy oranı Tekin'i daha da yükseltti, hatta
yüceltti. Baykal'ın en yakınındaki Tekin için geleceğin
"CHP lideri" deniliyor şimdi.
İşte bu sihirli kelime, Sarıgül saltanatını yıkmaya
yetti.
Halkın artık Sarıgül'ü değil, Gürsel Tekin'i var
çünkü...