Independent gazetesinin deneyimli yazarı Robert Fisk, benzerlikleri ve farklılıklarıyla iki insanlık krizini değerlendiriyor.
Abone olIndependent gazetesi yazarı Robert Fisk, Suriye'nin Humus kentinde yaşananları 1995'te Srebrenitza yaşananlarla karşılaştırıyor.
"2012'nin Humus'u, 1995'in Srebrenitza'sının tekrarı mı?" diye soran Fisk, benzerlikleri ve farklılıklarıyla iki insanlık krizini değerlendiriyor.
'Allah herşeyi biliyor!'
Yazısına "Kızılhaç'a izin yok. Yetişkin erkekler ve erkek çocuklar kadınlardan, kızlardan ayrılıyor. Uzun mülteci kuyrukları. Erkeklerin kamyonlara doldurulup belirsiz bir yere götürüldüğü anlatılıyor. Felaket. Gazetecilere, Birleşmiş Milletler'e giriş izni yok. Bu yerin adı Srebrenitza." cümleleriyle başlayan Fisk, olaylar arasında paralellik kurmanın tehlikeli, korkutucu ve çoğu zaman da yanlış olduğunu belirtiyor.
"1956'da Nasır Nil'in Mussolinisi, 2003'te Saddam Dicle'nin Hitleriydi. Peki 1982'de Hafız Esad Sünnî muhaliflerini Hama'da katlederken neden sesimizi çıkarmadık? Peki ya Saddam'ın 1991'de Kürt ve Şiîleri katledişi. Elbette Srebrenitza... Ve Şimdi de Humus. Benzerliklerinin yanısıra farklılıkları da var." diye yazan Fisk, yazısını şöyle sürdürüyor:
"Srebrenitza'da Hıristiyanlar Müslümanlar'ı öldürüyordu. Humus'ta ise Müslümanlar Müslümanları. Srebrenitza'da, tüm beceriksizliğine rağmen Birleşmiş Milletler'e bağlı Hollanda askerleri görev yapıyordu.
"Humus'ta ne birleşmiş Milletler var ne de NATO. Tam aksine, liderlerimiz, neden Suriye'ye askerî operasyon yapılmaması gerektiğini anlatıp duruyorlar... Eninde sonunda Humus'a gireceğiz. kırık dökük parçalanmış bu kentin sakinleri fısıltıyla yaşadıkları korkuyu anlatacaklar.
"1982'de Hama'daydım. Daha sonra tekrar gittiğimde korkuyla dolu bir tezgâhtardan alabildiğim tek yanıt üç kelimeydi - "Allah herşeyi biliyor"... Sanırım Humus'ta da aynı şey olacak."