BIST 9.935
DOLAR 35,19
EURO 36,71
ALTIN 2.968,72
HABER /  GÜNCEL

Rıza Zelyut köprüleri attı

Akşam grubunda ortalık karıştı. Köşeleri aracılığıyla sert eleştiriler yönelten yazarlar ağır suçlamalarda bulunuyor. Yazar Rıza Zelyut, Serdar Turgut'a ağır bir yazı yazdı.

Abone ol

Basının derdi mi yok! Atalarımız, eskiden, 'Kıyamet ne zaman kopacak?' sorusunu tartışırlar; bir de cevap verirlerdi: 'Katır, doğurduğu zaman!' Günümüzdeki katırlar, mavi merkepler doğuruyor ama kıyametin koptuğu yok. İnsan dünyasında erkek ve dişi vardır. Gel gör ki üçüncü tür diyebileceğiz bir türümüz daha bulunur: Bunlara eşcinsel denilir. Erkek görüntülüdür ama ruhu kadındır; kadına benzer ama erkek olmaya can atar... Bunlar bile kendi aralarında çeşitlenirler. İnsanoğlu şimdiye kadar üçüncü türü sapma kabul etmiştir; dışlamıştır; horlamıştır. İnsanın, kendi elinde olmayan bu şekillenmesi yüzünden o kişiyi suçlamanın yanlış olduğuna inanırım. Ben neymişim? Akşam Gazetesi'nin yeni Genelyayın Müdürü ve pek şanlı köşe yazarı Serdar Turgut, cuma günkü köşe yazısında, beni, adımı vermeden eşcinsel düşmanı ilan etti. Bununla da kalsa iyi; eşcinsel düşmanlarının gizli eşcinsel (latan) olduğunu da yazarak bizi de mavi dünyanın bir parçası ilan ediverdi... Böylece, eşcinseller tarikati yeni bir üye daha kazanmış oldu. Akşam Gazetesi'nin lafını esirgemeyen yazarı Burhan Ayeri de, Azrail'in elinden kurtardığı Serdar Turgut'tan aynı nasibi aldı. Serdar Turgut; sadece beni değil Güneş Gazetesi'ni de eşcinsel düşmanlığı ile suçluyor. Güneş'te güzel oğlan resimleri değil de güzel kadın resimleri basıldığı için midir bu öfke? Yoksa, Serdar Bey, Güneş'in satışı; bunca kısıtlamalara karşın düşmüyor diye mi böyle kızgın? İstismar Benim; Serdar Turgut'un eline bırakılan Akşam Gazetesi ile ilgili eleştirimin temelini; gazetenin toplum sorunlarından soyutlanması oluşturuyordu. Gazete yapmak değil; gazeteyi iğdiş etmek yönünde atılan adımları, basını biraz tanıyan herkes görüyordu. İlk sayısında yazım bulunan halkçı Akşam'ın; mavi tarikatin özel muhabbetlerine mekan yapılmasını gönlüm kaldırmıyordu. Sorun; Serdar Turgut'un eşcinselseverliği değil; Akşam'ın rotasının değiştirilmesidir. Serdar Turgut; Akşam'ın kimliğinin değiştirilmesi gerçeğini kamufle etmek için; işin içine eşcinselleri sokarak eşcinsel koruyuculuğu altında eşcinsel istismarcılığı yapıyor. Tıpkı, gazete yapıyor görünüp yapmamak gibi... Uzman imiş Serdar Bey'in yazısını okuyunca eşcinsellerle çok yakından ilgilendiğini ve konunun uzmanı olduğunu anlıyoruz ve kendisini tebrik ediyoruz. Hemen belirtelim ki eşcinseller üzerinde diktatör yapılacak insan da bizim gibi konunun cahilleri değil, kendisi gibi işin uzmanı birisi olabilir. Kendisinin; işin uzmanı olduğunu, yazısında verdiği ayrıntılar ortaya koyuyor. Serdar Bey'in yazdığını yorumlayınca Türkiye'nin eli kalem tutan düşünürlerinin önemli bölümünün de eşcinsel olduğu sonucuna varıyoruz. Televizyon ekranlarında parıl parıl parlatılanlara bakınca, kendisine hak vermeden edemiyoruz. Çatışma nedeni Akşam Gazetesi Yazarı Serdar Turgut ile çatışmamızın tarihi oldukça eskidir ve sebebi de başkadır. O; Amerikancılıkta, Amerikalıları bile geride bırakan birisidir. Kendisi; 21 Şubat 2003 tarihinde,Akşam'daki köşesinde; 'Çok düşünüp okuduktan sonra, ben; eğer Irak'ta bir savaş olacaksa Türkiye'nin bu savaşta Amerika'nın yanında yer almasının doğru olacağını düşünüyorum. Uluslararası gerçekler, dünya konjonktürü ve daha da önemlisi Türkiye'nin içinde bulunduğu konum başka bir alternatife izin vermiyor' diye yazmıştı. Biz, 2 gün sonra kendisini köşemizde yerden yere vurmuş; Hitler döneminde olduğu gibi/ABD adına Siyah Propaganda (Gizli savaş propagandası) yaptığını yazmıştık. 12 Ekim 2003 tarihli yazımda da üslubu ve yazarlığı ile dalga geçmiş; 'Türkçe öğretmeni olduğum halde, cümlelerini ben bile anlayamıyorum.' demiştim. Savaşçı Serdar'ı tarih yalanladı. Türkiye, ABD'nin yanında savaşa girmedi. Türkiye'ye, ABD yanında yer almadı diye bir şey olmadı. İşte; Serdar Turgut gibi Amerikanseverler; hep böyle yalanlanırlar. Bunların durumu da Amerika'nın Irak'taki durumu gibidir. Zaferleri de şatafatları da geçicidir. Ne diyelim; Türkiye'nin çıkarlarını, ulusal ve ahlaki değerleri savunmak bizim zayıflığımız; Serdar Turgut'un üstünlüğü olsun. Bundan sonra Sayın Serdar Turgut'u üzmemek için; onun uzmanlık alanı ile ilgili konuları yazmayacağımı ilan ederim.