BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Risk ve hayat...

Risk ve hayat...

 

Mevsimlerden kış, günlerden de Pazar ise; şartlar iç muhasebe için uygun demektir.

Hele dışarıda kasvetli bir hava varsa, içerde duyulur duyulmaz bir müzik çalıyorsa, bir de cam kenarındaki koltuğa yerleşilmişse, işte size geçmişe dalmak için uygun bir zemin.

Alınan riskler, risk almayıp kaybedilenler, ya da risk alıp kazanılanlar bir bir gözden geçirilebilir...

 “Hiç hata yapmayan insan genellikle hiçbir şey yapmazmış” derler. Ben de risk alıp hata da yaptım, almayıp yanıldım da, aldığım riskler yolumu da açtı. Ama sonuçları sadece beni ve yakın çevremi etkiledi, o kadar.

Zaten alınan risklerin etki alanı genişledikçe karar vermek de güçleşir.

Olumlu sonuçta kimse riski tartışmaz ama olumsuz sonuçta fatura o riski alana kesilir.

Devlet yönetenlerde de durum farklı değildir.

Ak Parti Hükümeti, özellikle de Başbakan “risk” alabilen bir lider.

İmf ile anlaşma, Avrupa Birliği ile müzakere, Kıbrıs gibi birçok başlıkta risk aldı ve kazandı. Kazanınca kimse alınan riski sorgulamadı.

Hükümetin aldığı risk ile başarıya ulaşamadığı tek başlık terörle mücadele oldu. Habur ve PKK ile diyalog  gibi önemli kararlar verilirken, alınan risk için “büyüktü” diyebiliriz. Alınan bu büyük risk, terörle mücadele sürecini olumluya çevrilemedi ama kararı alanların başına bela da olmadı.

Şimdi bir başka strateji var ve alınan yeni bir risk. “ Yaz, kış, dağda, şehirde, sınır ötesinde tam teşekküllü mücadele”

İlk bakışta bir risk alınmış gibi görünmüyor. Önceki hükümetlerin de uyguladıkları ve uyguladıkları için pek az eleştirildikleri bir yöntem bu.

Ama köprünün altından çok sular aktı artık. Uygulanan yeni strateji devlet denen sistemin son hamlesi gibi algılanıyor.

Devlet PKK’yı teslim olmaya, silah bırakmaya, eylem yapamaz hale getirmeye çalışıyor, bunun için de polise, askere, bürokrata, savcıya hakime fazla mesai yaptırıyor. Yine insanlar ölüyor, Uludere gibi büyük facialarda vicdanlar yaralanıyor, KCK soruşturmalarındaki kimi tutuklamalarda adalet duygusu sorgulanıyor ancak devlet mekanizması bir bütün olarak kararlı davranıyor…

Ancak bu kez süreç çok uzamayacak.

Bu yıl bitmeden ya PKK, bu baskıdan bunalıp silahsız bir döneme kapı açacak, ya da devlet o kapının açılması için yeni bir strateji belirleyecek.  

Ve o gün, ya alınan riskler değil başarılar konuşulacak, ya da yönetenlerin neden risk aldıkları sorgulanacak.

Ama bu hepimiz adına yine büyük bir risk alındığı gerçeğini değiştirmeyecek.

Alınan riski etkileyemediğimize göre, elden gelen sadece iyi dilekte bulunmak. İnsanların adaletsizliğe uğramaması ve ölmemesi için.