İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Acil Dahiliye Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Erk, "Grip, her yıl bütün dünyada 10-20 kişiden birini etkiler, özellikle risk gruplarında yüksek ölüm oranına neden olur." dedi.
Abone olİstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Acil Dahiliye Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Erk, "Grip, her yıl bütün dünyada 10-20 kişiden birini etkiler, özellikle risk gruplarında yüksek ölüm oranına neden olur." dedi.
Erk, yaptığı açıklamada, gribin, özellikle kış aylarında öksürme ve hapşırmayla diğer insanlara bulaşan viral hastalık olduğunu dile getirerek, grip virüsünün A, B ve C olmak üzere 3 ana, çok sayıda da alt tipi bulunduğunu söyledi.
Hastalığın titreme, yüksek ateş, kuru öksürük, kas, eklem, kulak, boğaz ağrısı, bazen burun akıntısı, ishal, bulantı, kusma gibi şikayetlerle ortaya çıktığını anlatan Erk, grip ve soğuk algınlığının (nezle), etken virüsleri ve yol açtığı şikayetler bakımından farklı hastalıklar olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Erk, gripte yüksek ateş, kuru öksürük, baş ve karın ağrısının sık görüldüğünü, soğuk algınlığında ise yüksek ateş olmadığını, belirgin bir burun akıntısı şikayetinin ön plana çıktığını anlattı.
Erk, grip mevsiminde kalabalıklardan kaçınmanın, alkol ve sigara kullanmamanın faydalı olabileceğini vurgulayarak, "Öte yandan antibiyotik, gribal enfeksiyonlarda asla kullanılmamalıdır. Herhangi bir nedenle antibiyotik kullanılması bağırsak florasını bozarak enfeksiyonlara eğilimi arttırır. Bitki çaylarının, C vitamininin ve diğer özel besinlerin herhangi bir olumlu etkisi söz konusu değildir. Bağışıklık sistemini takviye etmek için organik, taze sebze ve meyveleri bol tüketmek, öğün atlamamak önemlidir. Mevsim dışı sebze ve meyve tüketilmemelidir. Bu tür kalitesiz besinlerde var olan tarım ilaçları ve hormonlar bağışıklık sistemini bozar. Uyku ve düzenli spor yapmakta koruyucu etkiye sahiptir." ifadelerini kullandı.
GRİP AŞISI RİSK GRUPLARINDA HER YIL YAPILMALI
Mevsimsel değişiklikler olduğu için grip mevsiminin hemen başında, hastalığa yakalanmadan aşı olunmasının tavsiye edildiğini belirten Erk, şöyle devam etti:
"Grip salgını günümüzde daha geç başladığı ve mayıs sonlarına kadar devam ettiği için ekim sonu, kasım başı aşılama için idealdir. Aşının koruyucu etkisi 6 ay kadar devam eder. Grip aşısı yüzde 70-90 oranında koruyucudur ve her yıl risk gruplarında yapılması gerekir. Aşı yapıldıktan 10-20 gün sonra bağışıklık sağlanmış olur. Her aşıda olduğu gibi grip aşısında da yüzde 100 korunma söz konusu değildir. 65 yaş üzerinde kişilerin bağışıklık sistemi tam çalışmadığı için aşıya yanıt yavaş ve daha az orandadır. Buna rağmen 65 yaş üzerinde aşının çok etkili olduğu ve ölüm oranının belirgin derecede azalttığı bilinmektedir.
Amerika'da herkese aşı yapılması önerilmekte. Ancak herkese grip aşısı yaptırmak uygun olmayabilir. Risk gruplarının aşılanması yeterli ve değerlidir. Aşı yüzde 100 koruyucu değildir. Aşıdan sonra ortalama iki haftalık bir sürede etki ortaya çıkar. Bu sürede hasta grip geçirebilir. Geçen grip mevsiminde en sık hastalık yapmış olan 3 grip suşu Dünya Sağlık Örgütü tarafından saptanır ve buna yönelik aşı geliştirilir. Aşı sadece 3 suşa karşı etkilidir. Ateşli hastalığı, yumurta alerjisi olanlara, 6 aydan küçük bebeklere aşı önerilmemektedir."
Aşıda fenol, formaldehit, alüminyum, streptomisin ve tiyomersol gibi bileşikler bulunabildiğini anlatan Erk, "Tiyomersol, aşıyı diğer bakteri ve mikroorganizmalardan koruyucu eser cıva içerikli bir koruyucu maddedir. Bu bileşik, sıklıkla suçlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF, aşıların yararlı olduğunun bilimsel olarak kanıtlandığını, içeriği açısından da bilimsel olarak kanıtlanmamış, spekülatif iddialara bağlı kaygıların aşılama programlarını aksatmaması gerektiğini vurgulamaktadır." değerlendirmesini yaptı.
GEBELER GRİBİ DAHA AĞIR GEÇİRİYOR
Gebelerde gribin daha ağır seyrettiğini, gebeliğin son üç ve doğum sonrası ise ilk ayın en riskli dönem olduğuna dikkati çeken Erk, "Gebelik esnasında grip geçirmek, erken doğuma, düşüğe ve bebekte bazı doğumsal anomalilere yol açabilir. Grip özellikle gebeler tarafından ciddiye alınmalıdır. Gebelik planlayanların, gebe ve lohusa kadınların hepsi, grip mevsiminden önce mutlaka aşılanmalıdır. Grip virüsleri sık sık kılık değiştirdiği için tam bağışıklık sağlanamayan en sık salgın enfeksiyon hastalığıdır." diye konuştu.
Erk, gibin her yıl bütün dünyada 10-20 kişiden birini etkilediğini, özellikle risk gruplarında yüksek ölüm oranına neden olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl 250-500 bin kişi grip ve neden olduğu komplikasyonlar sonucu ölmektedir. Grip virüsleri zatürre, beyin, beyin zarı, kalp kası, orta kulak iltihapları ile akut bronşite neden olarak ölüm riskini arttırır. Grip salgını olduğu dönemlerde kalp krizi geçirme ve felç geçirme riskleri de artmaktadır. Tüm dünyayı böylesine etkileyen, kış aylarında kronik hastalığı olanlarda en fazla ölüme neden olan hastalıklardan biri olan gribe karşı aşılanmanın gereksiz olduğunu söylemek, sorumsuzluk ve cehalet örneğidir."