"Dakika 88... Gazeteden Can kardeşim aradı beni "Yazalım ağabey" diye... Dur Allah aşkına dedim, her an ikinciyi bulabiliriz. Aslında maçın özeti de burada yatıyordu."
Abone olErsun Yanal savunmada dörtlü, önünde tek ön libero Hüseyin, sol içte Emre, sağ içte Okan'ı görevlendirerek, orta sahayı baklava görüntüsünde düzenlemişti. Sol çizgide Gökdeniz, sağ çizgide Nihat, önlerinde de Fatih yer alıyordu. Hücuma çıkınca 4 - 3 - 3, top rakibe geçince 4 - 3 - 2 - 1 sistemi vardı... Yani muhtemel Danimarka kanat akınlarını, solda Gökdeniz'i çizgiye indirip, sağda da Nihat geriye çekerek durdurmayı planladı Ersun hoca... Bu düşüncesi de sonuç verdi. Milli Takımımız, maçın skoru 0 - 0 iken iki net pozisyon buldu. Rakip Danimarka ise hiç pozisyon bulamadan penaltı golüyle öne geçti. Golden sonra Danimarka'nın on kişi kalması maçın tamamen lehimize dönmesini sağladı. O dakikadan sonra oyun Kazakistan maçına döndü... Bu kez karşımızda Kazakistan değil, daha iyi savunma yapan Danimarka vardı. Birkaç cılız kontratak dışında, ev sahibi takım tamamen savunma yaptı. Onları buna zorlayan da Milli Takımımız'dı... İkinci yarıda önce Tuncay, sonra Necati değişikliği Danimarka savunmasındaki adam paylaşımını sıkıntıyı soktu. Özellikle Tuncay rakibin defans dengesini tamamen bozdu. Tuncay SERBEST oynadı ve mükemmeldi. Yerden hem çabuk oynadık, hem driplingler yaptık, dolasıyla pozisyonlar da bulduk. Özellikle Ümit Özat, Kazakistan maçında sağ kanattan yaptığı bindirmeleri bu kez sol kanattan denedi. Bir tanesinde de golü bulduk zaten. Kaçan penaltı, iyi oyun ve zorlu bir deplasman... Sonuç bir puana sevinelim mi, üzülelim mi? Ersun Yanal'ın taktiksel anlayışı, oyuncu değişiklikleri iyiydi. Sadece son Serkan değişikliği gereksizdi. Çünkü zaten tempoyu yakalamıştık. Hakem yürekli ve gördüğünü çalan bir hakemdi. Milliyet
ÖNCEKİ HABERLER
