BIST 9.390
DOLAR 34,42
EURO 36,31
ALTIN 2.844,61
HABER /  GÜNCEL

Renkli Dünya'nın öteki yüzü

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemine kadar gelen “Dayak ve şiddet” olaylarından en çok etkilenenler şüphesiz kadınlar. Ya ünlülerin hayatlarında şiddet ne kadar?

Abone ol

Geçtiğimiz günlerde manken Deniz Akkaya’nın erkek arkadaşından dayak yediğini açıklaması gözleri bir anda sanat dünyasına çevirdi. Sanatçılar “dayak ve şiddet” konusundaki görüşlerini gazetemiz aracılığıyla çarpıcı bir dille ortaya koydu. Kimileri şov dünyasındaki “dayak ve şiddet” haberlerinden reklam kokusu geldiğini belirtirken, bazıları da “dayak yemeyi hak eden bir çok isim var” şeklindeki demeçleriyle dikkat çekti.

İbrahim Tatlıses: Şiddet topluma zarar veriyor
“Sanat dünyasına girdiğim günden bu yana birçok gazete veya televizyonda adım dayakçıya çıktı. Biraz agresif olabilirim. Ancak hiçbir zaman dayakçı olmadım. Her zaman barıştan ve kardeşlikten yanayım. Özellikle kadına dayağa karşıyım. Kadınlar çiçektir, dövülmez. Şahsen çok sinirlendiğimde bağırıp çığırmışımdır. Ancak çok büyük suçu yoksa neden kızayım ki? Herkes beni yanlış tanıdı. Şiddet toplum ve aile saadetine zarar veriyor.”

Okan Bayülgen: Tokat atmadım ama yedim
“Özellikle şiddet ve dayak deyince, şov dünyasında kadınlar ön plana çıkıyor. Hayatım boyunca hiçbir bayana tokat atmadım. Onlara atılan bir tokat belki onların dünyalarını karartır. Arasıra dil kavgalarım oldu. Ancak hiç dayak atmadım. Ama bayan arkadaşımdan tokat yedim. Dayak ya da şiddet sanatçı kavramı ile hiç bağdaşmıyor. Sanatçı örnek olmak zorunda, kötü örnekler vatandaşın bize olan saygısını bitirir.”

Hülya Avşar: Hak eden dayak yemeli
“Şimdiye kadar dayak yiyecek hatalar yapmadım. Eğer kadın dayak yemeyi hak ediyorsa yemeli. Gerçek şu ki ülkemizin yıllardır yaşadığı bunalımlar insanlarımızı şiddete zorluyor. Sanat dünyası için de geçerli. İnşallah dostluk ve kardeşlik içinde yaşamayı öğreniriz de böyle konuları konuşmak zorunda kalmayız.”


Hakan Peker: Maneviyat eksikliği
“Aslında şiddet ve dayağa maneviyat eksikliği sebep oluyor. Son yıllarda kadın hakları veya eşitlik tartışmalarıyla bayanlarımız daha bilinçlendi. Baksanıza şimdi tokadı yiyen ortalığı birbirine katıyor. Hiçbir kadını tokatlamadım ama kalp kırdığım olmuştur.

Sibel Can: Bakışlar yetiyor
“Dayak ve şiddete karşıyım. Bence aile içinde en ağır ceza bile bakışlarla verilebilir. Çocukluğumda bir hata yaptığımı anladığımda babamın gözlerinin içine bakardım. Suç işlediğim zaman babamın attığı bakışlar çok ağır gelirdi. Şimdi ben de çocuklarımın gözlerinin içine ikaz ederek baktığımda hata yaptıklarını anlıyorlar. En iyi ceza bakışlarla verilen cezadır. Kimsenin canı yanmasın.”