Başbakan Erdoğan'ın rektörlere 'Edepsizler' demesi tepki aldı. Tepki gösterenlerin başını Kemal Alemdaroğlu çekti.
Abone olİTÜ Rektörü Prof. Dr. Gülsün Sağlamer, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, YÖK taslağına itirazları eleştiren Başbakan Tayyip Erdoğan'ın üslubuna tepki gösterdiler. Rektörlerin görüşleri şöyle: ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut: Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin üniversitelerinin rektörlerine 'edepsiz' denmesine çok üzüldüm. Hele Başbakan tarafından söylenmesi daha üzücü, yaralayıcı oldu. Başbakan belirtsin. Kimdir o rektör, hangi rektörlerdir? Tüm rektörler zan altında. Hepimize 'edepsiz' denerek hakaret edildi. Hükümeti eleştirdik evet. Eleştirmeye de devam edeceğiz. Eleştiri olmayan yerlerin adı diktatörlüktür. Eleştirinin hangi olgunlukla karşılandığı demokrasinin ölçüsüdür. Avrupa'da kafasına yumurta atılan devlet adamı bunu yapana hakaret etmediği için toplum önünde saygınlık kazanıyor. İTÜ Rektörü Gülsün Sağlamer: Başbakan'ın konuşmasını çok ayıpladım. Benim sözlüğümde olmayan kelimelerle konuşulmuş olmasından üzüntü duyuyorum. Bu sorunlar gerilimle çözülmez. Birilerinin sayın Başbakan'ı çok etkilemiş olduğunu düşünüyorum. Bana siyasete girmem için o kadar teklif yapıldı ki ama benim yerim üniversite. Biz üniversitelerin bağımsız, akademik özerkliğe sahip olmasının mücadelesini veriyoruz. Bu bizim varoluş sebebimiz. Şu anda eldeki taslak, üniversiteleri Milli Eğitim'e bağlı liseler haline getirecek. Türkiye buna izin vermemeli. İÜ Rektörü Kemal Alemdaroğlu: Bu şekil konuşmalarla bir yere varılamaz. İktidar tehdit, baskı, dayatma, soruşturma, denetleme kıskaçlarıyla hiç kimseyi ürkütemez, yıldıramaz. Herhangi bir suçu olan varsa ilan edilir. Suçu olan varsa cezasını çeker. Üniversiteler siyaset üstü bilim kurumlarıdır. Üniversiteler demokrasinin kuralları içerisinde toplumu aydınlatma görevini eksiksiz yerine getirmelidir. Bu üniversite özerkliğinin de anlamlı bir yanıdır. Özellikle Türk üniversitelerinin yöneticileri her dönemde bu konuya aşırı özen göstermişlerdir. Her zaman iktidarlara, yol gösteren, ışık tutan düşüncelerini toplumsal konulardaki uyarılarını yapmışlar ve her zaman da siyaset üstü kalmışlardır.'