BIST 9.949
DOLAR 35,23
EURO 36,71
ALTIN 2.979,39
HABER /  GÜNCEL

Rektörler YÖK tasarısını konuştu

Gürüz Denizli'deki toplantının çok yararlı geçtiğini, tüm ayrıntıların da ele alındığını açıkladı.

Abone ol

Denizli’de yapılan Rektörler Komitesi toplantısından sonra gazetecilere açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Gürüz, toplantıda yüksek öğretimin sorunlarının ayrıntılı olarak görüşüldüğünü belirtti. Dört konu başlığı üzerinde çalışma yapma kararı alındığını bildiren Prof. Dr. Gürüz, bunların “yüksek öğretim nerede başlıyor, Türk yüksek öğretiminin durumu, dünyada ve Türkiye’de yüksek öğretimin geldiği nokta, ne gibi sorunlarla karşı karşıya bulunduğu ve sorunların çözümü için yapılması gereken yasal düzenlemeler” olduğunu kaydetti. Bu konularda 80 bin akademik personelin yazılı görüşünü alacaklarını kaydeden Prof. Dr. Gürüz, şöyle devam etti: “Bunlara rektörlerin de görüşleri eklenerek, Aralık ayında üniversiteler arası kurula sunulacak. Buradaki nihai değerlendirme sonucunda, son şeklini alarak, kamuoyuna, hükümete ve parlamentoya sunulacak. “ Bu çalışmaların İngiltere’de 7-8 yıl, Avusturya’da 10 yılda sonuçlandığını, Almanya’da ise 6-7 yıldır devam ettiğini bildiren YÖK Başkanı Gürüz, kendilerinin bu çalışmayı aylarla sınırlı sürede sonuçlandıracağını vurguladı. Dünyanın en yaygın sistemlerinden biri Basın mensuplarının sorularını da cevaplandıran YÖK Başkanı Prof. Dr. Gürüz, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in “YÖK üniversitelerarası kurulun eli gibi olmalı” şeklindeki sözlerini değerlendirerek, şöyle konuştu: “Bakan bey bu konuşmasında başka şeyler de söylemiştir. Söyledikleri kendisini bağlar. Medreseleri anımsatan sözler etmiştir. Bu nedenle cevap vermeye bile gerek görmüyoruz. Oysa ilköğretimde ne yapılmıştır, ortaöğretimin bir analizi var mıdır? Bunları değerlendirmesi gerekirken, sistemin en iyi işlediği yüksek öğretime yönelmiştir. Yüksek öğretim sistemi, bin 918 bin öğrencisi, 76 bin akademik personeliyle dünyada en iyi işleyen sistemlerden biridir. Kişi başına bin 300-bin 400 dolarlık yatırımlarla bugünlere gelinmiştir. Bunları söylemeden elde edilen başarıyı görmezlikten gelmeye, yüksek öğrenim sistemi hakkında konuşmaya kimsenin hakkı yoktur. Türkiye’deki yüksek öğretim sistemi dünyanın en yaygın sistemlerinden biridir.” Üniversitelerin siyasallıştırılmak istenmesi Öte yandan yüksek öğretimde, hükümetle yaşanan sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulunun ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Vural Akbulut, üniversitelerin görevinin doğruyu bulmak, bilgiyi toplumun hizmetine sunmak olduğunu söyledi. Akbulut, “Ama doğruyu kamuoyuna sunarken, yaşanan sıkıntılar ortada. İktidar bilim çatışması her zaman yaşanmıştır. İktidarlar, görevi doğruyu bulmak ve söylemek olan üniversitelerin önünü tıkamak değil, onların önünü açacak yasal düzenlemeler yapmalıdır.” İTÜ Rektörü Prof. Dr. Gülsüm Sağlamer de iktidarın üniversiteleri siyasallaştırmak istediğini öne sürerek, şunları söyledi: “Üniversiteler olarak önümüzü kestirmeyeceğiz. Dünya ile yarışan üniversiteler için koşmaya devam edeceğiz. Türk üniversiteleri az kaynakla çok iş yapıyor. İktidarın görevi kaynak yaratacak, çağdışı bürokratik engelleri ortadan kaldıracak ve üniversitelerin önünü açacak uygulamaları getirmektir.” Kaynak : NTV