Siyasetin, en çok üniversitelerde yapıldığını iddia eden Erdoğan, bazı rektörleri edepsizlikle suçladı.
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye'de üniversiteleri yönetenlerin şu anda en büyük siyaseti yaptıklarını'' söyledi. Erdoğan, ''Bu ülkenin şu andaki hükümetini en çirkin şekilde, edebe sığmayacak şekilde eleştirme yetkisini kendisinde bulan rektörler var bu ülkede. Ama bizim edebimiz, aldığım edep onlara aynı dille cevap vermeyi engelliyor'' dedi. Başbakan Erdoğan, Kastamonu FFC Orman Ürünleri A.Ş tarafından yaptırılan fabrikanın açılış törenine katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, üniversitelerin açılış törenlerinde yapılan konuşmalara değindi. ''Üniversitelerimize siyaset karıştırmayacağız'' denildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: ''Şimdi ben bir şey söyleyeceğim. Gerçekçi olalım... Samimi olacağız ve dürüst davranacağız. Sene hatırlıyorsunuz 1995... Yapılan Anayasa değişikliği ile üniversite öğretim üyelerine partilerin üst kurullarında görev alma yetkisi verilmişti. Üniversite öğretim üyeleri partilerin üst kurullarında görev alabildiklerine göre, bu siyasetle iç içe girmek değil midir? Ayrıca üniversite öğrencileri siyasi kuruluşlarda görev alabilir mi? Alır... Gençlik kollarında çalışabilir, örgütlerde çalışabilir. Bunun yolu açık. O zaman siz kalkıp da 'üniversitelerde siyaset yok' diyebiliyorsunuz. Kimi aldatıyorsunuz yahu... Bu anayasa değişikliği 1995'te yapıldı. Sonra siyasetten insanları niye tecrit etmeye, niye soyutlamaya çalışıyorsunuz. Hiçbir zaman hiçbir ülkede 'hayır siyaset yapamaz, siyaset onda yoktur, siyasetten kendini tecrit edebilir' diyemezsiniz. Çünkü adap var. Herkesin gönül dünyasında hafıza kayıtlarında isteseniz de istemeseniz de siyasetin yeri vardır. Gelin 1980 öncesindeki üniversite hareketlerine bakın ve bugün zaman zaman çıkan hareketlere bakın. Bu ülkede üniversiteyi yönetenler şu anda en büyük siyaseti yapıyor yahu, en büyük siyaseti yapıyor. Bu ülkenin şu andaki hükümetini en çirkin şekilde, edebe sığmayacak şekilde eleştirme yetkisini kendisinde bulan rektörler var bu ülkede. Ama bizim edebimiz, ama bizim aldığım edep onlara aynı dille cevap vermeyi engelliyor. Üniversite rektörü olmak insanlara edebin dışına çıkma yetkisini vermiyor.'' Başbakan Erdoğan, ülkeyi yönetenlere bu şekilde eleştirilerde bulunulmasının yanlış olduğunu ifade ederek, ''Biz de bir söz verdik, sözümüzde duracağız. Biz, ülkemizi germeyeceğiz, gerilmesine müsaade etmeyeceğiz'' diye konuştu. Erdoğan, Üniversitelerarası Kurul'un bizzat kendisi tarafından toplantıya davet edildiğini, Milli Eğitim Bakanlığı ile çalışılarak YÖK Kanunu'nun çıkarılması için çalışmalar yaptıklarını anlattı. İlgili çevrelerin katkıda bulunulması yönünde bugüne kadar yapılan toplantıların dışında bugüne kadar YÖK Kanunu'nun 26 kez değiştiğini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bugüne kadar bunlar yapılırken sesi çıkmayanlar, şimdi 59. Hükümet talebe cevap vermek için bu adımı atarken niye sesleri çıkıyor. Dert ne biliyor musunuz, dert birilerinin çıkarına çomak sokulduğu için... Biz milletimizin vermiş olduğu yetkiyi adil bir şekilde yerine getirmenin peşindeyiz. Asla bu ülkede herhangi bir olumsuzluğun ve ülkeyi germenin peşinde değiliz. Herkes görevini bilecek. Anayasa'da tanımlanan kurum ve kuruluşların görevleri ne ise herkes bu görevi bilecek, bu görevi yapacak. Başka herhangi bir iş yapmaya gerek yok. Bizler de bu hassasiyet içerisinde bu adımları inşallah atmış olacağız ama karşılıklı el ele bu işleri müzakere ederek çözeceğiz.'' Başbakan Erdoğan, güven ve istikrar ortamının tesis edildiği bir dönemde özel sektörün yatırımlarını görmekten büyük sevinç duyduğunu kaydetti. Türkiye'nin yıllarca varlık içinde yokluk çektiğini, yolsuzluk ekonomisi içinde parayla para kazananlar bulunduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, en zengin çevrelerin bile gelirlerinin yüzde 95'ini faaliyet dışı ekonomiden elde ettiklerini kaydetti. Artık hizmet veren, bunu her kesime taşıyan bir iktidarın iş başında olduğunu bildiren Erdoğan, ''Yolsuzluğa, soyguna ve talan düzenine savaş açan bir hükümet iş başında. Bu savaşı açtık ve neticelerini almaya başladık'' diye konuştu. 2004 yılında yolsuzlukla mücadelede elde edilen sonuçların daha da belirginleşeceğini kaydeden Başbakan Erdoğan, devlette hangi kurum geçmişte ne kadar zarar ediyordu, şimdi ne durumda olduğunun zamanla açıklanacağını söyledi. Bu ülkede kim taş üstüne taş koyarsa başlarının üzerinde yeri olduğu belirten Erdoğan, 15 bin kilometre duble yol vaat ettiklerini h hatırlattı. Ülkede yılda ortalama 300 bin trafik kazası meydana geldiğini, 3-4 bin kişinin öldüğünü, 100 bin civarında kişinin yaralandığını, 5 milyar dolar civarında da maddi hasarın söz konusu olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, bugüne kadar 1500 kilometre duble yol yapıldığını, kalan bölümün bitmesiyle ülkenin rahat bir nefes alacağını kaydetti. Yol ve suyu ''özgürlük'' diye tanımlayan Erdoğan, ''Atalarımız boşuna dememiş, su yatağında akar. Hiçbir şekilde engelleyemezsiniz suyu o yine ne yapar eder yatağını bulur'' dedi. Başbakan Erdoğan, daha sonra tesisin açılışını yaparak incelemelerde bulundu. Erdoğan, beraberindekilerle birlikte Ilgaz Dağı'ndaki Mountain Otel'de yapılan AK Parti Kadın Kolları Toplantısı'na katılmak üzere karayolu ile Kastamonu'dan ayrıldı.