Dün Ankara'da gerçekleştirilen rektör yürüyüşünde bir büyük skandala imza atıldı. Bazı kişiler 'Ordu Göreve' pankartı açtı..
Abone olTandoğan Meydanı’nda gerçekleştirilen mitinge ‘Atatürk Gençliği’ imzalı ve ‘Ordu göreve’ yazılı 15 metrelik pankart damgasını vurdu. Miting başlamadan bir grubun açtığı büyük pankartın yanında, aynı ifadelerin yer aldığı 10’dan fazla küçük pankart yer aldı. Pankartların açılması ile “Orduya karşı saygısızlık oluyor.” şeklinde anons yapıldı; ancak pankart, miting sonuna kadar yerinde kaldı. Pankartları gören YÖK Başkanı Kemal Gürüz , ‘Bu pankartları Türk üniversitelerinin katiyen tasvip etmediğini’ vurgulayarak, “Bu marjinal bir gruptur ve yürüyüşle alakası yoktur.’’ dedi. Gürüz, mitingin sonunu beklemeden meydandan ayrıldı. Organizasyonu düzenleyen Ankara Üniversitesi Rektörü Nusret Aras da, “Onlar bizim organizasyonumuza dahil değil. Atatürkçü Düşünce’yle de ilgileri yok. Bu şekildeki pankartları doğru bulmuyorum” diye konuştu. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Ertuğrul Kazancı, mitingde yaptığı konuşmada Atatürkçülükle Kemalizm’in birbirinden ayrılamayacağını vurgulayarak, ‘Atatürkçülük düşüncesi ışığında Anayasa’nın değiştirilmesini ve 61 Anayasası’nın temel alınmasını’ istedi. Kazancı konuşmasını, “Yaşasın Cumhuriyet ve Atatürk ilkeleri” diyerek bitirdi. Ankara Üniversitesi Rektörü Nusret Aras, Cumhuriyet’in 80. yılını kutlamak için toplandıklarını vurgulayarak Atatürk ilke ve devrimlerinden asla vazgeçmeyeceklerini tüm dünyaya haykırdıklarını kaydetti. ‘Atanın huzuruna kavga etmek veya şikayet için değil onun emanetlerine sahip çıktıklarını göstermek için çıktıklarını’ anlatan Aras, hiçbir odağın gücünün Cumhuriyet’i ortadan kaldırmaya yetmeyeceğini belirtti. Aras, sözlerini ‘Kemalist devrim ve ilkelere daima sadık kalacağız.’ diyerek bitirdi. Hafif yağmurun altında gerçekleştirilen miting, konuşmaların ardından topluca Onuncu Yıl Marşı’nın söylenmesiyle sona erdi. Bu arada yürüyüş sırasında gazetecilerin sorularını cevaplayan YÖK Başkanı Gürüz, Türk üniversitelerin ‘gericiliğe, kökten dinciliğe ve etnik bölücülüğe karşı dimdik ayakta olduğunu ve bunu ilelebet sürdüreceğini’ söyledi. Bu yürüyüşte Cumhuriyet’in istismar edildiği eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Gürüz, “Cumhuriyet’in istismarı olur mu? Halt etmiş onu diyen.” cevabını verirken, yürüyüş için öğretim üyelerine baskı yapıldığı eleştirilerine ise, “Hiç böyle bir şey olabilir mi? Ben de öğretim üyeleri arasında yürüdüm.” şeklinde konuştu. Gürüz, şöyle devam etti: “Türkiye’yi yönetenler Cumhuriyet’in sembolü haline gelmiş Kubilay’ın adının zikredilmesinden, aklın üstünlüğünün zikredilmesinden rahatsızlık duymamalıdır, dahası bundan gurur duymalıdır. Eğer Atatürk ve silah arkadaşları Türk devletini kurmasalardı, bugün ezan sesi değil başka sesler duyulurdu, ay yıldızlı bayrak değil başka bayrak dalganırdı. Biz biyolojik olarak var olabilirdik, fakat isimlerimiz başka bir şey olurdu. Herkes aklını başına toplasın, bunu hiç unutmasın.” Gürüz ayrıca, “Bu devletin adı Türk devletidir, burası Türk milletidir. Vatanı tektir, dili tektir, bayrağı tektir. Bunun dışındaki kavramları üniversitelerin kabul etmesi mümkün değildir.” dedi.