YÖK yürüyüşünde "Ordu Göreve" pankartına en büyük tepki organizasyon komitesindeki rektörden geldi.
Abone olAnkara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras, ''Cumhuriyete Saygı Yürüyüşü''nde, ''demokrasiye yakışmayan ve provokatif amaçlı'' pankartlar açılmasını kınadı. Prof. Dr. Aras, organizasyon komitesi adına yaptığı yazılı açıklamada, 25 Ekim'de Ankara'da gerçekleşen yürüyüşte, kendilerini üzen, organizasyon komitesi dışında kalan Atatürkçü Düşünce Kulüpleri Federasyonu tarafından demokrasiye yakışmayan ve provokatif amaçlı pankartlar açıldığını kaydetti. Bu kuruluşun rektörlükleri ve Atatürkçü Düşünce Derneği ile ilgisinin bulunmadığını bildiren Prof. Dr. Aras, ''Ordumuzu rencide edebilecek böyle söylemlere katılmamız söz konusu olmadığı gibi, tarafımızca şiddetle kınandığı kamuoyuna duyurulur'' dedi. CHP REKTÖRLERİ SAVUNDU Cumartesi günü üniversite rektörleri, öğretim üyeleri, öğrenciler ile sivil toplum örgütlerinin düzenlediği Cumhuriyete Saygı yürüyüşünde açılan "Ordu Göreve" pankartı nedeniyle üniversite rektör ve öğretim görevlilerini suçlayan AKP'lilere tepki gösteren CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, "Üniversite öğretim üyeleri ne darbe kışkırtıcısıdırlar, ne de darbe meraklısıdırlar" dedi. Haluk Koç düzenlediği basın toplantısında, Cumhuriyete Saygı yürüyüşünde küçük bir grubun açtığı "Ordu Göreve" pankartının üniversite rektörlerine ve öğretim görevlilerine maledilmesini eleştirdi. AKP sözcülerinin provakatif bir şekilde toplantıyı amacından saptırarak sadece bu pankarta odaklanıp üniversetelere ve rektörlerini suçladıklarını anımsatan Koç, "Pankarta yönelik eleştiriler sonuna kadar haklıdır çünkü TSK'nın görevi bellidir ve bunun dışında bir görevi yoktur. Ancak üniversite üyeleri ne darbe kışkırtıcısıdırlar, ne de darbe meraklısıdırlar" diye konuştu. Koç, üniversitelerin eğitimin siyasallaştırılmasına, cumhuriyetin kazanımlarından geri adım atılmasına, cumhuriyet ile rövanş oynamaya niyetli bu kadronun girişimlerine karşı olduğunu vurguladı. Haluk Koç, CHP olarak 28 Şubat sürecinde "Ne din devleti, ne de darbe arayışı geçerlidir. Türkiye bu bunalımdan demokrasi ile çıkar" dediklerini dile getirerek, bugünde aynı tavır ve düşünce içinde olduklarını kaydetti. BREMER'E TEPKİ Haluk Koç, Bağdat'ta yaşanan bombalama eylemleri ışığında hükümetin Irak politikasını bir kez daha gözden geçirmesini isterken, ABD'nin ekonomik, siyasal ve askeri olarak Irak'taki bataklığın içinde çırpındığını vurguladı. Koç, "ABD'nin Irak'taki sömürge valisi" olarak adlandırdığı Paul Bremer'in "Türkler 400 yıldır Irak'ı sömürüyor" şeklindeki açıklamalarına da tepki gösterirken, "Osmanlı İmparatorluğu kendisine özgü yönetim anlayışıyla hiç bir ülkeyi sömürmemiştir, yönetimi kendilerine bırakmıştır. Osmanlı o dönem sömürgecilik yapmışsa bile olsa olsa hurma sömürgeciliği yapmıştır, ABD gibi petrol sömürgeciliği değil" diye konuştu. PERİNÇEK'TEN SUÇLAMA İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, üniversite rektörlerinin cumartesi günü yaptığı ''Cumhuriyet'e Saygı Yürüyüşü'' sırasında açılan ''Ordu Göreve'' pankartıyla, ordu ve üniversite düşmanlığı yapıldığını söyledi. Doğu Perinçek, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, söz konusu pankartı taşıyan Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun, partisine üye olduktan sonra provokasyonlara başladığını ancak bunun fark edilmesi sonucu partiden atıldığını bildirdi. Çulhaoğlu'nun, ''tertip ettiği birtakım provokasyon çalışmalarını İP Öncü Gençlik'e mal ederek ilgili ses ve görüntü kayıtlarını MİT'e gönderdiğini'' anlatan Perinçek, bu kişinin, İP İstanbul İl Disiplin Kurulu kararıyla 25 Şubat 2000 günü partisinden kovulduğunu söyledi. Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun çalışmalarını takip ettiklerini anlatan Doğu Perinçek, söz konusu kişinin birtakım kışkırtıcı faaliyetler düzenleyeceğini belirlediklerini ve 16 Ekim 2000 günü dönemin başbakanı Bülent Ecevit'e 5 sayfalık bir yazı göndererek durumu anlattıklarını söyledi. MİT'E VE BAZI SİYASİ PARTİLERE YERLEŞTİRİLDİ Çulhaoğlu'nun daha sonra CHP'ye girdiğini ve bunun üzerine kendilerinin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a da yazıyla durumu bildirdiklerini anlatan Perinçek, söz konusu kişinin birileri tarafından önce MİT içerisine daha sonra da bazı siyasi partilere yerleştirildiğini, ordu ve üniversite düşmanlığı için görevlendirildiğini ileri sürdü. Pankartın amacının çok yönlü olduğuna işaret eden Perinçek, ''MİT içine yuvalanmış CIA işbirlikçisi grubun'' pankart ile Türk ordusuna beslenen saygı ve sevgi üzerinde şüphe yaratmaya, ordu içinde bölünmeler oluşturmaya ve ordunun Anayasa ile belirlenmiş ülke güvenliği ve Cumhuriyeti savunma görevlerinde zaafa yol açmaya çalıştığını kaydetti. İP olarak hiçbir zaman orduya darbe çağrısında bulunmadıklarını belirten Perinçek, ''Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun maskesinin düştüğünü, artık kullanılmış bir piyon olarak kaldığını'' ifade etti.