Reis'in yolu,Takdiri İlahi!..
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sözü hatırlatıyor.. “Bu kavga ne boy ne oymak ne de obanın kavgasıdır. Bu sabinin yüzündeki kan, nizamı alemin işaretidir.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 Kasım 2016’da çok anlamlı bir sözü vardı..
“Türkiye Türkiye’den büyüktür.”
Öylesine doğru bir söz ki, bu sözü bugün iyi okumak gerekir…
Çünkü Halep’te, Arakan’da, Filistin’de, Bangladeş’te, Musul’da, Doğu Türkistan’da ve mazlumların kanının aktığı her yerde “Türkiye güçlensin” diye dua eden, mazlumları istismar edip, mazlumların dua ettiği Türkiye’yi zayıflatmaya çalışanların sürdüğü davaların hepsinden beriyiz (temiziz)…
Görülmüştür ki “Güçlü Türkiye” için çalışmak; ümmet için de çalışmaktır ki; ümmetin varlığı Müslüman Türk milletinin varlığı ile direkt ilişkilidir..
O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi “Türkiye Türkiye’den çok büyüktür.”
Ah içimizdeki anlamak istemeyen zavallılar!
Ufku yaşadığı şehirden öteye gidemeyip en uzun mesafesi 90 yıllık sınırlarda takılan, serveti biriken para olarak tanımlayan, bayraktaki hilale “ay” diyen, tarihi 1923 yılında başladı zanneden şuursuzların hali sıradan bir gaflet değil, kasten sürdürülen bir zilletten başka ne olabilir ki!
Bu büyük milletin tarihi nedir?
Kim bunlar?
Avrupa Hun İmparatorluğu (375-454)
Göktürk Devleti (552-582)
Uygur Devleti (744-840)
Karahanlı Devleti (840-1042)
Büyük Selçuklu Devleti (1037-1194)
Osmanlı Devleti (1299-1922)
Türkiye Cumhuriyeti (1923)..
İşte sen, ben, biz, hepimiz buyuz…
Cumhurbaşkanı Erdoğan Külliye'de bunu net bir şekilde de sergilettiği görüntü ile de anlattı hep..
***
Unutmayalım Batı’ nın, ABD’ nin Türkiye üzerinde artık açığa çıkan düşmanca tavırları tarihsel bir hesaptır!
Çünkü ‘DİRİLİŞ’ ortadadır..
Türkiye artık “HAYATTA KALMA” eşiğini geçmiş “AYAKTA KALMA” sürecini tamamlamış sonunda “AYAĞA KALDIRMA” dönemine geçiş yapmıştır..
İşte Batı’da artan Türkiye düşmanlığının boyutunun küstahça açılan “Öldürün Erdoğan’ı” pankartlarına dönüşmesi de bundandır..
O alçak pankart sadece terör örgütünün değil Batı’nın faşist zihniyetinin içgüdüsüdür de…
O nedenle 16 Nisan tarihi yeni bir milat olarak karşımızda…
Ve meselenin Erdoğan meselesi değil “Tek Millet, Tek Vatan, Tek Bayrak, Tek Devlet” ülküsü ile “Güçlü Türkiye” meselesi olduğu aşikardır.
Açıkça ortaya çıktı ki 16 Nisan Batı ile bir hesaplaşma da olacak…
O nedenle Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, 2071 yılında nihayete erecek onurlu bir mücadelenin ilk adımı olacaktır.
“Başkanlık gelirse ülke bölünür” diyerek yalana sarılanlara sormak gerekir..
O zaman PKK neden “hayır” diyor? Türkiye' yi düşündükleri için mi?
40 bin insanımızı öldürenler, her gün bombalı araçlarla saldıranlar kimlerdi?
6 ay Diyarbakır Sur'da Ezanı Muhammediye'yi susturanlar kimlerdi?
Camileri yakanlar, Kuranı Kerim'in yaprakları arasına bomba düzeneği kuran alçaklar kimlerdi?
PKK' lılar değil mi?
O nedenle 16 Nisan Türkiye’ nin yarınları için bir kırılma noktasıdır..
***
Ve bugün Ortadoğu’daki manzara Süleyman Şah’ın Moğol saldırısında yaralanmış bir çocuğun yüzündeki kanı görünce eliyle silerken söylediği şu sözü bu manzara ya kayıtsız kalmayan Reis'e hatırlatmaktadır..
“Bu kavga ne boy ne oymak ne de obanın kavgasıdır.
Bu sabinin yüzündeki kan, nizamı alemin işaretidir.”
O nedenle Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye, dünyadaki bütün mazlumların da ümmetin de hayır duasını alarak yolculuğunu sürdürmektedir..
Erdoğan’ın sık sık okuduğu Sezai Karakoç’un şiirindeki“Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır.. Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır ” dizeleri çok anlamlıdır..
Türkiye'nin ilahi yazgısı, son dönemde giderek güçlenen kutlu
bir sürece girdi!
Hem de öylesine ki 'Recep Tayyip
Erdoğan' gibi bir liderin işbaşında olmasından
tut...
Milletin de onun liderliğine büyük güven duyarak yıllardır
istikrarın sağlanacağı şekilde oy kullanması
kesinlikle 'takdiri ilahi'nin
kanıtlarıdır..
Demek ki, 'Mâkus talihin yenilmesi' noktasına
gelinmiş, Türkiye'nin önünde zincirli bulunan kapı nihayet
açılmıştır!
Suyu tersine akıtmaya, Bu 'takdiri
ilahi’ yi değiştirmeye hiçbir
fâninin gücünün yetmeyeceği açıktır...
Şöyle bir bakın..
Gezi olayları...
17-25 Aralık darbe girişimi...
MİT TIR’larına yönelik operasyon…
PKK saldırılarına gaz verilmesi...
DAEŞ ile ortak patlatılan bombalar…
Kobani provokasyonları, dışarıda planlanıp iç
maşa 'abiler-ablalar' eliyle uygulamaya
konulan tüm hain planlar işte bu yüzden ters tepti…
FETÖ'cülerin can havliyle ve büyük umutlar bağlayarak 15 Temmuz'da
yaptıkları hain darbe girişiminin Türk milletinin iman dolu göğsüne
çarparak erimesi, 'TAKDİRİ İLAHİ' nin
tezahüründen başka ne olabilirdi ki!
Yüce kattan biçilen 'KADER' e uzanan eller şüphesiz ki kırılmaya mahküm du!
Şu bir gerçek ki…
Sadece Türkiye’ mizde değil İslam coğrafyasında sembol olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etrafında toplananlar 2071 yılında okunacak tarihin kahramanları olarak adlarını yazdırırken, hainlerin ise topraktan önce zihinlerde çürümeye mahkum kalacakları şimdiden tescillidir...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ ın “Başkomutan” sıfatıyla başlattığı sürecin “ASIM’IN NESLİ”nin desteği varken engellenmesinin mümkün olmadığını 15 Temmuz gecesi bütün dünya gördü..
İçişleri Bakanı olarak milletin gönlünü fethederken "Bir insan Recep Tayyip Erdoğan'a ancak bu kadar benzerdi” dedirten Süleyman Soylu öyle bir mesaj veriyordu ki o kelimeler sözün bittiği yer gibiydi..
“Recep Tayyip Erdoğan Yüce Allah' ın bu büyük millete ve dünyadaki bütün mazlumlara lütfundan başka ne olabilir ki? Onunla bu tarihi şerefli yolculuğunda yan yana yürümek, yüküne omuz vermek yarın çocuklarıma bırakacağım en büyük mirastır.”
Şu bir ger çek ki karşısına çıkan engelleri tek tek aşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinde sihirli değnek yok ama Yüce Allah’ın ‘YÜRÜ YA TAYYİP’ diyerek güç vermesinden şüphe yok...
Yoksa bunca badire,bunca ihanet nasıl kazasız atlatılırdı!..
O nedenle İmamı Şafi Hazretleri' nin "Fitne zamanı düşman oklarını takip edin, o sizi Hakk’ a götürür." sözü milletin rotasıdır...
İşte bugün tüm mazlumlar düşman oklarının nereye gittiğini takip edip ‘Dualarımız seninle’ diyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ ın arkasında yürüyor…
Peygamberimiz ne buyuruyordu;
“Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır, biri müstesna geri kalanları cehennemlik olacaklardır.”
“O kurtulanlar; benim ve eshabımın yolunda gidenlerdir” (Hadis-i Tirmizi,Ebu Davud )
Asım’ın nesli dedik ya…
Bakın Anadolu’nun kapısının Türklere açılmasının ilk mimarı olan
Sultan Alparslan savaş meydanında askerlerini
toplayarak atından inerek secdeye vararak şöyle dua
ediyordu.
“Ya Rabbi! Seni kendime vekil yapıyor; azametin
karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda savaşıyorum. Ya
Rabbi! Niyetim halistir; bana yardım et; sözlerimde hilaf varsa
beni kahret!”
İşte Reis’in yolu bu…
Kimsesizlerin kimsesi Allah yolunu açık etsin...