Reis gören masum muhalefet lideri!..
Erdoğan 14 yıl daha ülkeyi yönetse, kendisine muhalif olanların tamamı ya tırlatacak, ya da kanserden yok olup gidecekler!
Erdoğan için "Kaçacak" diyenlerin tamamı kaçtı,
"Kaybedecek" diyenlerin tamamı kaybetti,
"Ölsün" diye bekleyenler de sapır sapır
dökülüyor.
Hala "Kaybedenlerdensin" diyen bir kişi var, o da
Fuat Avni!
1 Kasım seçimlerinden bu yana ortalıklarda görünmüyordu. Geçen
yeniden bir şeyler yazmaya çalıştı. Daha "Güzel
insanlar" demesine fırsat kalmadan, salisede 500 küfür
yeme rekoru kırınca, sesi soluğu yeniden kesildi.
Aklıma geldikçe hala gülüyorum.
Fuat Avni'ye inanıp takip edenlerden biri, "Devrilecek
dedin, kaçacak dedin, sana inandık. Şimdi ebemizin herekesini dikiz
aynasından seyrediyoruz. Allah belanı versin titrek Fuat"
diye isyan ediyordu.
Anlayacağınız kim Erdoğan'la siyaseten uğraştıysa ya mevta oldu, ya
da malülen emekli...
14 yıl daha ülkeyi yönetse, kendisine muhalif olanların tamamı ya
tırlatacak, ya da kanserden yok olup gidecekler!
Hepsinin kimyası bozuldu...
Hele CHP'liler yok mu? Seçim sonrası gittikleri kurultayda Kemal
Kılıçdaroğlu'nu genel başkanlığa değil de başbakanlığa seçmiş gibi
bir halleri var.
Önceki gün Halk TV'de Uğur Dündar'ın konuğu olan CHP'li Aykut
Erdoğdu ile Atilla Sertel'in yüzünde bu şaşkın ve sapkın halin
emarelerini görmek mümkündü..
Aykut Erdoğdu milleti yeniden sokağa çağırdığı konuşmasında devlete
meydan okuyor, "Gerekirse sokak sokak direnişe geçeriz.
Bize nasıl müdahale ediyorsanız biz de öyle müdahale ederiz.
Hepinizi uyarıyorum. Biz Kuvayi Milliyeyiz. Bu ülkeyi, bu dünyayı
size dar ederiz" diyordu.
Sertel ise "Biz hem çok şanlıyız hem
çok şanssızız. Aynı yüzyıl içinde hem Türkiye'ye bir deha gelmiştir
ve ne yazık ki Türkiye'nin de bir delisine denk geldik. Dehamız
Mustafa Kemal Atatürk'tür. Diğerini de zaten siz biliyorsunuz.
Manisa'ya açılan hastanesinin de niye açıldığını iyi biliyorsunuz.
Allah onu oraya getirmeyi nasip etsin" diyerek
Erdoğan'a beddualar
okuyordu.
İzlerken,
"Bu kadar birbirine benzeyen insanı nasıl bir araya
toplayabilmiş" diyerek Kemal Kılıçdaroğlu'nu takdir
ettim.
Düşünsenize...
Koca partinin milletvekilleri ve teşkilatları içinde Allah'ın bir
kulu çıkıp, "Edep yahu" demiyor, "Şerefli olun
yahu" diye uyarmıyor.
Hiç birinin toplumun gözünde ve gönlünde değeri yok, çünkü hiç biri
milletin değerlerini taşımıyor. Taşımadığı gibi saygı da
göstermiyor.
PKK'nın son nefeslerini verdiği bir dönemde tamamı müthiş bir uyum
ve ahenk içinde Erdoğan'a hakaret etmek için birbiriyle
yarışıyor.
Yarışmakla da kalmıyor, sokak sokak direniş çağrıları yapıyor.
Kendileri Kuvay-i Milliye imiş de sokağa indiklerinde dünyayı
Erdoğan ve ona oy veren yüzde 52'lik kesime dar edeceklermiş!
Vekilleri PKK'lı cenazelerinde göz yaşı dökenler, "Biz
Kuvay-i Milliye'yi temsil ediyoruz" diyor.
Allah aşkına siz ne içtinizde çıktınız o programa Aykut bey?
Bahsettiğiniz Kuvay-i Milliye'yi gezide gördüğünüz çapulcular
zannettiniz galiba. Asil Kuvay-i Milliye'nin sokağa dökülmesini
Allah göstermesin.
Size sizin anlayacağınız dilden cevap vereyim. Onlar sokağa
dökülürse bu ülkede kimse başını pencereden çıkarıp dışarı bakamaz,
anlıyor musunuz?
Size tavsiyem, ülkeyi ve dünyayı bize dar etmeye çalışmadan önce o
dar kafanızı düzeltin!
Yeter artık milletin çocuklarını gazlayıp sokaklara döktüğünüz.
Onları ölüme yollayıp sahil beldelerinde rakı balık yiyerek
güneşlendiğiniz yeter artık!
Türkiye eski Türkiye değil...
Sokağa çıkanlar etek fistan giyinip kaçıyor. Daha önce Türkiye ve
dünyayı dar edeceklerini söyleyenlerin bir kısmı kodeste, diğer
kısmı ise anavatanlarına hicret etti.
Eğer çok denemek istiyorsanız aha siz, aha meydan!
Yaptıklarınızın ve yapacaklarınızın sonucunda ya sandıkta
boğulursunuz, ya da milletin gazabında...
Ama şimdiden anlaşalım...
İş işten geçince, "Ekmek almaya gidiyorduk" yalanı
uydurmak yok tamam mı?
Cumhurbaşkanı'nı akıl hastanesine tıkılması gereken deli olarak
gören Atilla Sertel'e gelince...
Hep söylerim, "İmam hoplarsa cemaat sıçrar" diye...
Kemal Kılıçdaroğlu düşük seviyesi ile "Diktatör bozuntusu" derse,
vekili de böyle düşük edebiyle konuşur tabi ki...
CHP'nin başındaki ne ki milletvekili ne olsun...
O kurultayda ve Meclis Grubu'nda, "Sana hesap soracağım ey
diktatör bozuntusu" diyen Kılıçdaroğlu'nu dün Mustafa
Koç'un cenazesinde izleyip gördük işte.
Tam bir "Reis görmüş masum muhalefet lideri"
pozisyonundaydı. Nefes almış ama nasıl vereceğini unutmuş gibi
yutkunup duruyordu. Lafa gelince Sedat Peker, icraata gelince pamuk
şeker durumu...
Erdoğan'a bir bakışı vardı ki o bakışı en son Zekeriya Beyaz'ın
gözlerinde görmüştüm!
Hani ilk kez sigara içerken pedere yakalanırsın ya, bakış ve duruş
aynen öyle...
Erdoğan yanından geçerken "Höt" dese, merhum
Mustafa Koç'a "Dur, ben de geliyorum kardeş"
demeye hazır!
"Yahu bir parti lideriyle böyle alay edilmez" diye
beni ayıplayıp kınamayın!
Ülkenin yüzde 52'sinin iradesiyle seçilmiş bir adama şeref ve namus
kavramları üzerinden saldırıp hakaretler eden adam, bana istediğim
gibi yazma hürriyeti verdiği için alay etme hakkımı
kullanıyorum!
Nokta!