Habercilerimiz 'burnumuzun dibinde' yaşanan okul baskınında tam anlamıyla sınıfta kaldı. TV yazarı Cengiz Semercioğlu Türk medyasının hazırcı anlayışını masaya yatırdı.
Abone olKuzey Osetya'da yaşanan insanlık faciasında Türk gazeteciliği tam anlamıyla sınıfta kaldı. Ankara'dan uçakla iki saat mesafesi bulunan K.Osetya'da yaşananları yabancı kaynaklardan izlememiz karşısında çileden çıkan Semercioğlu verdi veriştirdi:
Okul baskınında haberciler sınıfta kaldı
Bizim haber kanallarımız hem teknik hem de habercilik konusunda dünyadaki pek çok muadilinden iyidir.
Haber refleksleri gelişmiştir, bir konuya her açıdan bakarlar, hızlıdırlar, teknik alt yapısı yeterlidir.
Kuzey Osetya’da yaşanan okul baskınında ise tüm bu artıların üzerine koca bir eksi çizdi haberciler.
Adını yeni duysak da Kuzey Osetya denilen yer burnumuzun dibi. Yani Ankara’dan uçak kaldırsanız, iki saat sonra Kuzey Osetya’nın oralarda bir yere inersiniz.
Buna rağmen haber kanalları, burnumuzun dibinde 400’e yakın insanın katledildiği vahşete Fransız kaldılar.
Tek bir haber kanalı tek bir muhabirini göndermedi olay yerine.
Tüm kanallarda yabancı logolu görüntüler, simultane çeviriler, yabancı kanalların muhabirleriyle yapılan telefon bağlantıları.
Neden? Çünkü olay yerinde hiçbir kanalın haberi aktaracak adamı yok. Herkes eldeki tek çözüm olarak yabancı kaynakların üzerine atlamış vaziyette.
Bir tek kişinin bile aklına iki saatlik mesafeye muhabir göndermek gelmedi.
Üstelik 3-4 saat süren bir olay da değil. Üç gün üç gece süren bir vahşetten, üstelik bir Türk kızının da yer aldığı son dönemin en büyük haberinden bahsediyorum.
Bu habere muhabir göndermeyen kanallar, hangi habere gönderir merak ediyorum.
Çin’den, Japonya’dan, Norveç’ten, Amerika’dan muhabirler Kuzey Osetya’da konuşlanmış, bir tek Türk televizyonları olay yerinde değil.
Eğer benim haber kanalım burnunun dibindeki olayı, ta Norveç’ten kalkıp gelen yabancı bir kanalın muhabirinin anlatımıyla öğrenecekse, Türk televizyonculuğu için bu en büyük ayıplardan biridir.
Kuzey Osetya’daki okul baskınında televizyonlarımız ve haber kanallarımızın resmen basireti bağlandı.
Sadece onlar da değil; İHA, CHA gibi hızlı haberciliğiyle takdir ettiğimiz ajanslarımız da olay karşısında dondu kaldı.
Burnumuzun dibinde üç gün süren habere seyirci kalarak tarihin en büyük ‘uzun atlamasını’ yaptılar.
Yazı: Cengiz Semercioğlu
Kaynak: Hürriyet