BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Reha Muhtar'ın başarı sırrı neydi?

Haber sunarken sorduğu saçma-sapan sorular Reha Muhtar'ın saflığından mı yoksa cahilliğinden mi kaynaklanıyordu?

Abone ol

Haber sunduğu günlerde sorduğu saçma-sapan sorularla gündem olan Reha Muhtar'ın o yıllarda başarı sırrı neydi? Muhtar bu tür soruları saflığından mı; yoksa cahilliğinden mi soruyordu? Yenişafak Yazarı Bekir Hazar, adlı yazında Reha Muhtar gerçeğini kaleme aldı:

- Çok sık karşılaştığım sorulardan biri; "Reha Muhtar, nasıl bir adam?... Ekrandaki gibi mi?... Haber sunarken sorduğu saçma sapan sorular, onun saflığından ve cahilliğinden mi kaynaklanıyor?... Cezaevi kaçkınlarına, tüneli kaçmak için mi kazdınız derken akıl yetmezliğini mi ortaya koyuyor?...." vs..vs...

Cahil mi diye sorulan adam yıllarca Atina'da dış politika muhabirliği yaptı... İngilizce, Almanca, Yunanca biliyor. Siyasal mezunu... Bir profesörün oğlu.

Alman basın enstitüsünün, ileride büyük gazeteci olabilir diye ışık görüp daha çocukken alıp götürdüğü, bedava okutup eğittiği iki adamdan biri... Diğeri de Ufuk Güldemir...

Adam bu... Potansiyeli de bu...

Peki neden tüneli kaçmak için mi kazdınız... Ve bunun gibi onlarca saçma sapan sorular çıkardı ağzından?...

Bu bir tercih meselesi... Reha, İstanbul'da oturan 12 milyon insanın yarısı gecekonduda yaşıyor diye düşündü. Bu gecekondu yığınlarının, sinemaya, bara, diskoteğe, Laila'ya, beş yıldızlı otele, tiyatroya, Bodrum'a, Marmaris'e, Miami'ye gidemediğini... Şeyşeller adası sahilerinde çılgın geceler yaşayamadığını düşündü... Gecekondu yerine apartmanlarda, villalarda oturanların ise gücü nispetinde yukarıda saydıklarımızı coşkuyla yaşadığını hesapladı. Kendine ona göre bir format seçti.

Gecekondu sakinlerinin gidemedikleri yerleri alıp ekran vasıtasıyla evlerine götürdü. Hayatı doyumsuz yaşayanlara ise, gittikleri yerleri bir kez daha hatırlatarak ekrana çekti. Reyting yaptı.

Reha televizyonu bir eğitim aracı olarak görmedi. Eğitmek devletin işiydi. Ben devlet değilim dedi. Manavdan bir farkım yok diye düşündü. "Manav en çok hangi meyve satıyorsa vitrinine onu koyuyor, o halde ben de manavım" dedi. Manavın bu halkı ne kadar eğitme hakkı varsa, benim de o kadar diye düşündü. Televizyonun eğlence tarafını seçti... Saçma sapan soruları bilinçli olarak sordu, sabahın köründe işine koşup gece yarıları eve gelen donuk ve asık suratlı yorgun insanları haberlerle bile eğlendirdi. Zaman zaman dozu aştı. Show Haber Merkezi'ne gelen telefonların yarısı küfür oldu. Hıncal Uluç "Bana gelen telefonlardan yüzde 80'i küfür değilse artık okunmuyorum demektir" şeklinde yazmıştı nasılsa... İzlenen adama övgü ve sövgü yapılırdı. Normaldi. İzlenmeyene ne diye küfür edilecekti?.
Reha böyle yaparsam, hem izlenirim, hem kazanırım diyerek tercihini yaptı. Ben patronlara komşu mu olmalıyım, yoksa CNNTürk, NTV spikerleri gibi 5-6 milyara talim edip apartmanda mı oturmalıyım diye kendine sordu. Sonunda boğazda patronlarına komşu olup 3-5 milyon dolarlık yalıya taşındı. Bir de cebinde arta kalan milyonlarca doları taşıdı... Patronlar gibi yaşamayı seçti, her akşam boğazdaki yalısının alt katındaki kapalı yüzme havuzuna girip ter attı. 150 metrekare apartman dairesine hayır dedi.

Tüneli kaçmak için mi kazdınız diye sorarken, cevabını tabii ki biliyordu?..
Cahil değildi.. Tüccardı...Ve en önemlisi iyi bir oyuncuydu. Zaten en büyük hayalinin de Holywood'da bir filmde oynamak olduğunu hiçbir zaman saklamadı.

Evet Reha nasıl bir adam diye soranlara cevabım bu... Adamı beğenirsiniz, beğenmezsiniz... Tercih sizin...

Yazı: Bekir Hazar
Kaynak: www.yenişafak.com.tr