Bu sorunun cevabını Sabah'ın bir başka yazarı Emre Aköz'ün köşesinde bulduk. Aköz'ün , "Reha Efendi" yazısında, Muhtar'ı çileden çıkaracak sözler var:
Abone olEmre Aköz'ü bu kadar ne kızdırdı bilmiyoruz.. Ama yazısında Muhtar'ı yerden yere vuruyor.. Biz çok fazla ayrıntıya girmeden, sizi Aköz'ün yazısıyla başbaşa bırakalım:
Yazı: Emre Aköz
Kaynak:
-Bizim Reha Muhtar dünkü yazısında yine anlamadan, kavramadan Montignac yöntemini tiye aldı.
Ama o kadar bilgisiz ki alay ettiği beslenme yönteminin adını dahi doğru dürüst yazamıyor. 'Montignac' kelimesi yazısında üç kere geçiyor, üçünde de farklı: Önce Mantingnac demiş, ardından Montingnac diye yazmış, nasıl olduysa, sonuncusunda tutturmuş.
Peki bu hatanın nedeni dalgınlık mı, cehalet mi? Elbette ikincisi! Çünkü o bir televizyon çocuğu. Kitap okumuyor. En küçük bir araştırmadan dahi sıkılıyor. Sadece laklaktan hoşlanıyor. Tüm bilgisi 'kulaktan dolma'. Bari ' Montinyak' diye kelimenin okunuşunu yazsaydı; hiç değilse tutarlı olurdu.
Hadi onu geçelim. Bugün okuyacağınız 'Ateş Hattı' söyleşisi için cumartesi günü saatlerce birlikte olduğumuz beslenme uzmanı Dilara Koçak'ın dediklerini de anlamamış.
Bari ben size özetleyeyim... Montignac tarzı beslenmeyi de eleştiren Koçak diyor ki: "Herkese uyan bir diyet olamaz. Önce genetik yapınızı öğrenmemiz, ardından vücudunuzdaki kemik, kas ve yağ oranlarını saptamamız gerekir. Tabii yaşam biçiminizi de analiz etmeliyiz. Ancak ondan sonra ' size özel' bir diyet reçetesi çıkarabiliriz... Aksi halde sağlıksız bir biçimde kilo verir, sonra da alırsınız."
İşin uzmanı Dilara Koçak sanki bunları söylememiş gibi Muhtar kalkmış kalori hesapları yapıyor; kuşluk vakti yenen kividen, öğleden sonra atıştırılan simitten bahsediyor. Böylece okurlarıyla cehaletini paylaşıyor.
"Reha efendi; iki kepek ekmeği, bir yağsız süt."
Not: Muhtar'ın ' Fransız obez' dediği Michel Montignac'ın fotoğrafını görüşlerinize sunarım!