Amerika'nın öncülüğünü yaptığı Büyük Ortadoğu Projesi, yeni adıyla Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika İnisiyatifi, Ortadoğu ülkelerinde tepkiyle karşılanıyor.
Abone olArap aydınlar reforma sıcak, Amerika’ya soğuk Amerika'nın öncülüğünü yaptığı Büyük Ortadoğu Projesi, yeni adıyla Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika İnisiyatifi, Ortadoğu ülkelerinde tepkiyle karşılanıyor. Zaman'a konuşan Mısırlı aydınlar, Amerika'nın bölge halkını düşündüğü için değil, stratejik çıkarları öyle gerektirdiği için projeyi geliştirdiğini ifade ediyor. Farklı siyasi görüşlere sahip aydınların yaptığı değerlendirmeleri, ‘reforma evet; ama ABD istediği için değil' cümlesi özetliyor. Mısır'ın önde gelen entelektüellerinden Fehmi Hüveydi, reform ve demokrasinin bölge halkının çıkarına olduğunu; ancak Amerika'nın projeyle daha çok bölge üzerindeki gücünü pekiştirmek istediğini ifade ediyor. Hüveydi projeyi, İslam ülkelerinin İsrail ve Amerika ile iyi ilişkileri sağlama politikası olarak yorumluyor. Al Ahram gazetesi tarafından çıkarılan Demokrasi Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Hala Mustafa ise demokrasi ve reformların ithal edilemeyeceğini, demokrasinin gelişmesi için bir süreç gerektiğini vurguluyor. Demokrasi için ülkenin geçmişi, kültürü ve ekonomisinin önemine değinen Mustafa, Mısır’ın bu bakımdan önemli artıları olduğunu, ama atılan adımların yetersiz olduğunu belirtiyor. Arap ülkelerinde büyük tartışmalara yol açan Amerikan projenin detayları, şubat ayında El Hayat Gazetesi’nce kamuoyuna duyrulunca pek çok konu gibi BOP da Arap ülkelerini derin anlaşmazlıklarla yüz yüze düşürdü. Son olarak projenin öncelikli iki hedefi olarak kabul edilen Mısır ve Suudi Arabistan, G-8 Zirvesi’ne katılmayı reddederek karşı bir girişim başlattıklarını duyurdu. Arap aydınlar, Amerika Birleşik Devletleri’nin projeyle kendi çıkarlarını gözettiğini vurgulasa da, meselenin özünü gözden kaçırmamak gerektiğini de dile getiriyor. Arap rejimlerinin en büyük korkusunun İslami yönetimlerin iş başına gelmesi olduğuna dikkat çeken Arap Strateji Raporu Başkanı ve Al Ahram Politik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanlarından Hasan Ebu Talib bu yüzden yöneticilerin halkın taleplerini dindirmek için sürekli zamana oynadığını söylüyor. Ebu Talip’e göre rejimler bu yolla reform ve demokrasi baskılarının dineceğini ve statükonun korunmuş olacağını hesap ediyor. Reforma karşı 4 mazeret Ona göre Arap liderler dışarıdan gelen reform baskılarına dört ana başlıkla cevap veriyor: Birincisi; zaten reform süreci kendi mecrasında sürüyor. İkincisi dışarıdan ithal edilen formüller bölgesel kaosa sebep olacak ve sömürgeci niyetleri çağrıştıracak. Üçüncüsü eğer bu reform paketleri hemen yürürlüğe konursa reaksiyoner güçler öne çıkabilir. Dördüncüsü ise bölgedeki fanatizm ve şiddetin kaynağını reform ve demokrasi eksikliği değil, Filistin sorunu oluşturuyor. Bu cevaplarla aslında açıkça söylenmeyen iki unsurun vurgulandığını belirten Ebu Talib, bunları şöyle sıralıyor: Bunlardan birincisi iktidarda bulunan elitlerin güçlerine dokunulmasını istememeleri, ikincisi de muhtemel bir demokratik arenada, İslami partilerin iktidara gelmesinin büyük bir ihtimal olması. Ortadoğu’daki şartların radikal ve hızlı reformların yapılmasına uygun olmadığını söyleyen Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi General Ahmed Abdulhalim ise reform baskısının Filistin’e yönelik pqolitikası nedeniyle bölgede hiçbir kredibilitesi olmayan bir Amerika’dan gelmesine dikkat çekiyor. Projenin bölgede büyük bir şüpheyle karşılandığını vurgulayan Abdulhalim, bunun en temel sebebinin de Amerika’nın çifte standartları olduğuna değiniyor. Terörün demokrasi eksikliğinden doğduğunu öne süren Amerika Birleşik Devletleri’nin bunda yanıldığını öne süren Abdulhalim, ‘Bölgede terör besleniyorsa bunun en başlıca sebebi İsrail’in izlediği terör politikası ve Amerika’nın bazı ülkelere karşı sergilediği baskıcı tutumdur.’ diyor. Kahire Üniversitesi Ekonomik ve Politik Bilimler Fakültesi öğretim üyelerinden ve Mısır eski devlet başkanlarından Cemal Abdül Nasır’ın kızı Hoda Cemal Abdül Nasır da dışarıdan yapılacak baskılarla bölgeye demokrasi gelemeyeceğini, bunun her ülkenin kendi içinde oluşabileceğini vurguluyor. Mısır özelinde elbette daha fazla demokrasiye ihtiyaç olduğunu söyleyen Abdül Nasır, bunun için de öncelikli olarak daha fazla partinin siyaset arenasına çıkması ve sivil toplumun daha aktif hale gelmesi gerektiğini belirtiyor. Nasır, bölgede reformlar yapılacaksa öncelikli olarak Filistin sorununun çözülmesi gerektiğini de ifade ediyor. Filistin sorunu durduğu sürece Amerika’nın bölgede atacağı her adımın ters tepeceğini vurgulayan Uluslararası Araştırmalar Merkezi Başkanı Abou Elela Mady de ABD’nin yıllarca bölgede demokratik olmayan rejimleri desteklediğini, bunu da İsrail’i yaşatmak ve petrolü kontrol altında tutmak için yaptığını belirtiyor. Mady, bu yöndeki sicili bozuk ABD’nin reform ve demokrasi konusunda atacağı adımların hep şüpheyle karşılanacağını vurguluyor. Mısır’ın eski Türkiye Büyükelçisi Fethi Şazli ise reform ve demokrasinin bölge halkının yararına olduğunu, dolayısıyla bu bu sözcüklerden korkulmaması gerektiğini söylüyor. Kaynak: Zaman/Cumali Önal, Kahire