Oruç tutan reflü hastaları, iftarda yağ içeriği yüksek yemekler yenmemeli, acılı ve yoğun baharatlı besinler tüketilmemeli , gazlı içeceklerden de uzak durmalı
Abone olRamazanda uzun süreli açlık ve özellikle akşam yemeğinin çok güçlü olması, reflüyü tetikleyebiliyor ya da var olan şikayetlerde artışa yol açabiliyor.
Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Gürden Gür, yaptığı açıklamada, mide asidinin yemek borusuna doğru kaçmasının ve bunun oluşturduğu problemlerin ''reflü'' olarak tanımlandığını söyledi.Reflü hastalığı ile ilgili şikayetlerin yalnızca yemek borusuyla sınırlı olmadığını belirten Gür, hastaların kulak burun boğaz ve göğüs hastalıkları bölümleri yanı sıra diş hekimliği bölümü ile ilgili da sorun yaşayabildiğini ifade etti.
Gür, reflünün gelişmiş toplumlarda daha sık görüldüğünü vurgulayarak, ''Toplumun yüzde 25'i haftada iki ya da daha fazla reflü şikayetleri yaşamaktadır'' dedi. Gelişmiş toplumlardaki beslenme sorunları ve obezitenin reflüyü tetiklediğine dikkati çeken Gür, reflü hastalığını kolaylaştıran nedenler arasında sigara, alkol ve kahve kullanımı, kilo fazlalığı ve beslenme alışkanlıklarındaki bozuklukların ilk sırada yer aldığını belirtti.
Gür, reflü hastalığının göğüste orta hat boyunca yanma ve ağızdan acı su gelmesi ile kendini gösterdiğini ifade ederek, şikayetlerin özellikle yemek sonrası ve yatar pozisyondayken arttığını söyledi.Göğüs bölgesindeki yanmanın, zaman zaman kalp rahatsızlıkları ile karıştırılabildiğini aktaran Gür, ''Özellikle eforla ilişkili göğüs yanmaları ve bu şikayetlerin sol kola doğru yayıldığı durumlarda kalp muayenesinden geçmek son derece önemlidir'' uyarısında bulundu.
Gür, belirtilen şikayetlere ek olarak hastalarda midede şişkinlik hissi, ses kısıklığı, uzun süreli öksürük, boğazda gıcıklanma, yanma ve dolgunluk hissinin de görülebildiğini ifade ederek, ''Göğüs hastalıkları ve KBB bölümlerine başvuran bir grup hastada şikayetlerin reflü ile ilişkili olduğu daha sonra yapılan tetkiklerle anlaşılmaktadır'' dedi.
"Tedavi Edilmeyen Reflü, Kansere Yol Açabilir"
Reflü hastalığının, hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini ve tedavi edilmeyen hastalarda uzun vadede ortaya çıkabilecek komplikasyonların riskli olabildiğine işaret eden Gür, ''Bunlar arasında yemek borusunda daralmalar ve yemek borusunun alt ucuna meydana gelebilecek hücresel değişikliktir. Yemek borusunda olabilecek daralmalar, yutma güçlüğü olarak kendini gösterir.Yemek borusunun alt ucunda meydana gelebilecek değişmeler, uzun vadede kansere dönüşebilme potansiyeli taşır. Reflü hastalığı bu nedenle yalnızca şikayetleriyle değil uzun vadede kanser riski nedeniyle de dikkate alınması ve iyi takibi gereken bir hastalıktır'' diye konuştu.
Gür, reflünün kontrol altına alınmasında hastanın yaşam tarzında yapılacak değişikliklerin önemli olduğunu vurgulayarak, şu önerilerde bulundu:
''Sigara, alkol ve kahve kullanılmamalı.''