BIST 8.864
DOLAR 34,30
EURO 37,34
ALTIN 3.032,89
HABER /  GÜNCEL

Redhack davasında 3 tahliye

Ankara Emniyeti'nin internet sitesine yapılan saldırıya ilişkin açılan davada, 3 genç yaklaşık 9 ay sonra özgürlüklerine kavuştu

Abone ol

Bazı kamu kurumlarına düzenlediği siber saldırılarla gündeme gelen Redhack (Kızıl Hackerlar) grubu adına faaliyet gösterdikleri öne sürülen ve tutuklu yargılanan 3 sanık tahliye edildi.

3'ü tutuklu toplam 10 genç; sosyalist hacker grubu Redhack'in Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün internet sitesinin veri tabanına girerek, buradaki özel bilgileri ele geçirmesine ilişkin açılan davada "sanık" olarak hakim karşısına çıktı.

Birbirini dahi tanımayan gençler hakkında, "silahlı terör örgütü üyeliği, örgüt adına suç işleme ve çeşitli bilişim suçları işlemek" iddiasıyla 24 yıla kadar ağır cezası isteniyordu.

"Redhack davası" olarak bilinen davanın iddianamesinde Redhack için ise "hiyerarşik ve yapısal düzen içerisinde terör örgütü gibi organize oldukları" yorumu yapılırken, e-devlet uygulamalarına yönelik siber saldırılar ise "devlet otoritesini zaafa uğrattığı, kamu düzenini bozduğu" gerekçesiyle "terör" eylemi olarak nitelendirildi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya ilgi yoğundu.

Sanıkların yakınları ve arkadaşlarının yanı sıra CHP milletvekilleri İlhan Cihaner, Veli Ağbaba, Özgür Gürel ve Erdal Aksünger de davayı izledi.

Gün boyunca süren duruşmada tüm sanıkların savunmaları benzerdi: ''Dosyada bizim emniyetin sitesine siber saldırı düzenlediğmize ilişkin hiçbir delil yoktur. Silahlı terör örgütü olarak gösterilen Redhack'in tüzüğünden ise savcılıkta haberdar olduk.''

Davanın tek tutuklu kadın sanığı üniversite öğrencisi Duygu Kerimoğlu, hiçbir delil olmadan 9 aydır cezaevinde olmasından yakındı, bilgisayarında bulunan Yılmaz Güney ve Deniz Gezmiş fotoğraflarının delil olarak gösterilmesini eleştirdi.

'İki yıllık okulun beşinci yılındayım'

Kerimoğlu, "Hack yapmak üst düzey bilgisayar bilgisine sahip olmayı gerekir. Ben hack yapmayı bilmiyorum. Hack yapacak bilgisayar programlarına dahi sahip değilim. Bu düzeyde bilgisiyar bilgim olsa iki yıllık okulun, beşinci yılında olmazdım" dedi.

Bir diğer tutuklu sanık Alaittin Karagenç ise davanın temel dayanağı olan ihbar maillerine değindi.

Asılsız ihbar mailleri üzerine soruşturmanın açıldığını belirten Karagenç, "İhbarcının güvenilirliği nedir? Delillerden değil, ihbarlardan biz tutuklandık. İhbarlar üzerine bizdeki bilgiler toplanmıştır" diye konuştu.

Soruşturma kapsamında tutuklandıktan sonra serbest bırakılan 20 yaşındaki öğrenci Devrim Ali Avcu'nun durumunun trajikomik olduğunu, evinde bilgisayar ve internet dahi olmadığını anlatan Avcu, "Hiçbir delil bulunamadı. Ama keyfi olarak 6 ay cezaevinde yattım" sözleriyle isyan etti.

Tutuksuz sanıklardan Taşkın Yasak ise savunmasını yaparken gözyaşlarını tutamadı. Hayatı boyunca hiçbir örgütle bağlantısının olmadığını söyleyen Yasak, şöyle konuştu:

"Bu dava nedeniyle 5 ay cezaevinde yattım. Psikolojim bozulduğu için işyeri dışında bilgisayara dokunamıyorum. 37 yıllık bir devlet memurunun oğlu olarak terörist sıfatıyla yargılanmak çok ağır.
Duruşma sürerken davanın aranan sanığı Reşit Pınaroğlu'nun yakalandığı haberi geldi.

Pınaroğlu'nun avukatı Ezgi Pınar, müvekillinin bir hafta önce yakalanarak hakkında yol tutuklaması verildiğini söyledi.

Pınaroğlu, duruşma günü İstanbul'dan savunmasının alınması için Ankara'ya doğru yola çıkarıldı. Ancak, duruşmaya yetiştirilemedi.

Mahkeme heyeti, duruşmaya verdiği 5 dakikalık aranın ardından, tutuklu sanıklar Duygu Kerimoğlu, Alaittin Karagenç ve Uğur Cihan Oktulmuş'un tahliyesine karar verdi.

Pınaroğlu'nun tahliye edilip edilmeyeceğine ise savunması alındıktan sonra belli olacak. Duruşma 25 Şubat'a ertelendi.

'Sanal muhalefete gözdağı'

CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, duruşma öncesinde yaptığı açıklamada davayı "Davanın asıl amacı sanal ortamda oluşmaya başlayan muhalif, eleştirel, özgürlükçü hareketlere göz dağı vermektir. Başka bir ülkede bu gençler devlete ait sistemin açıklarını bulduğu için ödüllendirildi. Bu çocuklar, internetin Robin Hood'ları olarak görüyorum. Anlaşılıyor ki, emniyet ve bazı kamu kuruluşları güvenlik açıklarının hesabını sorumluluğunu bu gençlerin üzerine yıkmaya çalışıyor" sözleriyle eleştirdi.