KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, İlerleme Raporu'nu değerlendirirken ilginç açıklamalarda bulundu. Türkiye'yi TIR'a benzeten Denktaş, şu ilginç soruyu sordu.
Abone olKKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ''Avrupa Birliği Komisyonu'nun dün açıkladığı Türkiye ilerleme raporunun olumlu olduğunu, AB'nin Türkiye'ye yeşil ışık yaktığını, ancak AB'nin istediği zaman kırmızı ışığı yakabileceğini'' ifade ederek, ''Kırmızı ışık, Kıbrıs üzerinde yakılabilir diye düşünüyoruz'' dedi. Türkiye'nin AB'den ''yeşil ışık'' almasını ''büyük bir TIR'ın 'yürü' işareti alması'' olarak niteleyen Denktaş, ''o TIR'ın önüne Kıbrıs engeli konulduğunda, Kıbrıs'ı çiğneyerek geçip geçmeyeceğini bilmediklerini'' söyledi. Denktaş, seminer amacıyla KKTC'de bulunan Marmara Boğazları ve Belediyeler Birliği heyetini kabulü sırasında, AB Komisyonu'nun açıkladığı Türkiye ilerleme raporunu değerlendirdi. Türkiye'nin yeni bir yola girdiğini ifade ederek ''Hayırlı olsun'' diyen Denktaş, şöyle konuştu: ''Türkiye, sene sonunda bir tarih alma yoluna gidecek. Dünkü karar, olumlu bir karardır, Türkiye'nin istediği bir karardır. Ama yeşil ışık yakmışlardır, nereye? Öyle bir yola ki, kırmızı ışığı yakmak kendi ellerindedir. Herhangi bir zaman 'dur' diyebilirler. 'Yeniden yeşil ışık isterseniz şunu da verin, bunu da verin' derler. İşte Anadolu halkı bilinçlenmiş değilse, 'Her şey iyi gidiyor, her şey güzele gidiyor' inancı içerisinde hareket ederse, o kırmızı ışığın yeniden yeşil ışığa dönüşebilmesi için tabiatıyla istenen her şeyi verip ondan sonra biz ne yaptık diye dövünürüz.'' ''Türkiye'nin girdiği yolun tehlikeli, ince ve uzun bir yol olduğunu'' kaydeden Denktaş şunları söyledi: ''Bu bilinerek istenmiştir, bunda kimsenin şüphesi olmasın, 'Biz bu tehlikeyi atlatırız' diyerek Türkiye bu yola girmiştir. Her şeyi heba etmek için gitmiş değildir, haşa. Ama biz Kıbrıs'tan baktığımızda, herhangi bir an Rumların ve Yunanistan'ın ve bunların dostlarının dürtüsüyle kırmızı ışık Kıbrıs üzerinde yakılabilir diye görüyoruz.'' Denktaş, ''Türkiye'nin AB yolunda kırmızı ışık yandığında, Kıbrıs sorununun Rum-Yunan ikilisinin istediği doğrultuda halledilmesi şartıyla yeşil ışık yakılmasından endişe duyduklarını'' belirtti. ''Yeni yol Türkiye için hayırlı olsun. İnşallah korktuklarımız başımıza gelmez'' ifadesini kullanan Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İnşallah Türkiye, bir yerde sesini yükseltir ve 'Kıbrıs meselesini benim önüme engel olarak koyamazsınız, ben halledilmesi için elimden gelen her şeyi yaptım. Annan planına da evet dedim ve evet dedirttim. Bunun ötesinde Kıbrıs Türküne (Devletinden vazgeç, hürriyetinden vazgeç, Rum'a ikinci sınıf vatandaş olarak bağlan) diyemem. Benden bunu istemeyin' der. Arkasına Anadolu'yu ve basını alarak söyler ki, Avrupa Birliği de Türk hükümetinin çok zayıf ve muhtaç bir durumda olmadığını iyice anlar.'' ''BÜYÜK BİR TIR 'YÜRÜ' İŞARETİ ALDI'' Denktaş, raporu görüp görmediğinin sorulması üzerine, raporun 150 sayfa olduğunu ve onu incelemek gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti: ''Bir yeşil ışık yakmıştır, ama ikide bir de kırmızı ışığı yakıp 'dur' demek onların elinde görülüyor. Başkalarına koymadıkları şartları Türkiye'nin önüne koymuşlardır. Ama Türk hükümeti olumlu karşıladığına göre, bizim diyecek başka bir şeyimiz yoktur. Kıbrıs açısından bakıp bu yolda büyük bir TIR'ın 'yürü' işareti aldığını düşünüyorum. Önüne de bir Kıbrıs engelini birden bire koyup kendisine 'dur' derler. O TIR 'dur' dendiğinde durur mu? 'O Kıbrıs engelini önünüzden alırız, ama Kıbrıs'ı şöyle yaparsın' dediklerinde kabul eder mi? Kıbrıs'ın üzerinden çiğneyip geçer mi? Hiç bilmiyoruz. Türkiye'de bilmiyor bunu. Hangi şartlarda Türkiye'ye ne yap diyeceklerini Türkiye de bilmiyor. Uzun ince bir yola girmiş bulunuyor. Türk halkının AB'nin bütün istediklerini, mevzuatını çok iyi bilmesi lazım bu işi değerlendirebilmesi için.'' ''KIBRIS'TAN TAVİZ Mİ?'' Denktaş, heyet üyelerinden birinin, ''Türkiye AB'ye girmek için Kıbrıs'tan taviz mi verecek diyorsunuz'' sorusu üzerine ise şunları söyledi: ''Türkiye, Annan planını kabul etmek suretiyle tavizi vermiştir. Bir pazarlık manevrası yapmıştır. Ve öyle bir noktaya getirilmiştir ki, Amerika Türkiye'ye diyor ki, 'Bundan sonra Kıbrıs Türkleri, mademki buna evet dediler, egemenlik istemeyecekler, devlet istemeyecekler.' Bu büyük bir tavizdir. Bu yorumu kabul edersek bundan ötesi çok zordur. Biz kabul etmedik diyoruz. Böyle bir şeyi kabul etmedik ve etmiyoruz diyoruz. Ama Türkiye'den henüz, 'Bu yorumu ben kabul etmiyorum, böyle şey olamaz' dediğini işitmedik. Yunanistan ve Rum, AB'de tam üye olarak, 'Askeri çek, Maraş'ı ver, Rum göçmenlerin evlerine gitmesine razı ol, Kıbrıs Rum cumhuriyetini Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanı' demeye şimdiden başlamıştır. Tüm bunlara Türkiye boyun eğmek mecburiyetinde bırakılırsa Kıbrıs gitmiştir.''