Müslümanlığı "rakı içmek ama cuma namazına da gitmek" olarak algılayanların paniğe kapıldığının kanıtı bu...
Abone olAdnan Berk Okan
İ editörü haklı olarak, "Yuh artık! Boneli kıza nikâh yok" diye atmış haberin başlığını. Haberde, Denizli'nin Çivril ilçesine bağlı Gürpınar Belediyesi evlendirme memurluğunun, başörtüsünün altına takılan boneli fotoğraflı evlenme müracaatlarını, "yönetmeliğe uygun değil" diye kabul etmediği anlatılıyor.
Bunun adı sadece “Demokrasi ve özgürlük düşmanlığı” olamaz…
Bu çağdışı davranış aynı zamanda, “Değişim Düşmanlığı”dır da…
Değişimin önüne set çekmektir…
Ak Parti’nin İslamî siyaset kökenli bir parti olduğu sır değil…
Haliyle bir sermaye değişimi de tetiklenecekti...
Aralarında “Anadolu Kaplanları”nın da bulunduğu büyük ve dindar bir kesim Türkiye’nin yeni zenginleri olarak ortaya çıkacaktı…
Çıktılar ve çıkmaya da devam ediyorlar…
Ama en önemlisi, bu sermaye değişimi, yakın zamana kadar “cahil ve zevksiz” olarak yargılanıyordu…
Ya da Bekir Coşkun ve fanatikleri bu kesim için “Göbeğini kaşıyan adam” tanımlaması yapıyordu…
Devasa bir yeni tüketici kitlenin, şehirlileşmenin nimetlerini keşfetmelerini sağlamak istemeleri aşağılanıyordu…
Kendini “Liberal” olarak tanımlayan Ufuk Güldemir (merhum) ve şürekâsı bu kesimle “Büfeci İslam” diye dalga geçiyordu…
Ama büfecilerden kimilerinin çocukları vızır vızır gitar çalmaya, 70’li yılların İskandinav prog-rock gruplarını keşfetmeye, konusunu modern Fransız edebiyatından alan kısa metrajlı filmler çekmeye başladılar…
Amerika’da uluslararası ilişkiler okuyan Türbanlı kızlar, şeyh torunu yavukluları için şarapsız risotto tarifleri geliştirdiler…
Kıble odaklı feng-shui çözümleri düşünen mühendis, doktor ve psikologlar çıktı içlerinden…
Bu yozlaşma mıydı?..
Hayır, bu sadece dünyanın gelişimine ortak olma arayışıydı!..
Ama…
Başta “Kökten Laikçi CHP” olmak üzere, modern Müslümanlığı, “rakı içmek ama Cuma namazına da gitmek” olarak algılayan Devlet Kapitalizmi yanlısı çevreler paniğe kapıldılar…
CHP’li belediye başkanının yaptığı yasakçılık, türban korkusu değil…
Modernite korkusudur…
Bir daha hiç iktidar olamama korkusudur...