DSP'li Rahşan Ecevit, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, Ecevit döneminde İmam Hatip Liseleri'nin kapatıldığı yolundaki iddiasının doğru olmadığını söyledi.
Abone olRahşan Ecevit, “Biz din konusunda inançlara saygılı bir laiklik sloganıyla geldik” dedi... DSP’nin eski Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün, Ecevit döneminde imam hatip liselerinin kapatıldığı yolundaki iddiasının doğru olmadığını söyledi. Rahşan Ecevit, “Ecevit hükümetleri zamanında imam hatip liseleri kapatılmadı. Kapatılmak şöyle dursun yenileri de açıldı. Bu yenileri açılırken gayet tabii ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak açıldı. Ve onların da siyasete karışmamaları için çok büyük özen gösterildi” dedi. Rahşan Ecevit, SKY-TÜRK televizyonunun canlı yayınında Nazlı Tolga’nın sorularını yanıtladı. Tolga’nın, “Neye dayanarak din elden gidiyor fikrini ortaya attınız?” sorusu üzerine, “Son yıllarda Türkiye’de misyonerlik çalışmaları bayağı hız kazandı. Ama son günlerde de artık çok daha fazla hızlandı bu. Zannediyorum bunda AB’ye girmek isteyişimizin bir önemli rolü var” karşılığını verdi. Diğer soru ve yanıtlar şöyle: - Efendim “AB modası çıktı, kiliseler yer yer apartman katlarına kadar yayıldı” diyorsunuz. Kiliselerin yayılmış olması mı sizi böyle düşündürüyor, yoksa başka sebepler de var mı böyle düşünmeniz için? RAHŞAN ECEVİT: Hayır başka sebepler yok. Demecimde de dediğim gibi, Türkiye’de kiliselerin adedi çok arttı. Özellikle İstanbul’da apartman kiliseleri şeklinde oluşmaya ve gelişmeye başladı. Ve bunlar hiç denetlenemiyor gayet tabii. Sanki gizli kapaklı yerlerde kurulmuş gibi, çalışıyor ve faaliyet gösteriyor gibi. Ama ayrıca turistik yerlerimizde, yabancıların yoğunlaştığı yerlerde özellikle buralarda kiliseler inşâ edilmeye başladı. Birçoğu da faaliyete geçti. Bunlar bu haliyle kalsalar gayet iyi tabii de ama birçok Müslüman vatandaşımız üzerinde de Hıristiyanlık çalışmaları yapılmaya başladı. İşte beni rahatsız eden bu oldu. Birçok Müslüman vatandaşımız kendisine ya iknâ yoluyla ya da bir çıkar sağlanma yoluyla kendileri Hıristiyan yapılmaya başlandı. Bundan tabii olarak rahatsız oldum ve Müslüman olarak. - Efendim bütün bunların olma sebebi AB sürecinde yaşananlar mı? Sizin söylediğiniz gibi dinin elden gidiyor olmasının sebebi Türkiye-AB ilişkileri midir? RAHŞAN ECEVİT: Bence öyle. Çünkü eskiden de misyonerlik faaliyetleri vardı Türkiye’de ama bu kadar yoğun bir şekilde değildi. Şimdi AB’ye giriyoruz diyerek Türkiye içinde bir rahatlık, bir serbestlik oluştu veya oluşturuldu. Ve bu nedenle bu faaliyetler arttı. Faaliyetlerin artmasıyla birlikte iknâ yoluyla değil ama çıkar yoluyla birçok Müslüman vatandaşımız da din değiştirmeye başladı. - Sizin bu açıklamalarınızın ardından Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Ecevit’in partisinin iktidarda olduğu dönemde imam hatip okullarının ve Kur’an kurslarının kapatıldığını hatırlatarak sizin bu sözlerinizin düşündürücü olduğunu söyledi. Siz neler söyleyeceksiniz bu konuda? RAHŞAN ECEVİT: Bence Sayın Başbakan Yardımcımıza yanlış bilgi verilmiş bu konuda. Çünkü Ecevit hükümetleri zamanında imam hatip liseleri kapatılmadı. Kapatılmak şöyle dursun yenileri de açıldı. Bu yenileri de açılırken gayet tabii ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak açıldı. Ve onların da siyasete karışmamaları için çok büyük özen gösterildi. Ayrıca Kur’an kursları da çok önemliydi. Kur’an kurslarının tabii ki olması gerekirdi, tabii ki dinimizin öğretilmesi gerekir. Özellikle yanlış öğretilmemesi gerekli. Ama bu Kur’an kursları kâh tavan aralarında, kâh bodrum katlarında, merdiven altlarında bile oluşmaya başladı ve buralarda kimler ders veriyor, kimler ne söylüyor, ne öğretmeye çalışıyor, ne gibi telkinlerde bulunuyor bunlar bilinemez bir duruma geldi. Ve zannediyorum bunların denetim altına alınması bir huzursuzluk yarattı bazı kesimler arasında. - Şu anda iktidarda olan AKP ılımlı Müslüman olarak da adlandırılabilen, bu şekilde yorumlanan bir parti. DSP ise bu görüşe şimdiye kadar uzak durmuş bir parti olarak biliniyor. “Din elden gidiyor” endişesini duyması gereken parti DSP mi olmalı ve bu kaygıyı duyması gereken ve daha önce de duymuş olan diğer partiler yok mu Türkiye’de? RAHŞAN ECEVİT: Bana kalırsa bu endişeyi AKP’nin duyması gerekirdi. Her ne hikmetse onlar duymadılar. Zannediyorum onların duymayış nedenleri de şiddetle AB’ye girme arzuları idi ve bu nedenle sanıyorum Türkiye’de böyle bir serbestlik, böyle bir rahat ortam oluştu bu konuda. Oysa DSP, yani kendi partim için “Böyle bir şey nasıl söylenir, nasıl konuşulur benim gibi bir kimse tarafından” demek yanlış olur. Çünkü biz inançlara saygılı bir laiklik sloganıyla geldik parti olarak din konusunda.