BIST 9.640
DOLAR 34,64
EURO 36,67
ALTIN 2.931,32
HABER /  GÜNCEL

Rahibin gerçek katili kim?

Kılıç:"Hapisteki 16 yaşındaki çocuk gerçek katil değil. Olayın ardında daha büyük güçler var." dedi ve anlattı.

Abone ol

Trabzon'daki rahip cinayetinin tek tanığı Gülhan Kılıç konuştu: "Hapisteki 16 yaşındaki çocuk gerçek katil değil. Olayın ardında daha büyük güçler var." dedi ve anlattı.

Trabzon'daki rahip cinayetinin saklanan görgü tanığı Gülhan Kılıç konuştu: Gördüğüm kol ve 'Allahuekber' diye bağıran ses 16 yaşındaki bir çocuğa ait değildi.

* Saldırıdan Önce 3 Kişilik Bir Grup Defalarca Kiliseye Geldi Fotoğraf Çekti. Sanki Keşif Yapıyorlardı

* Bu Kişiler Daha Sonra Şüpheli Tanık Olarak İfade Verdi. Robot Resim De Onların İfadesine Göre Çizildi

* O Cinayeti 16 Yaşındaki Bir Çocuğun Tek Başına İşlemesi Mümkün Değil. Rahibin Öldürülmesi Organize

Santa Maria İtalyan Katolik Kilisesi Rahibi Andrea Santoro cinayetinin tek görgü tanığı olan ve olaydan sonra dövülüp tehdit edildiği gerekçesiyle öldürülme korkusuyla Trabzon'u terk ederek saklanan Gülhan Kılıç, aylar süren suskunluğunu bozarak Sabah Gazetesi'ne konuştu. Hıristiyan olduktan sonra 8 yıldır kilisede görev yapanKılıç cinayeti şöyle anlattı: "Peder Andrea 4 gün önce İtalya'dan dönmüştü. Saat 11.00'da Hıristiyanlara yönelik ayinde 8-9 cemaat vardı. Bir saat süren ayinden sonra cemaatle birlikte yemek yedik. Daha sonra kilisenin ziyaret saati geldi ve kiliseyi ziyarete açtık. Ben Peder'in isteği üzerine dua ediyordum. Bu daha önce kilisede hiç görmediğim 3 kişi geldi ve alaylı bir tavırla aralarında konuşup kilisede cep telefonlarıyla fotoğraf çekmeye başladılar. Bu arada benim de fotoğraflarımı çektiler. Bunun üzerine peder Andrea onları kişilerin fotoğraflarını çekmemeleri yönünde uyardı. Grup alaylı bir şekilde 'tamam' diyerek dışarıçıktı. Ancak birkaç defa daha içeriye girip çıktılar ve fotoğraf çektiler. Hareketleri şüpheliydi ve pederi de beni de tedirgin etmişlerdi."

GÜR BİR SES "ALLAHUEKBER" DİYE BAĞIRDI VE ATEŞ ETTİ
Rahip Santoro'nun bir süreliğine içeriye geçmesinden sonra 3 kişilik grubu takibe aldığını belirten Gülhan Kılıç tanık olduğu cinayeti de şöyle anlattı: "Bir yandan duaya devam ederken bir yandan da içeri girip çıkan bu 3 kişilik grubu takibe aldım. Bir süre sonra Peder döndü ve dizlerinin üzerinde duaya başladı. Kısa bir süre sonra da bana İtalyanca 'Gülhan yere yat' diyebağırdı. Hemen kendimi yere atıp kapıya doğru baktığımda bir kol ve kocaman bir silah gördüm. O anda kalın ve gür bir ses 'Allahuekber' diye bağırdı ve iki el ateş etti. Birkaç saniye dizlerinin üzerinde direnen Peder Andrea daha sonra yere düştü. Saldırgan ise yine 'Allahu Ekber' diyerek avluda da bir el ateş ederek kaçtı. Önce kilise kapılarını kilitledim. Ardından dışarıya çıkıp yardım istedim ve geri döndüm. Peder Andrea'nın ağzından kan gelince öldüğünü anladım. Silah o kadar güçlüydü ki kurşun Peder'in sırtından girip göğsünden çıkmış ve kucağındaki kitabı delmişti."

RAHİBE ATILAN KURŞUN SIRTTAN GEÇİP KİTABI DELDİ
Olaydan sonra emniyette ifade verdiğini ve saldırıdan önce kiliseye defalarca girip çıkan 3 kişinin de tanık olarak ifadesinin alındığını söyleyen Kılıç, "O gün gördüğüm kol ve 'Allahuekber' diye bağıran ses asla 16 yaşındaki bir çocuğa ait değildi. O cinayeti 16 yaşındaki bir çocuğun tek başına işlemesi mümkün değil. O çocuk ve ailesi organizasyonun bir parçası. Oysa bu cinayet arkasındaki büyük güçlerce organize bir şekilde çok iyi planlandı ve tam kilisenin kapanacağı saate ayarlandı" diye konuştu.

ORGANİZE GÜÇLER YENİ BİR AĞCA YARATMAKİSTİYOR
Tanık Kılıç robot resim konusunda da farklı konuşuyor: Kiliseye ziyaret için gelen o üç genç, yer tespiti yaparak dışarıya bilgi verdiler. İfadelerinde de O.A.nın kendilerine 'Rahibi öldüreceğim' diyerek silahını gösterdiğini söylediler. Robot resim de onların verdiği eşkale göre çizildi ve O. A. öyle yakalandı. Dışarıda birisi papazı vuracağım diyor ama onlar bu olağanmış gibi ziyaret için içeriye girip fotoğraf çekiyor. Bu normal bir durum değil. Cinayetin arkasında büyük güçler var ve organize bir şekilde gerçekleştirildi. Cinayetten sonra tatbikatta yapılmadı. Yeni bir Ağca yaratılmak isteniyor."

"Beni öldüresiye dövdüler"

Cinayetten sonra cenazeyle birlikte İtalya'ya gittiğini ve 2 ay kaldığını anlatan Gülhan Kılıç, "Orada olayı Roma Emniyet Müdürü'ne de anlattık. Türkiye aleyhine en küçük bir şey söylemedim. İtalyanlar da olayın organize bir saldırı olduğunu düşünüyor" dedi. İşleri nedeniyle Trabzon'a döndüğünü söyleyen Kılıç, "Bir çok kez sözlü ve fiili saldırılara maruz kaldım. Bir kez öldüresiye dövdüler. Elime Hıristiyanlara hakaret ve tehditler içeren notlar tutuşturuyorlardı. Bana omuz atan birisi gayet kendinden emin ve soğuk kanlı bir şekilde '100 milyar verin size o çocuğun leşini getirelim' dedi. Bu nedenle Trabzon'u terk etmek zorunda kaldım" diye konuştu.



Kaynak: Sabah