Eyüp Can'ın yayın yönetmenliğindeki Radikal Gazetesi'ne, kendi köşe yazarından radikal bir eleştiri geldi.
Abone olGazetenin 29 Eylül'deki baskısında attığı, "Bebek mezara, BDP Meclis'e" manşetini çok sert bir dille eleştiren Yıldırım Türker, "O manşet, eski Star ve Hürriyet'in hedef gösterme, nefret örgütleme üslubuna yakışırdı" ifadelerini kullandı.
İşte Yıldırım Türker'in "Gazetemiz diyeceksek" başlıklı o yazısı:
Bebek mezara, BDP Meclis'e manşeti onurlu bir barışa gönül vermiş, insan kalmış herkesi rencide etmiştir.
"Bebek mezara, BDP Meclis'e" manşeti, düşünenin-bulanın-onaylayanın-karşısında sessiz kalanın; perşembe günü yayımlanmasına katkıda bulunan herkesin niyetleri ne olursa olsun, korkunç utanç verici bir seferberlik gazeteciliği örneği olmuştur. Üstelik tarihidir.
Bu dilin, bu eşleştirme anlayışının ve ardındaki hissiyatın benzerini Radikal arşivlerinde bulamazsınız.
Kimi namlı sağcılarla, gizli MHP-BBP milletvekilleriyle yan yana yazılarım çıktı. Buna katlanmak zordu. Ama Radikal'in böyle bir manşetinin altında sessiz sedasız yazmayı sürdürmek imkânsız.
Bu manşetten sonra Sözcü'den, Yeni Şafak'tan, Orta Doğu'dan, Vakit'ten farklı bir gazetede yazıyormuş gibi davranmayı kendime yakıştırmam.
Şu an tam da karşısında durmamız gereken vahşi bir parmak görüyorum, bu manşetin ardında.
BOYNUMUZUN BORCU
BDP'nin, yasal Kürt siyasetinin önünü tıkamayı, çözümü Sri Lanka katliamıyla aydınlatmaya çalışan tasfiyecilerin sırtını tapışlamayı hedefleyen bir niyet seziyorum. Bu da kabul edersiniz ki benim sezgilerimin kuvvetini göstermiyor.
Henüz açıklığa kavuşmamış, kanıtları kamuoyuna sunulmamış bir katliamın adresini, hiçbir belge ve bilgiye dayanmadan büyük bir özgüvenle gösteriveren Eyüp Can'la gazetecilik etiği tartışmasına girmek, burada kalacaksak, boynumuzun borcudur.
Ezgi Başaran'ın Batman'a giderek saatler boyunca önce ikna ederek birer birer konuştuğu insanların sözlerinin-tanıklıklarının Eyüp Can tarafından bir çırpıda geçersiz sayılması, bana elbette Başbakan'ın yöre halkı hakkındaki düşüncelerini hatırlatıyor.
Eyüp Can, henüz çıkmamış bir otopsi raporundan bahsederken gazeteciliğin hangi düsturunu ihlal ettiğini bilir elbet.