Dile kolay. Radikal Gazetesi yayın hayatına çıktığı günden bu yana 9 yıl olmuş. Radikal Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan gazetenin bugünlere geliş öyküsünü anlattı.
Abone olRadikal Gazetesi 9 yaşına bastı. Gazetenin genel yayın yönetmeni İsmet Berkan derken gazeteyi bugünlere taşıyan iki faktörden bahsetti:
Yazı: İsmet Berkan
Kaynak:
Hayatta bir dokuz yaş yaşlanmanın insana kazandırdıklarından biri de, daha önce deli gibi sinirlendiğiniz şeyleri, artık minik bir gülümsemeyle geçebilmek olsa gerek.
Dünkü Hürriyet'in manşetini önce uzaktan gördüm, çok yakından bakmama gerek yoktu o bildik tebessümün yüzüme yayılması için.
O manşete Radikal adını sokmamak için yapılan 'sekreter cambazlığı'nı hayal ettim, itiraf edeyim eğlendim.
İnsan, bazı şeyler başına gele gele onlara sinirlenmemeyi öğreniyor. Eskiden olsa sinirlenirdim halbuki.
Her neyse, adını ister anın ister anmayın, Radikal var olmaya devam ediyor ve edecek. Çünkü biz burada her gün bir önceki günkünden daha iyi bir gazeteyi hazırlamaya çalışıyoruz. Komplekslerimizi, önyargılarımızı geride bırakmaya çalışıyor ve biraz da safça 'gazetecilik' yapıyoruz. Üstelik bunu dokuz yıldır yapıyoruz.
Bu gazetenin adını, ruhunu, kimliğini, kişiliğini şu sıralar DBR dergilerini yönetmekte ve Hürriyet'te köşe yazarlığı yapmakta olan Mehmet Yılmaz'ın liderliğinde oluşturduk.
İlk gün ne dediysek bugün hâlâ aynı şeyi söylüyoruz: Amacımız gazete gibi gazete yapmaktı, ona uğraşıyoruz.
Dokuz yıla pek çok şeyi sığdırdık ve sanıyorum daha şimdiden Türk basınında çok önemli değişikliklere öncülük yaptık.
Evet dokuz yıl yaşlandık belki ama bence hâlâ ilk günkü kadar hınzır, ilk günkü kadar yaramaz bir çocuğuz. Zaten bir gazetenin hayatında dokuz yıl nedir ki?
Öte yandan dokuz yıl, bir imtihandan geçip geçmediğinizi anlamak için de çok ama çok uzun bir süredir. Radikal, bu süre içinde gazete gibi gazete olduğunu ve üstelik iyi bir gazete olduğunu çoktan kanıtladı.
Radikal'i bugünlere getiren iki temel unsur var: Birincisi okuyucuları, ikincisi ise bu gazeteye gazeteciliğin olası bütün yollarıyla katkıda bulunan mesai arkadaşlarımız.
Birincisi, yani okurlarımız olmasaydı zaten bugünlere gelemezdik, bu çok açık ama yeterli değil. Radikal okuyucusu kadar gazetesini sahiplenen ve gerektiğinde onu hazırlama sürecine ciddi katkılar sunan başka gazete okuyucusu var mı bilmiyorum.
O anlamda biz, okur katkılarıyla da yayımlanan interaktif bir gazeteyiz.
İkincisi, yani mesai arkadaşlarımız deyince oldukça mütevazı bir kadrodan söz ediyorum. Bu mütevazı kadro, geride bıraktığımız dokuz yılda elbette çeşitli değişimlere uğradı ama inanın bana temelde aynı kaldı. Evet bazı arkadaşlarımızla artık birlikte değiliz, aramızda bazı yeni arkadaşlarımız da var... Ama pek çoğumuz, son dokuz yılımızı bu gazeteye verdik; çünkü onu kendi parçamız, kendi çocuğumuz gibi hissettik.
Ömrümüzün dokuz yılı böyle geçti işte...