Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, ülke genelinde uygulanan yüzde 10’luk seçim barajının kaldırılması gerektiğini söy...
Abone olBüyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, ülke genelinde uygulanan yüzde 10’luk seçim barajının kaldırılması gerektiğini söyledi.
Büyük Birlik Partisi’nin seçimler ve seçim sistemi ile ilgili Meclis dışı partilerden Saadet Partisi (SP), Demokrat Parti (DP) VE Demokratik Sol Parti (DSP) ile yapılan görüşmeler neticesinde mutabık kalınan hususlar ile ilgili genel merkez binasında basın toplantısı düzenleyen Destici, uygulanmakta olan yüzde 10’luk seçim barajının, temsilde adaleti sağlamadığı gibi yönetimde istikrarın da bir garantisi olmadığını belirtti.
"ACİLEN KALDIRILMASI GEREKİR"
Destici Meclis dışı partiler ziyaretinde mutabık kalınan maddeleri şöyle sıraladı: “Ülkemizde hâlen uygulanmakta olan yüzde 10’luk seçim barajı, temsilde adaleti sağlamadığı gibi yönetimde istikrarın da bir garantisi değildir. 2002 yılında ülkemizde seçmenin yüzde 46’sının yani 20 milyona yakın insanın, bir tane bile temsilcisi Meclis’e giremedi. O dönemde CHP ikinci parti olarak Meclis’e girdi. DSP ile aralarında oyları paylaşsalardı yüzde 34’le tek parti Meclis’e girecekti. Yüzde 34’le tek partinin 550 milletvekiliyle sahip olması demokratik midir? Ülke genelinde uygulanan seçim barajının acilen kaldırılması lazım. Bize göre bunun sıfır olması lazım. Aslında bu, bir pazarlık konusu da yapılamaz. Çünkü demokrasilerde bazı haklar pazarlık konusu olmaz. Bunun verilmesi lazım ama Avrupa’nın bazı ülkelerinde bu yüzde 1 veya yüzde 3 olarak uygulanıyor. Yüzde 10’luk bir baraj hiçbir ülkede yok. Ayrıca bu yüzde 10’luk baraj varken de bu ülke 90’lı yıllarda 5’li, 6’lı, 7’li meclis tabloları; 3’lü, 4’lü koalisyonlar gördü. 1980 öncesi ülke barajı yokken de partiler tek başına iktidar oldu. Diyelim ki önümüzdeki genel seçimlerde bir parti yüzde 11 oy aldı, geri kalan bütün partiler yüzde 9.90’ın altında oy aldı. Bu durumda Türkiye’yi sadece yüzde 11’i temsil edenler mi yönetecek, bunun neresi istikrar. Milletvekilleri tercihli sistemle seçilsin. Hükümetin reform paketinde yer aldığı bilgisi kamuoyuna yansıyan “Daraltılmış Seçim Sistemi”ne karşıyız. Bu, ikinci ve daha yüksek baraj anlamına gelmektedir. Hazine yardımı son genel seçime katılan partilerin aldıkları oy oranına göre Anayasa’nın 68. Maddesi’nde de ifade edildiği gibi adaletli bir şekilde, hakça dağıtılsın. Kanunlar çerçevesinde kuruluşunu gerçekleştirmiş, teşkilatlanma barajını aşmış, ilk büyük kurultayını yapmış ve seçime girmeye hak kazanmış her siyasi parti, bir genel seçime girdikten sonra aldığı oy sayısına göre her yıl devlet yardımı alır. Bütçeden partilere yardım maksadıyla ayrılan miktar, bir önceki seçime esas olan toplam geçerli oy sayısına bölünür. Elde edilen birim her partinin aldığı oy sayısı ile çarpılarak partilere dağıtılır. Bütçeden siyasi partilere yapılan yardım azaltılmalı ve aldıkları oy oranlarına göre adaletle dağıtılmalıdır. Seçime katılmaya hak kazanmış her partiye taban yardım yapılmalı, daha sonra bir önceki milletvekili genel seçimlerinde partilerin aldığı oya göre dağıtılmalıdır.
Seçimlerde Yüksek Seçim Kurulu’nca kullanılan yazılım sistemi yenilenmeli ve bağımsız denetçilerle denetlenmelidir. Kamuoyu araştırma şirketleri, denetime tâbi tutulmalıdır. Seçimlerdeki propaganda araçları seçime katılmaya hak kazanan tüm partilere adil kullandırılmalıdır.”
"BU BİR ANAP AKLIDIR’’
Daraltılmış bölge sistemi ile ilgili de açıklama yapan Destici, “Hükümet bununla da yetinmiyor, bu barajın üstüne bir baraj koymaya kalkıyor. Daraltılmış bölge sistemine geçiyor. Hükümet mevcut oyu ile ne kadar fazla milletvekili çıkartırım hesabını yapıyor. Bu demokrasinin bir gereği değildir. Bu demokratik bir aklın işi değildir. Bu AK Parti içerisindeki ANAP aklıdır. 1991 yılında ANAP bunu yapmıştır. Bir seçimde bundan istifade etmişlerdir. Ama şimdi ANAP’ın durumu ortadadır. Bu herkese ders ve ibret olması gerekmektedir. Herkes demokrasiyi kendisi için ve partilerinin kendi menfaatleri için değil, ülkenin milletin menfaati ve demokrasi neyi gerektiriyorsa ona göre düzenlenmelidir” dedi.
’’BAŞÖRTÜSÜ ZULMÜ DEVAM ETMEKTEDİR’’
Son günlerde tartışılan Meclise Başörtüsü ile girme konusu ile ilgilide görüşlerini açıklayan Destici, “Büyük Birlik Partisi olarak başından beri başörtüsünün her alanda serbest bırakılmasını isteyen bir partiyiz. Millet iktidar partisine şunu sorması lazım, “11 yıldır iktidarsın. Kendi işine gelen, kendi önünü açan bütün değişiklikleri yaptın. Ama başörtüsü ile ilgili hiçbir şey yapmadın” demesi lazım. Başörtüsü zulmü tüm hızıyla devam etmektedir. Hem okullarda öğretmenlerimiz, hem bazı üniversitelerde öğrencilerimiz, kamu alanlarında çalışan bazı çalışanlarımız maalesef bu yasak ile boğuşmaktadır. Bu yasağın her tarafta kaldırılması gerekiyor. Meclise başörtülü milletvekillerinin girmesinin önü açılmalı. Bu bireysel hak ve özgürlüklerin gereğidir. İnsanlar kılık ve kıyafetlerinden dolayı asla dışlanmamalı ve meclise girmeleri engellenmemelidir” diye konuştu.
"SURİYE’DE İNSANLIK AYIBI İŞLENMEKTEDİR"
Suriye de kimyasal kullanıldığı iddiaları ile ilgilide konuşan Destici, “Eğer bu doğruysa, bu bir insanlık vahşetidir. Batının buna seyirci kalması artık kabul edilemez bir durumdur. Mutlaka bunun uluslararası bağımsız gözlemciler tarafından araştırılması ve gerçekten böyle bir insanlık suçu işleniyorsa buna müdahale edilmesi ve bunu yapanlara derhal gerekenin yapılması gerekir” şeklinde konuştu.
’RABİA SELAMI’
Destici basın toplantısına Rabia selamı vererek sonlandırdı. Destici, “Mısır da şuanda büyük bir insanlık ayıbı işleniyor. Her zaman demokrasiden, insan haklarından yana olduğunu belirten batı, Mısır’dakine darbe diyemediği gibi binlerce insanın hayatını kaybettiği saldırılara da katliam diyememiştir. Bu insanlık ayını, insanlık dünya üzerinde var olduğu sürece batının yüzüne çarpılacaktır. Batı, emperyalist güçler bunu her zaman yapmıyor” dedi.
(İHA)