BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  DÜNYA

Putin’in sözünün takipçisiyiz

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in "Eğer bu kimyasal silahı Esed atmışsa yanında olm...

Abone ol

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in "Eğer bu kimyasal silahı Esed atmışsa yanında olmayız" anlamındaki açıklamasına ilişkin “Sözünün ne kadar arkasında durup durmayacağını tüm dünya kamuoyu olarak biz de takip edeceğiz” dedi.
Karabük’te Kayabaşı mahallesinde esnaf ziyaretlerinde bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını cevaplandırdı. G-20 zirvesi sonrasında Putin’in, ‘Eğer bu kimyasal silah kullanılma işi Beşar Esed yönetimince yapılmışsa biz kendisinin yanında yer almayız’ anlamına gelen şeklinde açıklamasının olduğunu belirten Şahin, “Şimdi Birleşmiş Milletler (BM) uzmanlar görevlendirerek Şam’da ve ilgili yerlerde incelemeler yaptı. Bir takım bilgi ve deliller elde etti. Bunlar inceleniyor. Bunun sonucu BM Genel Sekreterliğine teslim edilecektir. BM’de bu konu ile ilgili mutlaka bir açıklama yapacaktır. Bu açıklamanın sonucunu görelim ve gerçekten bizim kanaatimiz o dur ki, Beşar Esed yönetimi tarafından atılmıştır bu kimyasal gaz veya silah. Rapor da bu doğrultuda olursa, Putin’in sözünün ne kadar arkasında durup durmayacağını tüm dünya kamuoyu olarak biz de takip edeceğiz. Bir meşruriyet eleştirisi olmaması için o incelemenin sonucunun biran önce açıklanmasının faydalı olacağı kanaatindeyim. Çünkü dünyada iki farklı görüş ortaya çıktı. Putin açıkça söylemiş ve ’Beşar Esed tarafından kimyasal silahın kullanılmadığı görüşündeyiz’ diyor. Bunu destekleyenler de var ama çoğunluk karşı tarafta o yönetimce atıldığını iddia ediyor. Hangisi gerçektir, işte uzmanlar incelediler ve herhalde objektif bir değerlendirme yaparlar. Gerçek neyse onu ortaya koyarlar. Bunu ortaya koyduktan sonra durumun önemli ölçüde değişeceğini düşünüyorum. Bununda biran önce açıklaması gerekir. Çünkü Suriye’de sıkıntı devam ediyor, problem devam ediyor. Bu sıkıntı en çok bizi etkiliyor, Türkiye’yi etkiliyor. Bu konuda bize çok eleştiriler geliyor ve Türkiye şiddetli bir şekilde Suriye’de olup bitenlere duyarlılık gösteriyor ve zaman zaman söylemlerinde yalnız kalıyor diye de eleştiriler oluyor. Hemen evimizin bitişiğinde yangın çıkmışsa yangın var diye en gür sesle bağırması gereken komşudur.’’

’’100 BİN İNSAN HAYATINI KAYBETTİ’’
’’Biz de en gür sesle bağırıyoruz burada yangın var diye. 100 bin insan hayatını kaybetti. 2 milyon insan başka ülkelere sığındı. 5 milyon Suriyeli kendi yaşadığı bölgelerden başka bölgelere göç etmek zorunda kaldı. Suriye’nin şuandaki nüfusu 20 milyondur. Neredeyse bu nüfusun yarısı yerlerinde oldu. Orada insanlık dramı yaşanıyor. Bu en yakın hisseden biziz. Bu göç eden insanların önemli bölümü bize sığınmak zorunda kaldı. Tabii ki Dünyanın ilgisini çekmek için en yüksek sesle gündeme getirmesi gereken Türkiye’dir. Türkiye’ye de niye böyle yapıyorsun diye kimsenin eleştirmeye hakkı yoktur. Bu yangın biran önce söndürülmelidir. Aksi halde bu yangın tüm bölgeyi saracaktır diye bağırıyoruz. Bazıları uzaktan sadece seyrediyor. Seyredenlere bakarak siz niye bağırıyorsunuz demenin de bir haklılığı olamaz. Çünkü yaşayan biziz. Tek kalsak da bir sorunu seslendirmeye devam edeceğiz. Ama kimyasal silahtan sonra doğrusu insanlığın gözü açılmaya başladı. Suriye’deki gelişmelere daha duyarlı davranıyorlar. Biz kan akıtmadan, gözyaşı akmadan bu sorunun bir şekilde çözülmesini arzu ediyoruz. Başbakanımızda ifade etti, bizim savaş filan çatışma çıksın, insanların havadan bombardımanla hayatlarının kararması gibi isteğimiz yok. Biz sorunun çözülmesini istiyoruz. Bir yangın var ve bu yangın söndürülmelidir. Biz bunu seslendirmeye devam edeceğiz. Bu konuda Türkiye olarak üzerimize ne düşerse meşru sınırlar içerinde onu yerine getirmek durumundayız” dedi.

’’CHP, KUZEY KORE’DEN DAVET ALIRSA ŞAŞIRMAYIN’’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mısır’a yapacağı ziyaret ile ilgili de bir soruya Şahin, “CHP Genel Başkanı ve yöneticileri Kuzey Kore’den bir davet alırsa da hiç şaşırmayın” cevabını verdi.
Yaklaşık 15 bin 4x4 cipe seferberlik kağıdı gönderildiği haberleri ile ilgili ise Şahin, şunları söyledi:
“Her halde seferberlikle ilgili bir yasal düzenleme var. Bu bağlamda bir tedbir olsun düşüncesi ile yasal sınırlar içerisinde ilgili bakanlık böyle bir adım atmış olabilir. Bu bir hazırlıktır. Biz kendimizi en derin kışa göre hazırlayacağız, bahar çıkarsa da bahtımıza diyeceğiz.”

‘DÜNYANIN İKİ YAKASININ BİR ARAYA GETİRMEYE İHTİYAÇ VAR’
2020 Olimpiyatlarının İstanbul’da yapılması için Türkiye’nin hedefe kitlendiğini ve uzun süredir hükümetin gündeminde yer alarak Türkiye olarak iyi hazırlık yaptıklarını anlatan Şahin, “Başarılı bir sunumla 2020 olimpiyatlarının İstanbul’a verilebileceği düşüncesindeyim. Gerek Madrid gerekse Tokyo daha önce olimpiyat düzenlemiş olan iki kenttir. Türkiye’de bu coğrafyada hiç olimpiyat gerçekleşmedi. Uluslar arası olimpiyat komitesi bütün bunları düşünerek iki kıtayı birleştiren İstanbul’a bir olimpiyat vermesi, olimpiyat tarihinde önemli bir dönüm noktası olacaktır. Dünyada böylesine karmaşa, sıkıntı, kaos, kan ve gözyaşı akarken, dünyanın iki yakasının bir araya getirmeye ihtiyaç var. Bu akşam uluslar arası olimpiyat komitesi vereceği karar ile dünyanın iki yakasını bir araya getirecek olimpiyatların İstanbul’a verilmesi dünyada geniş bir memnuniyet ağı oluşturacaktır” dedi.

ODTÜ OLAYLARI MARJİNAL GRUP EYLEMİ
Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde (OTDÜ) yaşanan olaylara da değinen Mehmet Ali Şahin, “Bazı marjinal grupların bir eylemi olarak değerlendiriyorum. OTDÜ’te okuyan 30 bin öğrencimize haksızlık yapmamaya özen göstermek durumundayım. Bazı marjinal gruplar ideolojik amaçlı olarak bu tür tavırlar sergileyebiliyorlar. İnsanların kılık ve kıyafetinden dolayı eğitim ve öğretimden özgür kalması sıkıntısını Türkiye çok yaşadı. Artık bunları geride bıraktık ve geride bırakmak zorundayız. Üniversitelerimiz barış merkezi olmalı. OTDÜ Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden biridir. Bu konuda diğer üniversitelere örnek olacak bir üniversitedir. Başta rektör olmak üzere yönetiminin bu konuda duyarlı olmasını bekliyorum. Özellikle öğrenci konseyi başkanı ve yöneticilerinin de bu konuya duyarlılık göstererek bundan sonra bu tür olayların önünü almaları gerektiği kanaatindeyim. Farklı siyasi düşünceler olabilir buna saygı duyarım, ama bu hiçbir zaman eyleme dönüşmemeli” ifadesinde bulundu.
(İHA)