Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen Rusya Devlet Başkanı Putin, Türkiye'ye satılan gaz satışında yüzde 6 indirim yapılacağını açıkladı.
Abone olRusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ankara'daki temasları sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda görüşen Putin, Türkiye'ye satılan doğalgaz satışında yüzde 6 indirim yapılacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Rusya'rın Türkiye'ye yönelik doğalgaz satış fiyatlarında 1 Ocak tarihinden yapılacak indirim ile Suriye konusundaki görüş ayrılığı damga vurdu.
Basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye sorununun çözümüne ilişkin Rusya ve Türkiye'nin farklı önerilerinin olduğunu belirten bir gazetecinin, bu soruna ilişkin nelerin görüşüldüğünü ve iki ülke arasındaki 100 milyar dolar ticaret hacmi hedefinin, tutum ayrılıklarından etkilenip etkilenmeyeceğini sorması üzerine, "100 milyar dolar hedefinin, 2023 yılı hedefi olduğunu" belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sayın Başkanın bu noktada farklı yaklaşımları da var ama geneli itibarıyla yani Suriye'deki şu halin bir çözüme kavuşturulması noktasında mutabıkız. Nasılı üzerinde sıkıntılarımız var. Nasıl çözüme kavuşturulacak? Bu noktada sıkıntılarımız var. Tabii oradaki DEAŞ (IŞİD) terör örgütüne yönelik bu noktada ortak kanaate sahibiz."
“SURİYE, ESED'LE GELDİ VE BU MEVCUT HALE…”
Suriye'deki teröre mezhebi açıdan bakılması halinde işin çözülemeyeceğini söyleyen Erdoğan, işi çözmek için insani noktadan bakılması gerektiğini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Yani 'Esed giderse ne olur?' gibi bir yaklaşım çok çok yanlış bir yaklaşım. Şu ana kadar Suriye, Esed'le geldi ve bu mevcut hale, yani 300 bini aşkın insanın öldüğü Suriye'de bu mevcut hale Esed yönetimiyle geldi. Demek ki ortada bir başarı yok. Şu anda yıkılmış, yakılmış bir Suriye var. Yani bombalar, varil bombaları hepsi iniyor. Tarih, medeniyet, her şey Suriye'de yok edilmiş vaziyette. İnsanlar acımasızca öldürülüyor. 7 milyon insan içeride ve dışarıda göç etmiş vaziyette. Benim ülkem bunun bedelini ödüyor. 1 milyon 600 bin insan şu anda benim ülkemde ve biz 5 milyar dolar civarında şu ana kadar harcama yaptık. Dünyadan bize gelen destek 200 milyon dolar civarında. Bunun bedelini ödeyen ülke biziz. Göçü de biz alıyoruz. Şu anda hala bu bölgede sıkıntı devam ediyor. Onun için bizim özellikle Rusya ile dayanışmamız önem arz ediyor. Bu konuda Esed rejimini bir defa yok farz etmek gerekir. Esed'le beraber burada netice almak mümkün değil. Şu anda uluslararası camiada 141 ülke, biliyorsunuz, burada muhalif heyeti destekliyor. Burada tüm Suriye'yi oluşturan farklı kesimlerin oluşturacağı bir yönetimin oluşması ve bu yönetimle beraber halkın huzur içerisinde seçime gideceği bir zemini hazırlamak, inanıyorum ki Suriye'ye objektif bakanların görevidir. Bu anlayışla biz Suriye'ye yönelik tavrımızı devam ettiriyoruz."
"DÜNYADA DARBECİLER HEP YÜKSEK OYLA GELİRLER”
"Gelinen noktada beklentilerinizin karşılandığını söyleyebilir misiniz? Az önce bir platformdan söz ettiniz. Onu biraz açabilir misiniz? Nasıl bir platform çözüme katkı sağlayabilir?" sorusu üzerine Erdoğan, platformla ilgili açıklama yapmadan önce Suriye seçimleriyle ilgili değerlendirmede bulunmak istediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyada darbeciler hep yüksek oyla gelirler, yüzde 90-95 oyla gelirler. Bizde de geçmişte yapılan darbelerde, ardından yapılan seçimlerde şunu gördük, hep açık oy, gizli tasnifle seçim neticelenir. Ondan sonra istedikleri, arzu ettikleri gibi bir netice açıklanırdı. Bunun Mısır'da da neticesini aynı şekilde gördük, kimler seçimlere katılabildi, kimler katılmadı... Aynı şekilde Suriye'de kimler katıldı, kimler katılamadı. Gerçekten objektif olarak buralarda seçimler yapılabildi mi? Bunları teraziye çıkardığımız zaman demokratik bir ortamda bu seçimlerin yapılmadığını görürüz."
Mısır'da demokratik bir ortamda seçimler yapıldığında yüzde 52 ile Mursi'nin göreve geldiğini, anti demokratik yolla darbe yapıldığını ve darbenin neticesinde Mursi'nin şu anda hapishanede olduğunu dile getiren Erdoğan, "Anti demokratik yöntemlerle şu anda iş başında duran kişinin meşrulaştırılması gayretleri var dünyada. Bunları göreceğiz" dedi.
PUTİN: "AVRUPA BU GAZA ULAŞAMAYACAK"
Toplantıda konuşan Putin, Rusya'nın, Almanya'nın ardından Türkiye'nin ikinci büyük ticaret ortağı olduğuna dikkati çekerek, "Ticaret hacmi artıyor, ilgili bakanlıklar ticaretin artırılması için gerekli çalışmaları yapacak. Milli paralarla ticaretin artırılmasına çalışıyoruz, finansal kurumları buna teşkil edeceğiz. Altyapı ve ulaştırmada ortak projeler istiyoruz" dedi.
Türk müteahhitlerinin Rusya'da etkili olduklarını ve Soçi olimpiyatlarında 3 milyar dolarlık proje üstlendiklerini kaydeden Putin, 4 milyon Rus turistin de Türkiye'ye geldiğini kaydetti. Putin, 2016 yılının da taraflar arasında "turizm yılı" olmasının planlandığını söyledi.
Mersin'de inşa edilmesi planlanan Akkuyu Nükleer Enerji Santrali Projesi'ne de değinen Putin, santralin inşasıyla ilgili olarak ne finansman ne de süre konusunda sorun olmadığının altını çizdi. Putin, "Projenin güvenliği konusunda da Fukuşima sonrası teknolojileri uygulanıyor. O yüzden güvenlik konusunda şüpheniz olmasın" diye konuştu.
Putin, Türkiye topraklarında Güney Avrupa tüketicileri için yeni bir enerji hattı kurulması konusunda da mutabakata varıldığını belirterek, "Türkiye'nin enerji taleplerini karşılamaya hazırız. Yeni enerji hattı kurulmasında da yardımcı olacağız. Türk-Yunan sınırında bir gaz dağıtım merkezi oluşturulabilir" dedi.
GÜNEY AKIM PROJESİ
Türkiye'nin enerji ihtiyaçlarının karşılanması için Mavi akım boru hattının kapasitesinin artırılması konusunda mutabakata vardıklarını ve Türkiye'ye ulaştırılan doğalgaz miktarında da 3 milyar metreküplük bir artışa gidilmesi yönünde tarafların anlaştığını belirten Putin, "Türk ortaklarımızla enerji işbirliği ile ilgili, 1 Ocak itibarıyla doğalgaz fiyatlarında yüzde 6 indirim sağlayacağız. Buna yönelik görüşmelerimiz devam edecek" diye konuştu.
Güney Akım Projesi'nde Bulgaristan ile anlaşma sağlanamadığı için projenin bu koşullarda geliştirilmesine devam etmeyeceklerini açıklayan Putin, "Bulgaristan'dan gerekli izin alınmadı, bu koşullarda projenin gerçekleştirilmesine devam edemeyeceğiz. Karadeniz'de projenin inşaatına başlamayacağız çünkü bu durumda inşaatı başlamak ve Bulgaristan'a ulaşınca durdurmak mantıklı değil, yeniden gözden geçireceğiz" dedi.
Söz konusu projeye dair Avrupa Komisyonu'nun aldığı kararları eleştiren Putin, "Avrupa bunu gerçekleştirmek istemiyorsa gerçekleştirilemeyecek. Demek ki enerji kaynaklarımızı farklı yerlere göndereceğiz. Sıvılaştırılmış gazın da farklı pazarlara ihracı olacak ama Avrupa bu gaza ulaşamayacak" dedi.
Projeyi onaylamamanın, Bulgaristan'ın çıkarına olmadığını savunan Putin, "Onların iktisadi çıkarına değil ama karar onların. Eğer Bulgaristan egemen ülkeyse AB'den bu kararları nedeniyle zararlarının karşılanmasını istesinler. 400 milyon avro gelir elde edeceklerdi ama bu bizim ortaklarımızın bağımsız seçimi."
SURİYE KRİZİ
Suriye'deki durumla ilgili soru üzerine, kaosa müsaade etmeme noktasında Türkiye ile hemfikir olduklarını ifade eden Putin, şunları söyledi:
"Mesele şu, ülkede (Suriye'de) yaşayan tüm insanlar nasıl kendini güvende hissedebilir ve yönetim konusunda da nasıl eşit haklar elde edebilirler? Bu konuda işbirliği yapmalıyız ve birbirimizi tatmin edici kararlara varmalıyız. Bu kararlar, öncelikle Suriye'nin halkı ve tüm siyasi güçleri için uygun olmalı ve biz bu sürecin tüm aktörleriyle mutlaka temas halinde olacağız, Türkiye'deki dostlarımızla da aynı şekilde."
Putin, ayrıca bölgede tüm aktörlerle temas halinde olacaklarını belirterek, Esed'in yönetime devam edip etmeyeceği konusunun Suriye halkına sorulması gerektiğini kaydetti. "Seçimler farklı değerlendirilebilir ama seçim sonucunda büyük desteğe sahip olduğunu gördük" ifadesini kullanan Putin, Suriye'nin gelişmesi için çaba harcayacaklarını dile getirdi.
Vladimir Putin, "Bazı teknik sorunlarımız var. Suriye yönetimiyle belirli nedenlerden kontaklarımız sınırlı, oradaki süreçleri doğrudan etkileyemiyoruz" diye konuştu.