BIST 9.916
DOLAR 35,04
EURO 36,40
ALTIN 2.949,19
HABER /  GÜNCEL

Projenin ayrıntılarını anlattı

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Aile İçi Şiddetle Mücadele için Kadın Konukevleri projesine ilişkin, “Projenin toplam bütçe...

Abone ol

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Aile İçi Şiddetle Mücadele için Kadın Konukevleri projesine ilişkin, “Projenin toplam bütçesi 10 milyon 150 bin Avrodur. Teknik destek bileşeni açısından, Türkiye’de uygulanan en büyük bütçeli projedir. Projenin bir diğer özelliği de kadına karşı şiddetle mücadeleye destek amacıyla Avrupa Birliği tarafından finanse edilen en büyük proje olmasıdır” dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı İslam, Aile İçi Şiddet ile Mücadele Projesi’nin tanıtım toplantısına katıldı. JW Marriot Otel’de gerçekleşen toplantıda bir konuşma yapan İslam, “Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında Mevzuatı düzenleme, eğitim ve farkındalığı artırma, kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonu artırma, şiddet mağduru kadınların korunması ve desteklenmesine yönelik kurumsal mekanizmaları güçlendirme başlıkları altında çalışmalarımız devam etmektedir. Kadına yönelik şiddetle mücadelenin başarıya ulaşması ancak disiplinler arası bir yaklaşımla ve çok taraflılık anlayışıyla mümkündür. Bu mücadelenin başarıya ulaşması, önleme çalışmaları, koruyucu hizmetler, caydırıcı düzenlemeler ile kapsamlı politikalar çerçevesinde mümkün olacaktır. Kolluk, adalet, sağlık, sosyal hizmet gibi birçok alanın; kamu kurumları, sivil toplum, medya ve özel sektör gibi birçok tarafın, bütüncül yaklaşım içerisinde uzun soluklu ve kararlı mücadele ile gerçekleştirilebileceğini düşünüyoruz” değerlendirmesini yaptı.

“KADIN KONUKEVLERİ AÇILMASI VE İŞLETİLMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK, 5 OCAK 2013 TARİHİNDE YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR”
Son 11 yılda yapılan düzenlemelerle, başta Anayasa olmak üzere yasalarımızda kadın-erkek eşitliği ilkesi daha da güçlendirildiğini kaydeden İslam, şunları kaydetti:
“Medeni Kanun, İş Kanunu ve Türk Ceza Kanunu gibi temel kanunlarda yapılan eşitlikçi reformlarla, Türkiye’de tüm mevzuat, kadın erkek eşitliği ilkesini gözeten ve kadına yönelik şiddete sıfır tolerans tanıyan bir yapıya kavuşturulmuştur. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” 20 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Kanun, İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”ne de paralel düzenlemeler içeriyor. Kanun kapsamında hazırlanan, kadın konukevlerinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin Kadın Konukevleri Açılması ve İşletilmesi Hakkında Yönetmelik, ilgili tüm tarafların katkı ve katılımlarıyla hazırlanmış, 5 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir.”
Temmuz 2006’da ise “Çocuk ve Kadına Yönelik Şiddet Hareketleri ile Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi için Alınacak Tedbirler” konulu Başbakanlık Genelgesine dayandığını belirten İslam, “Söz konusu Genelge, ciddi bir toplumsal sorun olan şiddetle mücadelenin, kadınların ve ülkenin refahı ve esenliği açısından önemini vurgulamakta. Genelge ile kadına yönelik şiddet ve töre/namus cinayetleri konusunda alınacak önlemlere ilişkin öneriler ve bu önerilerin hayata geçirilmesinden sorumlu kurum ve kuruluşlar belirlenmiştir. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı 2012-2015, Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girdi ve izleme ve değerlendirilmesi devam ediyor” şeklinde konuştu.

“HALİHAZIRDA 14 İLDE DE ŞİDDET ÖNLEME VE İZLEME MERKEZİ HİZMETE AÇILMIŞTIR”
Kadına yönelik şiddetle mücadelede ilerleme sağlanabilmesinde yasal düzenlemeler ve kurumsal mekanizmalar kadar konuya ilişkin bilinç ve duyarlılığın geliştirilmesiyle ilgili olduğunu bildiren Bakan İslam, şöyle konuştu:
“Bu amaçla Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ile ilgili Bakanlıklar arasında “Eğitim Protokolleri” imzalanmıştır. Şiddete maruz kalan kadınlara hizmet sunan kamu kurum/kuruluşlarında çalışan personele yönelik eğitim çalışmaları düzenlenmektedir. Şimdiye kadar yapılanlara göz atarsak, 71 bin polisin, 65 bin sağlık personelinin, 336 aile mahkemesi hakimi ve savcısının, 21 bin diyanet görevlisinin, 2 bin 500 jandarma personelinin, 531 yerel medya çalışanı ve iletişim fakültesi öğrencisi ile 2 bin 700 kamu görevlisinin bu eğitimlerden faydalandığını söyleyebiliriz. Ülkemizde şiddet mağduru kadınların korunması ve desteklenmesine yönelik mekanizmaların başında kadın sığınmaevleri-konukevleri gelmektedir. Sığınmaevleri ya da diğer adıyla konukevleri, şiddete uğrayan veya risk altındaki kadınların varsa beraberlerindeki çocukları, geçici süre ile barınma ihtiyacını karşılayan birimler olarak kuruldular. Ülkemizde bu hizmeti başta Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü olmak üzere, sivil toplum kuruluşları, belediyeler, kaymakamlıklar ve valilikler yürütmektedir.”
KSGM ile ilgili sayılara ilişkin İslam, “2 bin 520 kapasiteli 92 konukevimiz var. Yerel yönetimlere bağlı 809 kapasiteli 34 konukevimiz var. Sivil toplum kuruluşuna bağlı 36 kapasiteli 3 tane olmak üzere, toplam 3 bin 365 kapasiteli 129 konukevi hizmet veriyor. Yine 6284 sayılı Kanun ile kurulması öngörülmüş Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri de şiddetle mücadelede önemli mekanizmalardır. Bu merkezler; şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin bir biçimde uygulanmasına yönelik olarak mekânlar olarak konumlandırıldılar. Şiddete uğramış ya da şiddete uğrama riski bulunan kadınların başvurabileceği, danışmanlık, rehberlik ve yönlendirme hizmetleriyle, ihtiyaç duydukları konularda güçlendirici ve destekleyici hizmetleri veren ve izleme çalışmalarını 7 gün 24 saat esası ile yürüten merkezlerdir. Halihazırda 14 ilde de Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi hizmete açılmıştır. Sığınmaevleri/konukevlerinin ve KOZA: Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri dışında 25 ilk kabul merkezi bulunuyor. AyrıcaAile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesindeki, “ALO 183 Aile Kadın, Çocuk, Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı” Sosyal Hizmet Merkezleri, Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri, Sivil Toplum Kuruluşlarının Kadın Danışma Merkezleri, Baroya Bağlı Kadın Danışma Merkezleri ve Adli Yardım Kurulları, Başbakanlık Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresine bağlı Çok Amaçlı Toplum Merkezleri (ÇATOM) hizmet vermeye devam ediyorlar” ifadelerini kullandı.
Hastanelerin acil servislerinde oluşturulan “Psikososyal Destek ve Krize Müdahale Birimleri”nde ise aile içi şiddet konusunda da psikososyal destek hizmetleri sağlandığının kaydeden Bakan İslam, “2014 yılı itibariyle uygulanacak “2009 IPA-I Aile İçi Şiddetle Mücadele İçin Kadın Konukevleri” projesi “teknik yardım” ve “hibe” olmak üzere 2 bileşenden oluşmaktadır. Projenin toplam bütçesi 10 milyon 150 bin eurodur. Teknik destek bileşeni açısından, Türkiye’de uygulanan en büyük bütçeli projedir. Projenin bir diğer özelliği de kadına karşı şiddetle mücadeleye destek amacıyla Avrupa Birliği tarafından finanse edilen en büyük proje olmasıdır. Proje kapsamında yürütülmesi hedeflenen eğitimler ve özellikle eğitici eğitimleri aracılığıyla uzun vadede çok sayıda hizmet sağlayıcıya ulaşabileceğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

“BİR KAPASİTE GELİŞTİRME, EĞİTİM VE İŞBİRLİĞİ PROJESİ”
İslam, Bakanlığın şiddet alanında daha önce yaptığı eğitici eğitimleri çerçevesinde elde edilen deneyimler sonucunda projenin teknik yardım bileşeni kapsamında verilecek eğitici eğitimleri ile yaklaşık 35 bin sağlık personeline ve 140 bin emniyet personeline ulaşılacağını öngördüklerini ifade etti.
Yürütülen “Aile içi Şiddetle Mücadelede Projesi” özünde aile içi şiddet konusunda faaliyette bulunan bütün ilgili tarafların kurumsal kapasitelerinin geliştirilmesine yönelik bir kapasite geliştirme, eğitim ve işbirliği projesi olduğunu ifade eden Bakan İslam, şunları kaydetti:
“Bu itibarla, bu alanda faaliyet yürüten kamu kurumları arasında; İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Yerel yönetimler, Valilikler ve Alanla ilgili hizmet sunanlar konukevi personeli, Güvenlik güçleri, Sağlık personeli, Adliye çalışanları, STK temsilcileri arasında birlikte iş yapma kültürü gelişecek ve işbirlikleri artacaktır. Böylece şiddete maruz kalan ve/veya kalma tehdidi altında bulunan kadınlar daha kaliteli hizmet alma imkânına kavuşmuş olacaklardır.”
(İHA)