İstanbul Teknik Üniversitesi'nde görevli öğretim üyeleri hapis cezası olan öğrencileri için imza kampanyası başlattı.
Abone olİTÜ’de aralarında profesörlerin de bulunduğu 114 öğretim elemanı 15 ay hapis cezası alan öğrencileri için imza kampanyası başlattı.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) profesörleri, doçentleri ve asistanları, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı 2008-2009 öğretimyılı açılış töreninde “izinsiz gösteri” yaptıkları gerekçesiyle 15 ay hapis cezasına çarptırılan 18 öğrencileri için imza kampanyası başlattı. Aralarında Prof. Dr. Celal Şengör, Prof. Dr. Ayşe Erzan, Prof. Dr. İştar Gözaydın’ın da bulunduğu öğretimelemanlarının yer aldığı kampanyayı destekleyenlerin sayısı 114’ü buldu.
Yıldız Teknik ve Boğaziçi üniversitelerinden sonra İTÜ’lü hocalar da öğrencilerine sahip çıktı. Öğrencilerine “kalkan olmaya hazır” olduklarını vurgulayan hocalar başlattıkları imza kampanyasında “Düşünce üretimi ve ifadesi demokratik bir hak ve yükümlülüktür. Bu hak, bağımsız ve özgür düşünce üretiminin yattığı üniversitede de olmazsa olmaz bir koşuldur” dedi.
ÜNİVERSİTEDE POLİS OLMAZ
Üniversiteye polis çağrılarak, öğrencileremüdahale edilmesinin ve ceza verilmesinin “demokratik hak ve özgürlüklerin kullanılmasının önünde ciddi bir engel oluşturduğu” vurgulananmetinde şöyle denildi:
“Demokratik ilkeler gereği, vatandaşlık hak ve yükümlülüklerinin asli bir öğesi sayılan toplantı, gösteri ve benzeri etkinliklerin bu şekilde tepki görmesi ve cezalandırılması, Anayasa’nın koruduğu ifade özgürlüğü ilkesine aykırıdır. İTÜ öğretim elemanları olarak tahammülsüzlüğün giderek artmakta olduğunu kaygıyla gözlemliyor ve bu etkinlikleri bir güvenlik tehdidi olarak algılayan yaklaşımı reddediyoruz. Yeni yetişen kuşakların düşüncelerini özgürce ifade edebilecekleri ortamı savunmayı görev bildiğimizi ve öğrencilerimizin yanında olduğumuzu kamuoyuna duyururuz.”
ÜNİVERSİTEYE SAHİP ÇIKIYORLAR
İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Celal Şengör:
“Görevimiz çocuklara kalkan olmak. Onlar çocuklarımız, öğrencilerimiz. Bu çocuklar hiçbir platforma davetli değiller, seslerini duyurabildikleri yer yok. Demokratik haklarını kullanıyorlar. Üniversite kavramı yok edilmiş durumda. Bu duruma biz tepki göstermezsek kim gösterecek? Öğrenciler, biz hocalardan daha ileriler. Bizden çok üniversitelerine sahip çıkıyor. Öğrencilerin gündelik politikasına ve partizanca davranışına karşıyız. Ben üniversitesini, bilimsel düşünceyi, uygarlığı koruyan, aklı başında öğrenciyle beraberim. O yüzden kampanyayı destekliyorum. Desteklemezsem insanlık görevimi yerine getirmem. Hafta sonu şiddet uygulayan polise başta İstanbul Emniyet Müdürü olmak üzere suç duyurusunda bulunmak lazım.”