Profesörden şaşırtan parmak izi bilgileri
Prof. Dr. Ersi Abacı Kalfoğlu, parmak iziyle ilgili şaşırtıcı ayrıntılar aktardı.
Abone olProf. Dr. Ersi Kalfoğlu, parmak izinin hiçbir zaman kaybolmadığını, bilim insanı olarak o izin hikayesini sürdüklerini söyledi.
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ersi Abacı Kalfoğlu, terör olaylarının çözümünde metal üzerindeki parmak izi tespitinin büyük önem kazandığını belirterek, "Yani patlayan bombanın metal aksamında bıraktığı izlerden, etrafa saçılan parçacıklarından bile doğru metodolojik yöntemlerle failin kimliğini ortaya çıkarabiliriz. dedi.
PARMAK İZİ ASLINDA BİR VÜCUT SALGISI
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ersi Abacı Kalfoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, parmak izinin aslında bir vücut salgısı olduğunu, ucundaki yollar sayesinde dokunulan her satha iz bıraktığını anlattı.
Bu salgıların ayrıca hücre bıraktığını aktaran Kalfoğlu, şu bilgileri verdi:
"Biz de işte bu noktada DNA'ya gidiyoruz. Salgıyla organizmanın içinden, yani parmağımızdan çıkanla eğer bir metale dokunursak, o zaman o metalin o noktaları bir kimyasal tepkimeye maruz kalıyor, oksitleniyor. Diyelim ki pırıl pırıl bir metal yüzeye parmağınla değersen, senin parmağının yolakları içindeki asit, metalin o noktalarını yer, oksitler. O zaman senin parmak izin bir daha yok olmamak üzere metalin oksitlenmiş olan o bölgesinde mis gibi görülür. İşte bu bizim için çok önemli, çünkü gerek bomba gerek silah incelemelerinde bomba veya silahların üzerinde böyle izler varsa biz bunları bulabiliriz. Tabii kolay değil bu, mutlaka doğru metodolojik yöntemler sıralı olarak ve uygun seviyelerde kullanılmalı."
İngiltere’de üniversitelerle iş birliğine giden polisin her türlü metal yüzey üzerinde parmak izi tespiti yapabildiğini belirten Kalfoğlu, "Metal üzerinde parmak izi ilk olarak İngiltere'de Leicester Üniversitesinde laboratuvar ortamında geliştirildi. 2009'dan beri de yapıyorlar. Oldukça zahmetli bir iş, ama çok önemli." diye konuştu.
Bombayı yapanın ellerini kullanmak zorunda olduğunu anlatan Kalfoğlu, şöyle devam etti:
"Terör olaylarının çözümünde metal üzerindeki parmak izi tespiti büyük önem kazanıyor. Yani patlayan bombanın metal aksamında bıraktığı izlerden, etrafa saçılan parçacıklarından bile failin kimliğini ortaya çıkarabiliriz. Biz de bunu yapabilecek kapasiteye sahibiz ülke olarak, ancak ben bir bilim insanı olarak şu ana kadar böyle bir araştırma yapıldığına ilişkin rapor görmedim. Olay yeri incelemeleri aşamasında bize yani bilim insanlarına böyle bir talep de bugüne kadar gelmiş değil. Ancak emniyet ya da jandarma gereksinim duyduysa ve bunu Avrupa'da bir laboratuvara yaptırdıysa onu da bilemiyorum. Yani böyle bir çalışmanın yapıldığına dair bir raporla karşılaşmadım."
İZ HİÇBİR ZAMAN YOK OLMUYOR
Prof. Dr. Ersi Kalfoğlu, parmak izinin hiçbir zaman kaybolmadığını, bilim insanı olarak o izin hikayesini sürdüklerini söyledi.
Kişinin silahı ya da bombayı tutmasının yeterli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kalfoğlu, şunları söyledi:
"Diyelim ki silahı tuttu, iz silahta kaldı ve bu silah suya atıldı. Denize attı silahı. O iz kaybolmuyor. Benim metal yüzey üzerinde bıraktığım izi, diyelim ki sen alıp peçeteyle temizledin, fark etmez o iz orada. Çünkü sen o noktaya dokunmakla orayı kazımış oluyorsun. Ben o kazıntıda, üzerinden yıllar da geçse korozyona da uğrasa senin izini tespit ederim. Biz metal üzerinde bırakılan izin peşindeyiz. Yani iz değil ki, benim üzerimde uğraştığım, izin metal üzerinde oluşturduğu başka bir hikaye benim baktığım. Bu nedenle o tamamen kalıcı, hiçbir zaman yok olmuyor. Ben o izi oradan kimyasal ve optik yollarla, görüntüleme teknikleriyle, kimyasallarla boyayarak oradan elde etmeyi becerebilirim. Burada 200-300 yıllık batıktan söz etmiyoruz. O artık bozulmuştur, onunla ilgili bir şey söyleyemiyoruz."
ÖNEMLİ OLAN GÖRÜNÜR KILMAK
Bulunan izlerin karşılaştırmasının önemine de değinen Prof. Dr. Kalfoğlu, "Mesela bütün CSI'larda bir toz vardır, görünmeyen şeyi görünür hale gelir, ama o kötü bir yöntemdir. Nlhidrin denilen bir kimyasal püskürterek izi görünür hale getirilebilir, ondan sonra da bir sürü satıhta işleyebilen çözümler ortaya çıkarabiliriz. Sonra izin fotoğrafını çekip karşılaştırma yaparız." dedi.
Parmak izinin kimliklendirmesiyle ilgili tüm dünyayla entegre müthiş bir veri bankası (AFIS: Automated Fingerprint Identification System) olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kalfoğlu, "Orada depolanmış parmak izleriyle kıyas yapılır. Kesişen 5 farklı noktada tespitler yapılır, o parmak izinin kime ait olduğunu ortaya çıkarabilirim. Çünkü bu yaradılıştan kaynaklanan herkeste farklıdır. Mesela DNA bile, tek yumurta ikizlerinde farklı değil, ama parmak izi farklı. Dolayısıyla parmak izi son derece önemli bir delil." ifadelerini kullandı.
Öte yandan AA muhabirinin ulaştığı emniyet kaynakları, parmak izi alınabilmesi için geniş satıhlara ihtiyaç olduğunu, bomba parçaları, etrafa saçılan çivi gibi dar, küçük parçalı yüzeylerde bu çalışmanın çok güç olduğunu, sağlıklı veri elde edilmesinin imkansıza yakın olduğunu açıkladı.
Kriminolojide Türk polisinin oldukça ileri seviyede olduğunu belirten eski bir olay yeri inceleme ve terör uzmanı ise, "Bundan 10 yıl öncesine kadar parlak yüzeylerde, hatta pürüzlü ahşap yüzeylerde bile parmak izi alınamıyordu. Yağmur yağsa parmak izi tespiti mümkün olmuyordu. Ancak teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerliyor ve Türk polis teşkilatı da buna ayak uyduruyor. Eğer metal yüzeylerden parmak izi alınabiliyorsa, polis kriminal laboratuvarlarımız da bunu yapabilecek seviyededir." dedi.
Adli tıp uzmanlarının görüşlerinin saygı değer olduğunu vurgulayan uzman, "Ancak teori ile uygulama asla bir olmaz. Sahadaki koşullar değişkendir ve durum farklılaşır. Ayrıca eğer ileri seviyede bilgiye sahiplerse bunları devletin ilgili aygıtlarıyla paylaşmaları gerekir." diye konuştu.