BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,73
ALTIN 2.969,52
HABER /  SAĞLIK

Prof. Şenol: Bütün bilim insanları artık sessizliğini bozup konuşmalı, bu bir ölüm kalım savaşı

Prof. Esin Davutoğlu Şenol, son günlerde rekor seviyelere ulaşan koronavirüs vaka sayılarına ilişkin, "Bütün bilim insanları artık sessizliğini bozup konuşmalı. Bu bir ölüm kalım savaşı. Madde madde sıraladığımız şeylere kulak tıkadıklarına ben eminim. Ben Don Kişot değilim yel değirmenlerine karşı savaşmıyorum" düşüncesini dile getirdi.

Abone ol

Türkiye’de vaka sayısı, günlük vefat ve aktif hastada salgının başından beri en yüksek rakamlar açıklandı. Prof. Esin Davutoğlu Şenol, RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na konuk oldu. Prof. Şenol, şunları söyledi: Bütün bilim insanları artık sessizliğini bozup konuşmalı. Bu bir ölüm kalım savaşı. Madde madde sıraladığımız şeylere kulak tıkadıklarına ben eminim. Ben Don Kişot değilim yel değirmenlerine karşı savaşmıyorum. Ben 30 yıllık akademisyenim. Ne yaptığımın çok farkındayım.

Prof. Şenol, salgında gelinen noktayı şöyle aktardı: Bizim sesimiz duyulmuyor ama tarih yazıyor dünya şu anda. Hep beraber tarih yazıyoruz ve o tarih bir arşiv oluşturuyor hem de yakın zamanlı bir arşiv. 8-10 ay sonra bir bilanço çıkartılacak. O bilançoyu farkında olmak diyelim buna. Yüksek sesle ‘şunu biliyoruz, şunu fark ettik’ deme zamanı. Onun için bütün hekimlerin, bütün bilim insanlarının artık sessizliğini bozup, bildiğini söylemesi gerek.

Ne kadar ağır karşılık görürse görsün bu bir ölüm kalım savaşı.
Bildiklerinizden sorumlusunuz. Gelecek iki hafta içinde neler olacağını bilen herkese sesleniyorum, bildiklerinizden sorumlusunuz.

"Herkes çıkıp konuşmalı"

Prof. Şenol, Atilla Güner’in "Bu hayati uyarıyı yapan bilim insanlarına kulak veriliyor mu?" sorusuna şu yanıtı verdi: Herkes konuşacak ki böylece geri adımlar atılacak. Başka türlü bir irade görmeyeceğimizden ben artık eminim çünkü 12 aydır bu böyle. İstedikleri kadar eleştirsinler, onlara uzatılan bir dal bu, onlar onu kırabilir hiç umurumda bile değil. Bu bir insanlık tarihi, 100 yıl sonra anlatılacak bir hikaye yazıyoruz. Herkes kendi verdiği cevaptan sorumlu. Her şey bizim yaptıklarımızla ya da yapmadıklarımızla ilgili.

"Kulak tıkadıklarına ben eminim"

Madde madde sıraladığımız şeylere kulak tıkadıklarına ben eminim. Ben Don Kişot değilim yel değirmenlerine karşı savaşmıyorum. Ben 30 yıllık akademisyenim. Benim branşım o kadar gerçekçi bir branştır ve sonuç almaya dönüktür ki hasta ya ölür ya kalır. Ne yaptığımın çok farkındayım. 13 aydır yaptığım şeylerin arşive geçtiğini ve bir dal uzatmak olduğunun farkındayım. Türkiye’de masalarda yer alan Sağlık Bakanlığı’na danışmanlık veren arkadaşların yüzde 90’ı viroloji ve epidemiyoloji bilmiyorlar, liyakat sahibi değiller. Ama biliyorlarsa sorumlular.