Bugün açılan AVM'lerle ilgili, "Tüm klimalı sistemlerin, havalandırmalı sistemlerin elden geçirilmesi lazım." diyen Prof. Dr. Bengi Başer, "Bu işlere girişmezseniz biz bunun bedelini çok daha ağır ödeyebiliriz" uyarısı yaptı.
Abone olHaber Global'de katıldığı Günün Nabzı programında Saynur Tezel'in sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Bengi Başer, normalleşme süreci kapsamında açılan AVM'lerle ilgili Almanya ve Güney Kore örnekleri vererek çarpıcı uyarılarda bulundu.
"Farklı yaptırımlarla bu işi sıkı tutmalıyız." Prof. Dr. Bengi Başer, "Tablolarımızda 1500'ler civarında vakalar var ama hala ortalama 50 canımız gidiyor. Hala biz bu bulaşmayı önleyebildik diyemeyiz." vurgusu yaptı.
Prof. Dr. Bengi Başer'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Açılan AVM'lerle ilgili tartışmalar
AVM'lerde ne gibi bir altyapı çalışması yapıldı bilmiyoruz. Orada çalışan insanların kaygıları var. Bu kadar kısa sürede kapalı alan havalandırmasında değişim mümkün değil. Birçok markalar biz açılmasından yana değiliz açıklamaları yapıyor. Bir ön hazırlık, Sağlık Bakanlığı ile bu işleri yapmak insanlar için de büyük güven unsuru olacaktır. Yoksa salgın çok daha zirve yaparak bizim için ekonomik anlamda daha büyük yıkıma yol açacaktır diye düşünüyorum. Bir anda AVM'lerle başlamak olmamalı. Bu benim fikrimdir ama mantıklı olarak düşünecek olursanız bunun biraz daha geciktirilmesi gerekli.
Tüm klimalı sistemlerin, havalandırmalı sistemlerin elden geçirilmesi lazım. Bu işlere girişmezseniz biz bunun bedelini çok daha ağır ödeyebiliriz.
Dış havaya temasla başlayalım, görelim. Gerekirse yaptırımları da uygulayalım. İnsanın doğasıdır gevşemek. Normalleşme değil de temkinli yaşam dönemi olarak tariflemek çok daha iyi olur.
'Kontrollü gitme' vurgusu
Aslında bölgelere ayırmak, önce daha iyi başarının sağlandığı şehirlerle başlamak daha sonra yoğun bölgelerde adım atmak daha doğru olur. Dış havanın olduğu mekanlarla başlamak ama daha sonra daha kapalı ortamlara yönelerek buralarda tedbirleri sıkılaştırarak yavaş yavaş gitmek ve kontrol ederek her seferinde yeniden geri çekilmek. Hattı müdafa, sathı müdafa. Maske hep söylenmiyor mu? Uzak durmak. Sokaklara bakıyorsunuz, pazar yerlerinde.
"Bulaşmayı önleyebildik diyemeyiz"
Almanya 100 binde 50 kişiyi aştık deyip 3 eyalette tekrar gözden geçirelim, sıkılaştıralım dediler. Bizim tablolarımızda 1500'ler civarında vakalar var ama hala ortalama 50 canımız gidiyor. Hala biz bu bulaşmayı önleyebildik diyemeyiz. Güney Kore'de tam sıfırlıyoruz derken bir anda bir süper bulaştırıcı çıktı, pozitifleştirdi insanları.
"Bu işi sıkı tutmalıyız"
Bence belki de burada yapılması gereken daha ciddi yaptırımlar mı olmalı. Belediye zabıtaları mı olur, kolluk kuvvetleri mi olur? Biz uyarmaya çalışıyoruz ama farklı yaptırımlarla bu işi sıkı tutmalıyız. Ne olur daha küçük adımlar atalım.