Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi başkonsolosluğunda öldürülmesinin ardından Beyaz Saray ile yaptığı bir telefon görüşmesinde Kaşıkçı için "tehlikeli bir İslamcı" dediği iddia edildi.
Abone olWashington Post gazetesinde yer alan ve söz konusu görüşme hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılan haberde veliaht prensin, ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı ve başdanışmanı Jared Kushner ile yaptığı bir telefon görüşmesine ilişkin detaylar aktarıldı.
Habere göre Prens Muhammed bin Selman, 2 Ekim'de Suudi Arabistan'ın İstanbul'daki başkonsolosluğunda Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın öldürülmesinden günler sonra Kushner ile bir görüşme yaptı. Görüşmede Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton da hazır bulundu.
Buna göre Kaşıkçı olayının konuşulduğu bildirilen görüşmede Prens Muhammed bin Selman'ın, Kaşıkçı için "O tehlikeli bir İslamcıdır." değerlendirmesini yaptığı iddia edildi. Görüşmede, Kaşıkçı olayının ABD-Suudi ilişkilerine zarar vermemesi gerektiğini belirten veliaht prens, Kushner'e "Kaşıkçı'nın Müslüman Kardeşler üyesi olduğunu" söyledi.
Haberde, Trump yönetiminin, Müslüman Kardeşler hakkındaki tutumunun belli olduğu, Prens Muhammed bin Selman'ın da bu durumu göz önünde bulundurarak böyle bir ifade kullanmış olabileceği yorumu yapıldı.
KAŞIKÇI AİLESİ İDDİALARI REDDETTİ
Öte yandan Washington Post gazetesine yazılı açıklama gönderen Kaşıkçı ailesi ise veliaht prensin Kaşıkçı hakkındaki ifadelerini reddetti.
Aile, açıklamasında, "Cemal Kaşıkçı Müslüman Kardeşler üyesi değildir. Önceki yıllarda kendisi bu yöndeki iddiaları her seferinde reddetmiştir. Cemal Kaşıkçı hiçbir şekilde tehlikeli bir insan değildir. Aksini iddia etmek gülünçtür." ifadelerine yer verdi.
Haberde ayrıca, adı açıklanmayan bir Suudi yetkilisinin, Prens Muhammed bin Selman'ın bu yönde bir ifade kullandığı iddiasını reddettiği belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan dün yapılan açıklamada, "Maktul Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018 tarihinde, evlilik işlemleri için girdiği Suudi Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosluğu'nda, daha önceden yapılan planlama doğrultusunda, başkonsolosluk binasına girer girmez boğularak öldürülmüştür. Cesedi, boğularak yine önceden yapılan planlama doğrultusunda parçalanarak yok edilmiştir." ifadeleri kullanılmıştı.