Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nureddin Vurgun, anne sütünün hayat kurtarıcı olduğunu söyledi. <br/>Hastanelerindeki yen...
Abone olÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nureddin Vurgun, anne sütünün hayat kurtarıcı olduğunu söyledi.
Hastanelerindeki yeni doğan yoğun bakım ünitelerindeki teknoloji sayesinde bin 500 gram veya 24. hafta gibi çok erken gebelik haftasında doğan bebeklerin hayatta kalma şanslarının arttığını belirten Medicalpark Bursa Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nureddin Vurgun, anne sütünün hayat kurtarıcı olduğunu ifade etti. prematüre bebeğin anne sütünün normal doğum yapmış annenin sütünden çok farklı olduğuna dikkat çeken Vurgun, “Prematüre bebekler aynen normal doğmuş bebekler gibi gelişim gösterirler ancak süreleri farklıdır. Bu farkı genellikle yoğun bakım ünitelerinde geçirirler. Bu süreyi geçirmeleri için sabırlı olmak gerekir. Anneler bebeklerine yardım edebilmek için üzülmeyi bırakıp yeni durumda nasıl yardımcı olabileceklerini öğrenmelidir. Prematüre bebeklerin beslenmesi çok önemlidir. Bu yüzden anne sütü hayat kurtarıcı niteliktedir. Her bebeğin annesinin sütü diğerinden farklı özelliktedir. Çünkü her bebeğin annesinin sütü kendi bebeğine özeldir. Bu yüzden annesinin sütüyle beslenen prematüreler daha hızlı büyüyor. Annelerle bebekleri arasındaki bağın güçlenmesi ve bebeğini daha çabuk benimsemeleri açısından emzirme ve anne sütü çok değerlidir” dedi.
"PREMATÜRE BEBEKLER 12 YAŞINA KADAR TAKİP EDİLMELİ"
Yoğun bakımdan taburcu olan bebeklerin evdeki takibin yanında belli ilgili polikliniklerde izlenmesini tavsiye eden Vurgun, “Bu izleme süreci genellikle teknik ve ekonomik sebeplerle 12 aya kadar yapılmaktadır. Ancak ideal olan, takibin okul çağına yani 6 yaşına kadar hatta 12 yaşına kadar sürmesidir. Prematüre bebeklerin ve özellikle de bin 500 gramın altında olanların doğumdan hemen sonra istenilen hızda kilo almaları mümkün değildir. Bu yüzden bebeğin yaşına uygun ağırlığa ulaşmaları birçoğunda ergenlik yaşlarına kadar sürmektedir. Prematüre bir bebeğin uzun süre takibinde öncelikle genel sağlığı, büyümesi, beslenmesi ve aşı uygulamaları değerlendirilir. Bunun yanında kronik akciğer hastalığı, beslenme, görme, işitme, konuşma, öğrenme güçlüğü, anlama bozuklukları, iletişim kurma zorluğu, kas iskelet sisteminin gelişim bozukluğu, adali gelişim bozukluğu, davranış bozuklukları, dikkat eksikliği, kendi kendine yetememe gibi önemli problemlerin tedavisi ve takibi yapılır” şeklinde konuştu.
"PREMATÜRE BEBEKLERİN BAKIMINA ÖZEN GÖSTERİLMELİ"
Bebeklerin eve çıktıktan sonra ailelerin beslenme, uyku düzeni, solunum takibi, banyo, evin ısısı, giyimi, tırnak ve cilt bakımı, ağız, göz ve burun bakımı ve özellikle enfeksiyonlardan koruma açısından yakından takip edilmesi gerektiğini belirten Vurgun, özellikle prematürelerin bağışıklık sistemi tam gelişmediğinden ziyaretçilerin ve okul çocuklarının bebeği görmek istemelerine karşı hassas davranılması gerektiğini söyledi.
Vurgun, “El temizliği, enfeksiyon kontrolünde birinci basamaktır. Bebeğe dokunmadan evvel, alt temizliği sonrası el temizliğine özen gösterilmelidir. Herhangi bir sorunla karşılaşıldığında ise ilgili hastaneyi ve sağlık çalışanını haberdar etmelidir” dedi.
Bursa Medicalpark Hastanesindeki yeni doğan yoğun bakım ünitesinin Güney Marmara’nın önemli merkezlerinden biri olduğunun altını çizen Vurgun, “Şu anda bahsedilen en son teknolojiye sahibiz. Bir neonatalog danışmanlığında 5 pediatri uzmanı, 27 kuvöz, vantilatör ve yeni doğan yoğun bakımında tecrübeli hemşirelerle hizmet vermekteyiz. Hastanemizdeki modern tıbbi donanım ve uygulamalarla bebeklerimizi kısa sürede ailelerine kavuşturmakla beraber ailelerin bilgilendirilmesinde ve eğitiminde gerekli kaynakları sağlamaktayız” diye konuştu.
(İHA)