BIST 9.722
DOLAR 35,22
EURO 36,79
ALTIN 2.977,79
HABER /  GÜNCEL

Portre: Barack Obama

44. ABD Başkanı Barack Obama'nın kişisel ve siyasi portresi.

Abone ol

Kıran kırana geçen bir seçim kampanyasının ardından mutlu son Obama'nın: Amerika Birleşik Devletleri'nin 44. Başkanı, ikinci kez seçildi.

ABD'nin ilk siyah cumhurbaşkanı Obama'nın ilk dönemi çalkantılı geçti.

O ve Demokrat Partili arkadaşları birkaç tarihi başarıya imza attı. Ancak Amerikan ekonomisi, Obama iktidara geldiğinden beri yakın tarihin en kötü resesyonunu yaşıyor. Ciddi oranda istihdam yaratılamıyor, işsizlik oranı da hala %8'in üzerinde.

Buna Demokrat Parti'nin Kasım 2010'daki Kongre seçimlerinde aldığı tarihi yenilgiyi de eklemek lazım. Cumhuriyetçiler bu seçimlerden muhafazakar gündemlerini hayata geçirmeye ve başkanın planlarına sekte vurmaya her zamankinden kararlı olarak çıktı.

Dört yılda neler yaptı?

Barack Hussein Obama 4 Kasım 2008 seçimlerinde Cumhuriyetçi rakibi John McCain'i açık farkla yenip, ABD'nin ilk siyahi başkanı olarak tarihe geçmişti.

Yemin edip göreve başladığında 47 yaşındaydı.

Harry Truman'dan bu yana ilk şehirli başkan ve Hawaii doğumlu ilk başkan oldu.

John McCain, George Bush ve Bill Clinton'ın aksine Vietnam Savaşı'yla, 1960'ların kültürel mücadeleleriyle dolu bir geçmişten gelmiyordu.

Obama iktidarında Demokratlar Cumhuriyetçilerin muhalefetine rağmen ekonomiyi canlandırma programını Kongre'den geçirdi, sağlık sistemini değiştirdi, Wall Street'i ve bankacılık sistemini yeniden düzenledi ve Amerikan otomotiv sanayiini çökmekten kurtardı.

Demokratlar ve Obama ayrıca eşcinsel olduklarını açıklayanların Amerikan ordusunda çalışmasını engelleyen 20 yıllık yasağı kaldırdı.

Obama ayrıca Kongre'nin onayı olmadan, kendi başkanlık yetkilerini kullanarak, ABD'ye çocuk yaşta getirilmiş bazı genç kaçak göçmenlere geçici olarak ülkede kalma izni verdi.

Usame bin Ladin'i öldürmeleri için bir komando ekibi yolladı, Irak'taki Amerikan savaşına son verdi ve Rusya Federasyonu Başkanı Dimitri Medvedev'le yeni bir nükleer silah anlaşması imzaladı.

Başkanlık koltuğuna oturduğunda Afganistan'da ABD öncülüğünde yapılan operasyonlara hız verdi, bu da Amerikan askeri kayıplarını artırdı.

Ancak Obama, Afganistan'da güvenlik sorumluluğunu 2014'ün sonundan itibaren Afgan ordusuna devretme, dolayısıyla da 10 yılı aşkın süredir açık olan bu cepheyi kapatma sözü de verdi.

Çocukluğu

1961 doğumlu Obama, adını Kenya kökenli bir aydın olan babasından alıyor.

Baba Barack Obama, Kansaslı beyaz bir genç kız olan Ann Dunham ile Hawaii Üniversitesi'nde okurken tanışmıştı.

Obama küçük yaştayken babası aileyi terk etti, çift boşandı.

Baba ile oğul bundan sonra yalnızca bir kez, baba Barack Obama 1971'de Hawaii'yi ziyaret ettiğinde karşılaştı.

Baba Obama 1982'de bir trafik kazasında öldü.

Obama altı yaşındayken annesi Ann, bu kez bir Endonezyalı ile evlendi ve aile Cakarta'ya taşındı.

O dönemde "Barry" olarak bilinen Obama, daha sonra eğitimi için Hawaii'ye döndü; büyükanne ve büyükbabası ile birlikte yaşamaya başladı.

Obama'nın dünyanın en büyük Müslüman nüfusa sahip ülkesi Endonezya'da yetişmesi ve babasının Kenyalı bir Müslüman olması, ABD'de doğmadığını ve gizlice Müslüman olduğunu iddia eden sağcı komplo teorileri üretilmesine neden oldu.

Buna karşılık Obama, Hawaii'de doğduğunu gösteren iki nüfus belgesini kamuoyuna sundu.

New York'taki Columbia Üniversitesi'nde siyaset bilimi eğitimi alan Obama daha sonra üç yıl Chicago'nun yoksul semtlerinde sivil toplum projelerinde çalıştı.

1988'de Harvard Hukuk Fakültesi'ne giren Obama, burada saygın hukuk dergisi Harvard Law Review'un ilk Afrika kökenli başkanı oldu.

Kariyerde ilk adımlar

Mezuniyetten sonra Chicago'ya dönen Obama, yurttaşlık hakları alanında uzmanlaştı, konut ve istihdam konularında ayrımcılığa uğradığını düşünenlerin davalarına baktı.

Kendisi gibi avukat olan eşi Michelle ile de burada tanıştı. 1992 yılında evlenen çiftin Malia ve Sasha adlı iki kızları var.

Chicago Üniversitesi'nin Hukuk Fakültesi'nde ders veren Obama popüler bir eğitimci ve fevkalade bir hukuk aydını olarak tanındı.

1995 yılında ilk kitabı Babamdan Hayaller'i yayınlayan Obama, ertesi yıl İllinois Eyalet Senatosu'na seçildi.

Eyalet senatörlüğü sırasında yaklaşan Irak Savaşı'na şiddetle karşı çıkması, yıllar sonra Demokrat Parti'deki başkanlık yarışında işine yaradı.

2004 yılındaki Senato seçimlerinin kampanyasında, Demokrat Ulusal Kongresi'nde yaptığı ilham verici bir konuşmayla ülke çapında üne kavuştu.

Bu konuşmadan birkaç ay sonra açık ara farkla Senato'ya seçildi.

Burada Washington'un en tanıdık simalarından biri olan Obama, yine çok satan bir kitap yazdı: Umudun Cesareti.

Senato'daki oylamalarda liberal tutumuyla tanındı ama aynı zamanda Hiv/Aids eğitimi, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi gibi konularda Cumhuriyetçi meslektaşlarıyla ortak girişimlere imza attı.

Eski heyecanı yakalama çabası

Şubat 2007'de başkanlık kampanyasına başladığında yalnızca iki yıldır senatördü; muhalifleri onun bu göreve hazır ve yeterli olmadığını savundu.

Ancak kampanyası Washington'da iki George W Bush döneminden sonra yeni bir soluğun özlemini çeken milyonlarca liberali, özellikle de genç seçmenleri heyecanlandırdı.

Demokratların adayı olmak için Hillary Clinton'a karşı uzun ve zorlu bir mücadele veren Obama, iktidara geldikten sonra onu dışişleri bakanı yaptı.

Seçimde 72 yaşındaki Cumhuriyetçi rakibi John McCain karşısında kazandığı zaferde, Cumhuriyetçi politikaların ekonomideki buhrana katkıda bulunduğu ve McCain'in ekonomiyi bu buhrandan kurtaramayacağı algısı da rol oynadı.

Son dönemde ülkede resesyon sona erdi, istihdam rakamları yavaş yavaş artmaya başladı, ekonominin iyiye gittiğini gösteren başka göstergeler de var.

Ancak seçmenler gidişattan memnun değildi.

Mitt Romney ile başkan yardımcısı adayı Paul Ryan, Obama'yı tarihin çöp sepetine yollama amacıyla kampanyalarına büyük katkılarda bulunan yatırımcılar bulmayı başarmıştı.

Bu çevreler ekonominin toparlanamamasından Obama'nın politikalarını sorumlu tutup, seçmenin ona olan sempatisinden ve siyasi yatırımından vazgeçeceğini umuyorlardı, ama 6 Kasım 2012'yi 7 Kasım'a bağlayan gece bu gerçekleşmedi.