Polonya Başbakanı Donald Tusk'ın "darbe girişimi" diye nitelendirdiği yasadışı dinleme skandalı hükümeti sarsıyor. Adalet Bakanı, Merkez Bankası Başkanı ile İçişleri Bakanı arasındaki konuşmaları yayımlayan dergiye yapılan baskını eleştirdi.
Abone olPolonya Adalet Bakanı, bir haber dergisinin bürosunun hükümeti küçük düşüren gizli ses kayıtlarını arama gerekçesiyle basılmasını eleştiriyor.
Marek , polisin yaptığı bu baskının "meşruiyet kaygısı" uyandırdığını belirtiyor.
Wprost dergisi, Polonya Merkez Bankası Başkanı ile İçişleri Bakanı arasında geçtiği iddia edilen siyasi içerikli bir ses kaydını duyurmuştu.
Polonya yasalarına göre Merkez Bankası Başkanı siyaseten tarafsız ve bağımsız olmak zorunda.
'Darbe girişimi'
Varşova'da siyasetçilerin uğrak yeri olan bir restoranda geçtiği belirtilen konuşmada, İçişleri Bakanı Bartlomiej Sienkiewicz ile Marek Belka'nın hükümetin geleceğini masaya yatırdığı belirtiliyor.
Kaydın metnine göre, Belka bakandan Maliye Bakanı Jacek Rostowski'nin görevden alınmasını istiyor. Bu talebin yerine getirilmesi halinde Belka, hükümeti bir ekonomik kriz durumunda destekleme sözü veriyor.
Konuşmanın gerçekleştiği öne sürülen tarihten 4 ay sonra Maliye Bakanı Rostowski görevden alınmıştı.
Başbakan Donald Tusk, görevden almanın söz konusu konuşmayla bir ilgisi olmadığını savunuyor.
Tusk ayrıca, konuşma kaydının yayımlanmasını "Polonya hükümetini yasadışı yollarla yıkmak için darbe girişimi" olarak tanımlıyor.
Bunun üzerine bir savcı ile devlet güvenlik yetkilileri Çarşamba gecesi derginin bürosunu bastı.
Derginin editörü, baskın sırasında dizüstü bilgisayarına zorla el konulmaya çalışıldığını söyledi.
Adalet Bakanı Marek Biernacki ise baskının "aşırı" olduğunu belirterek, gazetecilik mahremiyetinin ihlal edilmesinin "meşruiyet kaygısı" yarattığını dile getirdi.
Adalet Bakanlığı Müsteşarı Michal Krolikowski de, operasyonda hukuki boşluklar ve hatalar yapıldığını kabul etti.
Skandalın Başbakan Tusk üzerindeki baskıyı artırdığı belirtiliyor.
Tusk, "güven krizinin" sürmesi halinde erken seçime gidilebileceğini söylemişti.
Tusk'un liderliğindeki merkez-sağ koalisyon, Ekim 2011 seçimlerinde ikinci zaferini elde etmişti.