Uzmanlar, Polonya'daki seçimlerden birinci parti çıkmasına karşın meclis çoğunluğunu kaybeden Hukuk ve Adalet Partisinin (PİS) "negatif seçim kampanyası" ve rakiplerini "şeytanlaştırma" politikasının seçmenler üzerinde olumsuz etki yarattığını ve sonuçlara doğrudan etki ettiğini belirtti.
Abone olAtlantik Konseyi Varşova Direktörü Aaron Korewa ve Polonya'daki Sosyal Ve Beşeri Bilimler Üniversitesinden (SWPS) sosyolog ve siyaset bilimci Dr. Marta Zerkowska-Balas, Polonya'da 15 Ekim'de yapılan genel seçimler ve referandumun sonuçlarını AA muhabirine değerlendirdi.
Seçimlere katılımın yüzde 73'e yakın olduğunu kaydeden Korewa, bunun, 1989'da düzenlenen komünizm sonrası ilk demokratik seçimden bu yana kaydedilen en yüksek oran olduğunun altını çizdi.
Korewa, Polonya'da hiçbir hükümetin iki dönemden fazla iktidarda kalmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"İktidardaki PİS sandıklardan birinci parti olarak çıktı. Hala en büyük parti konumunda ancak seçimin iki büyük sürprizi oldu. Birincisi, Üçüncü Yol ittifakı. Oldukça iyi bir sonuç elde ettiler. Parlamentoya girmek için bir muhalefet hükümetini destekleyeceklerini zaten ilan ettiler. Daha önce yorumcular barajı aşmak konusunda sorun yaşayabileceklerini söylüyorlardı çünkü destekleri anketlerde bir ileri bir geri gidiyordu. Diğer büyük sürpriz ise Konfederasyon Partisinin çok kötü performansı oldu. Beklenenden daha az oy aldılar."
Aşırı sağcı Konfederasyon'un bazı anketlerde yüzde 10'un üzerinde oy aldığının hatırlatılması üzerine Korewa, "Kampanya döneminin sonunda stratejileri biraz dağınıktı. Tutarlı bir mesajları yoktu. Tiktok videoları ve bunun gibi şeyler kullandılar ama gerçekten çok iyi bir zemine sahip değillerdi. Ayrıca seçmen katılımındaki artış büyük ölçüde liberal muhalefet partilerinin lehine görünüyor. Kamuoyu yoklamalarına bakarsak, kararsız seçmenlerin tercihleri anlaşılıyor. Daha yüksek katılım oranından negatif anlamda etkilenmiş gibi görünüyorlar." diye konuştu.
PİS'in "negatif" seçim kampanyası
Korewa, PİS'in kırsal kesimden ciddi destek gördüğünü anımsatarak, kampanya döneminin başında ve sonunda farklılaşan yaklaşımları olduğunu ifade etti.
PİS'in "çok sert ve negatif" bir kampanya yürüttüğünü dile getiren Korewa, "Temelde verdikleri mesaj Donald Tusk'un 'korkunç' bir adam olduğuydu. Bu da kendi tabanları dışındaki insanları heyecanlandırmışa benzemiyor. Yeni seçmenlerin ilgisini çekmeyi başardılar ancak olumsuzluk konusunda çok sert davrandılar ve bu da pek iyi sonuç vermemiş gibi görünüyor." değerlendirmesini yaptı.
Korewa, ülkede seçmenlerle ilgili yapılan çalışmalara değinerek, kararsız ve oy vermeyen kişilerin negatif atmosferden hoşlanmayan insanlar olduğunun ortaya çıktığını söyledi.
Polonya siyasetine bakıldığında iki taraf arasında uçurum olduğuna dair izlenim edinildiğini belirten Korewa, "Aslında Polonya toplumunun çoğu kesimi böyle değil. ABD'de yaşadım ve orada insanların hangi siyasi görüşe sahip olduklarına bağlı olarak ülkenin farklı bölgelerinde yaşadıklarını görebilirsiniz. Polonya'da durum bu kadar farklı değil. Yani, evet, elbette büyük şehirlerde muhalefet, kırsal bölgelerde ise hükümet hakim ama sanki siyasi aktörler, kutuplaşmayı toplumda gerçekte olup bitenden daha üst bir seviyeye taşıyor gibi. Bu da bana şu ana kadar geri tepmiş gibi görünüyor." ifadelerini kullandı.
Korewa, Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda'nın hükümeti kurmak için seçimlerden birinci parti olarak çıkan PİS'i görevlendireceğinin altını çizerek, partinin Başbakan adayının henüz kesinleşmediğini ancak mevcut Başbakan Mateusz Morawiecki olmasını beklediğini ifade etti.
İktidardaki PİS'in Üçüncü Yol ittifakında yer alan Polonya Halk Partisinin (PSL) kazanacağı koltuk sayısına göre oradan milletvekillerini kendi tarafına çekmeye çalışabileceğine değinen Korewa, bunu pek olası görmediğini ancak her halükarda hükümet kurma görevinin ilk turda PİS'e verileceğini dile getirdi.
İktidarın "düşmanlık üzerine" inşa ettiği seçim kampanyası
Polonya'daki Sosyal ve Beşeri Bilimler Üniversitesinden (SWPS) sosyolog ve siyaset bilimci Dr. Marta Zerkowska-Balas, çıkış anketlerine göre, sandıktan birinci çıkan partinin PİS olduğunu ancak seçimin gerçek galiplerinin muhalefet partileri olduğunu ifade etti.
Zerkowska-Balas, Cumhurbaşkanı Duda'nın hükümet kurma görevini PİS'e vereceğini belirterek "Ancak meclisteki sandalye sayısının 198 civarında olması bekleniyor. Çoğunluk koalisyonu kurma şansları yok. Tek potansiyel koalisyon ortakları Konfederasyon'un kötü seçim sonuçları, bu partiler arasında yapılacak işbirliğinin bile çoğunluğu sağlamasını olanaksız kılıyor." diye konuştu.
Sivil Koalisyon, Yeni Sol ve Üçüncü Yol ittifakının parlamentoda çoğunluğu elde edeceğini kaydeden Zerkowska-Balas, "Bu partiler birçok açıdan farklılık gösterse de liderleri seçim sonrası konuşmalarında yeni bir hükümet kurma konusunda işbirliği yapmaya istekli ve hazır olduklarını ifade ettiler." dedi.
Zerkowska-Balas, muhalefet partilerinin zaferine çeşitli faktörlerin katkıda bulunduğunu belirterek şunları kaydetti:
"İlk olarak, iktidar partisine karşı güçlü bir isteksizlik vardı: Polonyalılar demokrasinin baltalanmasına, ekonomik ve uluslararası politikalardaki kötü kararlara, kayırmacılığa ve nepotizme karşı oy kullandı. İkinci olarak, PİS'in zayıf seçim kampanyası Tusk'a ve tüm muhalefete karşı düşmanlık üzerine inşa edilmişti. Araştırmalar, sadece rakibi şeytanlaştırmanın seçim kazanmak için yeterli olmadığını gösteriyor; somut politika önerileri şart. Daha önce Polonyalıların ruh hallerini ve ihtiyaçlarını iyi kavrayan parti, bu kez 'tekrarlanan politikalar' sunarak, bir partiden somut faydalar bekleyen seçmenlerin desteğinin azalmasına yol açtı. Bu arada muhalefet, duyguları ustalıkla kullanarak ve farklı gruplar arasında işbirliği yapmaya istekli olduğunu göstererek seçmenlerini harekete geçirmeyi başardı."
15 Ekim seçimleri ve referandum için oy sayımı tamamlandı
Polonya Ulusal Seçim Komisyonu da oy sayımını 17 Ekim'de saat 09.45'te tamamladı. Buna göre, PİS seçimleri yüzde 35,38 oy oranıyla birinci tamamladı.
Seçimde yüzde 35,38 oy oranıyla ilk sırayı alan PİS'i, yüzde 30,70 ile ana muhalefet bloku Sivil Koalisyon, yüzde 14,4 ile Üçüncü Yol ittifakı izledi. Yeni Sol Parti yüzde 8,61, aşırı sağcı Konfederasyon Partisi yüzde 7,16 oy alabildi.
Ülkede seçim barajı partiler için yüzde 5, ittifaklar için yüzde 8 olarak hesaplanıyor.
Tamamlanan oy sayımıyla yüzde 35,38 oy alan ve birinci olan PİS, diğer partilerin sonuçlarına göre Meclis çoğunluğunu kaybediyor. Bu durumda 3 muhalefet partisinin koalisyon kurarak Meclis'te çoğunluğu alması öngörülüyor.
Öte yandan 4 sorudan oluşan referanduma katılım oranı yüzde 40,91 olarak açıklandı. Buna göre yüzde 50'yi aşamadığı için referandum geçersiz sayılacak.
Muhalefet, seçmenlerine "referandum oylamasına katılmamaları ve yalnızca genel seçimler için oy kullanmaları" çağrısında bulunmuştu.